Buradasınız
Başkanlık Sistemi İçin Ne mi Düşünüyoruz?
Bir otomotiv işçisi

Anayasa değişikliği teklifi Meclisten geçti ve Cumhurbaşkanı tarafından referanduma sunulmak üzere onaylandı. Herkes merakla bekliyor. Çok önemli sonuçları olacağı için referandumla yatıp referandumla kalkar olduk. Referandumda evet çıkmazsa terörün, patlayan bombaların bitmeyeceğini söylüyorlar. Demek ki bu referandumda evet çıkması birileri için hayat memat meselesi ve bunun için ellerinden geleni yapacaklar. İktidar “evet” istiyor ama “evet”in gerekçelerinin sorulmasını istemiyor. Emekçiler kutuplaştırılarak birbirlerinden uzaklaştırılıyor. Düşüncelerini rahatça, hiçbir baskı ve korku yaşamadan birbirleri ile paylaşamayan insanlar; birbirlerine karşı içten içe öfkelenip tahammülsüzleşiyorlar. Böyle olması ve emekçilerin biz ve bizden olmayanlar diye karşı karşıya getirilmesi yürütülen siyasetin bir sonucudur.
Ancak elbette bu durum tartışmaları bütünüyle engelleyemez. Referandumda ne olacağı, “evet”in ya da “hayır”ın ne anlama geldiği biz işçilerin de gündeminde. Biz de bu konuyu sıklıkla konuşuyoruz. Bunun üzerine işyerinde bir işçi arkadaşım ile yaptığımız sohbeti paylaşmak istiyorum:
Ben: Abla bu referandum meselesi ne olacak, gerek var mıydı şimdi buna?
O: Hayırlısı ile “hayır” olacak.
Ben: Sence ne yapmayı amaçlıyorlar?
O: Hükümet o kadar çok yolsuzluk yaptı, o kadar mal varlığı elde etti ki, başkanlık sistemi olmazsa yargılanacaklar. Bu yüzden de başkanlık sistemi olsun istiyorlar. Tek kişinin dediği olacaksa o zaman Meclise ne gerek var? Bunlar ülkeyi istediği gibi satar kimse de karışamaz.
Ben: Referandumda evet çıkmazsa terör son bulmayacak dedi başbakan yardımcısı geçenlerde.
O: Herkes biliyor aslında nelerin döndüğünü. Her taraf polis kaynıyor ama yine de durmadan bombalar patlıyor, insanlar ölüyor. Olan yine garibana oluyor. Ama onlar da sonunda ettiğini bulacaklar. Onların da yanına kalmayacak bu yaptıkları.
Ben: Evet doğru söylüyorsun gerçekten de öyle. Peki, sence MHP niye bu başkanlık sistemini destekliyor?
O: Hepsininki koltuk sevdası. O da koltuk peşinde olduğu için bunu yaptı. Ama doğru değil bu yaptığı.
Ben: Abla sen hangi partiye oy verdin?
O: Çok şükür MHP’ye verdim. (Bu sözlerinden sonra Abla biraz durakladı ve ekledi) Yani ne yapayım hepsi aynı, işte birine veriyoruz mecbur. Kim var ki verilebilecek?
Ben: Ama bu referandum zaten parti meselesi değil ki. Biz referandumda hangi partinin iktidara geleceğini veya milletvekillerini seçmeyeceğiz. Tek adam rejimine evet ya da hayır diyeceğiz ki bu yüzden bu referandum herhangi bir seçimden çok daha kritik.
O: Elbette tek adamın ülkeyi yönetmesi doğru bir şey değil. Bu nedenle ben de “hayır” diyeceğim.
Tek kişinin söz sahibi olduğu, baskı ve saldırıların önünde hiçbir engelin kalmayacağı, işçi sınıfına ve işçi örgütlerine saldırının alabildiğine yoğunlaşacağı, kısacası işçi sınıfı için hiç de iyi bir gelecek sunmayan başkanlık sisteminin geçmemesi için biz işçiler “hayır” diyoruz.
Dalga Derinde
Fazla Mesailer İşçileri Tüketiyor
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...