Buradasınız
Bütün işçileri UİD-DER’e davet edelim
Gebze’den UİD-DER üyesi bir metal işçisi
İlk defa UİD-DER’in düzenlediği Nazım Hikmet anması için davetiye dağıtmaya çıkmıştım. Heyecanlıydım, bir o kadar da tedirgindim. Bunu arkadaşlarıma belli etmemeye çalışıyordum. Davetiyeleri dağıtacağımız bölgeye yaklaştıkça tedirginliğimin azaldığını hissettim. Çünkü geldiğimiz yer daha önceleri geçici işlerde çalıştığımda geldiğim yerlere benziyordu. İç içe gecekondu evleri. O zamanlardan şunu iyi biliyordum. Böyle mahallelerde çalıştığımızda mahalle halkı bize sıcak davranır, çayımızı, suyumuzu verir, hatta öğlen vakitlerinde yemek dahi verenler olurdu. Bizim o yorgun, bitkin halimizi gören yoksul insanlar, bu sorunları kendileri de bir şekilde yaşıyorlardı. Eminim burjuvaların ya da küçük-burjuvaların mahallelerinden geçerken veya oralarda iş yaparken içecek su dahi verilmediğini görüyorlardı. Bunları aklımdan geçirdikçe tedirginliğim tamamen kayboldu.
Nihayet davetiyeleri dağıtmaya başladık. İlk uğradığımız evde bizi orta yaşlı bir abi karşıladı. Tam da benim hatırladığım gibi. Bizi evine buyur etti. Bir şeyler ikram etmek istedi. Kendisine teşekkür ettik ve etkinliğimiz hakkında bilgi verdik. Diğer evlere de davetiyelerimizi dağıtmaya koyulduk.
Diğer bir eve geçtik. Bekâr işçi arkadaşlar vardı. Kapı açıktı. İçeri baktığımda iki işçi arkadaşın uyuduğunu gördüm. Seslendim, içeridekilerin birkaçı beni duydu, diğerleri hâlâ uyuyordu. Sesler arttığında onlar da uyandı. Kaldıkları yer tam olarak bir gecekonduydu. Tek yorgan arasında, yerde yatma yerleri. Toplam dört kişi kalıyorlarmış o ufacık yerde. Kimisi tersanede, kimisi fabrikada çalışıyormuş. Onlara da derneğimiz ve etkinliğimiz hakkında bilgi verdik.
Özellikle bu bekâr işçi arkadaşların kaldığı yeri ve koşulları görünce daha genç yaşlardayken yaşadıklarım aklıma geldi. Ne kadar da birbirimize benziyoruz. Ama ne kadar birbirimizden uzağız. İllâ her birimiz bunları yaşamak zorundaymışız gibi. Yer Hacı Hüsrev yani Dolapdere idi. Medyadan takip ediyorsunuzdur. Şu sözde “kentsel dönüşüm” yani kentsel yağma projesinin uygulandığı yerlerden biri. Memleketten geçici işlerde çalışmak için gelmiştik. Kalacağımız yer tek odalı, barakayı andıran bir yerdi. Bu yıkıntıda 14 kişi kalacaktık. Ranzaların üstüne önce kartonlar serdik, sonra da yorgan arasına yatak yapmaya başladık. Kumanya oluşturduk; yemek, bulaşık ve temizliği dönüşümlü yapıyorduk. Bu işleri bize paylaştıran 45 yaşlarında köylü bir abi idi. Önceleri bana çok tuhaf geliyordu bu işler ve yaşadığım bu durum. Daha sonra gezmelere ve kahveye bu abi ile gittim. Tam anlamıyla göçmenler gibi yaşıyorduk. Göçmen işçiydik yani.
Günlerden pazardı. Pazar sabahı dokuzda işe başlardık. Çalıştığımız semt zenginlerin oturduğu bir yerdi. Ben kompresör tabancasıyla asvalt kırıyordum. Elbette ses ve gürültü oluyordu. Vatandaşın biri balkondan bağırmaya başladı. Ben ne yapacağımı bilmiyordum ve kompresörü durdurdum. Adam hâlâ avaz avaz bağırıyordu. Belli ki beyefendi rahatsız olmuştu. Biz ise ekmek parası kazanıyorduk, Pazar sabahı bile çalışmak zorundaydık. Bize kaldığımız barakada kolektif yaşamı öğreten abi geldi. Elinde kürek vardı. Küreği sinirinden öyle sıkmıştı ki avuçları patlayacaktı sanki. Biraz sonra diğer işçi arkadaşlar da yanıma toplandı. O bağırıp çağıran adamsa, bizim sinirlendiğimizi gördüğünde hemen temiz, şık ve düzenli evine girmişti. Bu benim için çok önemli bir ders olmuştu. Biz işçiler bir arada olmalıyız. Sınıfımızı, çıkarımızı bilmeliyiz.
UD-DER’in Nazım Hikmet anması davetiyelerini dağıtmaya gittiğimiz mahalle benim gibilerle doluydu. Bizim gibilerle. “Deryanın içinde olup da deryayı bilmeyen balıklar” gibi.
Bizler kendimizi anlatmaya başladığımızda karşımızdaki işçiler ya bizim yaşadıklarımızı yaşıyordur ya da bir gün bizim yaşadıklarımızın benzerlerini yaşayıp anlamaya başlayacaklar.
Yaşasın UİD-DER!
UİD-DER’e Teşekkürler
Tuzla Deri İş’te 15-16 Haziran Semineri
Son Eklenenler
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...