Buradasınız
Asırlık Çınar Vedat Türkali Sonsuzluğa Uğurlandı

29 Ağustosta hayata gözlerini yuman sosyalist aydın Vedat Türkali, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde sonsuzluğa uğurlandı. Aralarında çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti ve sendika temsilcisinin olduğu binlerce kişi, Türkali’yi uğurlamak için Teşvikiye Camii’nde toplandı. Kızıl karanfillerle örtülen tabutunun başında gruplar halinde saygı nöbeti tutuldu. Yazdığı eserler ve fotoğrafları taşındı. Sömürüsüz bir dünyaya olan umudunu anlattığı şiirlerinin mısraları slogan halinde haykırıldı.
Asıl adı Abdulkadir Pir Hasan olan Vedat Türkali, işçilerin sömürüldüğü, insanın insanı ezdiği, zenginliğin tek elde toplandığı kapitalist sistemin son bulması için mücadele etti. Tüm yaşamını bu uğurda harcadı; yazdı, filmler çekti, anlattı. Vedat Türkali işçilerin ezilmesini, aşağılanmasını, aldatılmalarını, sömürüye karşı örgütlenip ayağa kalkmalarını anlatan film senaryoları yazdı, filmler çekti. Karanlıkta Uyananlar ve Güneşli Bataklık bu filmlerdendir. Romanlarında sömürüsüz bir dünya için mücadele eden sosyalistleri ve işçileri yazdı. Türkali, dünyanın değiştirilebilir olduğuna ve sömürüsüz bir dünya kurulabileceğine inanıyordu. Bu uğurda hapisler yatmaktan, sürgünlere gitmekten de çekinmedi. Son nefesini verene kadar umudunu yitirmeden, kendi alanında mücadelesini verdi ve halkların kardeşliğini savundu.
İşte bundan dolayı da sosyalistler, sınıf bilinçli işçiler ve aydınlar onu yalnız bırakmadılar. Sömürüsüz bir dünya için mücadele veren işçilerin mücadele örgütü UİD-DER de cenazeye katılarak Vedat Türkali’yi son yolculuğunda yalnız bırakmadı. UİD-DER’li işçiler, Türkali’nin şiirinden bestelenmiş İstanbul şarkısını söylediler ve o şarkıdan hareketle “Haramilerin Saltanatını Yıkacağız!” sloganını haykırdılar.
Cenaze töreninin ardından Türkali’nin naaşı Zincirlikuyu mezarlığına doğru yola çıkarıldı. Binlerce kişi cenaze aracının ardından mezarlığa doğru yürüyüşe geçti. “Haramilerin Saltanatını Yıkacağız”, “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Kavgamızın Şairi Vedat Türkali” sloganlarıyla Teşvikiye Camii’nden yola çıkan kitle, yolu trafiğe kapatarak yürüdü. Polis, birkaç defa kitleyi engelleme girişiminde bulundu. Bir defa de gaz sıktı. Ancak her defasında geri çekilmek zorunda kaldı. Trafiğin akışını sağlamak bahanesiyle yaptığı her müdahale araç trafiğini daha da yoğunlaştırdı. Kendiliğinden başlayan yürüyüşe çaresizce geçit verdi. Kitle devrim ve sosyalizm sloganlarını yol boyunca dilinden düşürmedi. Her yaş grubundan işçi, emekçi, edebiyatçı, yazar, oyuncu, Vedat Türkali’yi son yolculuğuna uğurlamak isteğiyle, 2 saate varan yol boyunca duraksamaksızın yürüyüşe devam etti.
Vedat Türkali 75 yıllık hayat arkadaşı eşi Merih Pirhasan’ın yanı başına defnedildi. Toprağa verilmesinin ardından mezarı başında konuşmalar yapıldı. Akın Birdal, 70 yıllık mücadele arkadaşı Sevim Belli ve Selahattin Demirtaş yaptıkları konuşmalarda anılarını paylaştılar. Sevim Belli, 1951 TKP tevkifatları öncesine kadar dayanan dostluk yıllarından anekdotlar anlattı. Maruz kaldıkları baskılara, tutuklamalara, çektikleri sıkıntılara, yanlarındaki birçok kişinin büyük sarsıntılar geçirmesine, kimisinin yarı yolda bırakmasına rağmen “Biz Kadir’le hep aynı saflarda çıktık” dedi.
Sevim Belli’nin ardından, Vedat Türkali’nin çok sevdiğini ifade ettiği Selahattin Demirtaş bir konuşma yaptı. Vedat Türkali hayattayken 4 neslin onun eserlerinden beslendiğini dile getiren Demirtaş, “onurlu bir yaşam nasıl yaşanır diye bir kılavuz yapılsa Vedat Türkali’nin hayatını yazmak yeterlidir. Böyle yaşanmalı hayat ve keşke böyle yaşasak ve böyle ölsek” dedi. Demirtaş Türkali’yi şu sözlerle andı: “Enerjisinin son anına kadar özgürlük, devrim ve barış mücadelesine sunabilmek herkese nasip olmuyor. Emekli olmamış bir devrimcinin mezarı başında konuşuyoruz… Barışı inşa etme sürecini tamamlayamadı. Fakat onun bu konudaki emaneti, vasiyeti bizler için talimat olacaktır. Silahların sesinin en gür sesiyle çıktığı zamanlarda barış isteyenler haykıramayacaksa, bugünlerde barışı haykıramayacaksa zaten barış mücadelecisi olmak mümkün değildir. Tam da bugünlerde bunu haykırmak lazım. 1 Eylül’de yolculuyoruz kendisini. Umut ediyorum, bir sonraki 1 Eylül’de mezarı başında onu anarken verdiğimiz sözün yerine getirilme rahatlığıyla burada buluşuruz.”
Demirtaş’ın konuşmasının ardından “Bekle Bizi İstanbul” şiiri Türkali’nin sesinden dinlendi. Şarkısı hep bir ağızdan söylendi. Yaşamının son anına kadar dünyayı değiştirme mücadelesine sıkı sıkıya sarılan, en zor dönemlerde bundan yılmayan, yaşadığı dönemde ürettiği eserlerle sonraki kuşaklara da seslenen Vedat Türkali, bedenen aramızdan ayrıldı. Fakat anıları, eserleri ve mücadelesi, sınıfsız bir dünyaya olan arzusu kavgamızda yaşayacak!
Tedi’de 1 Eylül Dünya Barış Günü
Bal Tutanlar
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...