Buradasınız
Bir Sorunun Düşündürdükleri
Sancaktepe’den bir grup işçi

Samatya’dan bir sağlık işçisi ablamız UİD-DER’in sitesine yazdığı “Bir Sorum Var Dostlar” adlı mektubun sonunu “UİD-DER’de arkadaşları görünce bazen diyorum bu insanların hiç mi dertleri yok, hep güler yüzlü, hep enerjikler. Onlarla bir araya gelince bana da geçiyor enerjileri. Peki, yine soruyorum size dostlar, bu işin sırrı ne?” diyerek bitirmiş. Biz de Sancaktepe’den bir grup işçi olarak işçi ablamızın sorduğu soru üzerine düşündük ve bir cevap yazdık:
Sevgili emekçi ablamız, “Bu işin sırrı ne?” diye sorduğun mektubunu okuduk arkadaşlarla. Mektubun kısaydı belki ama o kadar anlamlı bir soru sormuştun ki uzun uzun sohbet ettik üzerine. Her birimizin yaşamında karşılaştığı güçlükleri, bunlarla baş etme yolumuzu, derneğimizin anlamını, örgütlülüğün önemini, bizi insan yapan değerleri konuştuk. İstedik ki duygularımızı hem seninle hem de bu mektubu okuyacak olan diğer işçi dostlarımızla paylaşalım ve sorduğun anlamlı soruyu bir mektuba sığdırabildiğimiz kadar cevaplandırmaya çalışalım.
Hani demişsin ya “arkadaşları görünce bazen diyorum bu insanların hiç mi dertleri yok, hep güler yüzlü hep enerjikler” diye. Elbette sen de biliyorsun neden böyle enerjik olduğumuzu ama diğer işçi kardeşlerimizin de düşünmesini istiyorsun. Ayrıca derdimiz çok, olmaz olur mu? Kapitalizm denen bu sömürü düzeninde bir emekçi olarak yaşayıp da dert sahibi olmamak ne mümkün! Sinek üreten bataklık misali her gün sorun üretiyor bu sistem. İşyerinde yaşadığımız haksızlıklar, geçim sıkıntısı, sağlık sorunları, çocuklarımızın eğitimi ve daha neler neler… Sadece UİD-DER’in sitesine gönderilen mektuplarda bile o kadar çok sorun var ki işçi arkadaşlarımızın dillendirdiği. Bizim gibi milyonlarca emekçi her gün bin türlü sıkıntıyla baş etmeye çalışıyor. Kimisi dizilerde, filmlerde izlediği hayatlara kendini kaptırıp avunduğunu sanıyor, kimisi işin içinden çıkamayıp yaşamına son veriyor, kimisi akıl sağlığını yitiriyor, kimisi de çaresiz görüp kendini, bütün bir yaşamını mutsuz, umutsuz yaşıyor. Biz ise yaşadığımız sorunların kaynağının bu sömürü düzeni olduğunu biliyoruz. Bu düzenin insanları da yozlaştırdığını, çürüttüğünü biliyoruz. Ve çok iyi biliyoruz ki hiç kimse yaşadığı sorunları tek başına çözemez. Elbette bazı sorunları çözdüğümüz olur. Ama bu düzen öyle bir düzen ki birinden kurtulursun sorunların, bir de bakarsın ki daha büyüğü başında. Hep bir mücadele halindesindir yani. O yüzden gerçek kurtuluş bizimle birlikte tüm insanlığın kurtulmasıdır. Yani senin, benim sorunlarımız hep birlikte çözersek son bulacak. İşte bunun için de bir araya gelmek, yani örgütlenmek gerekiyor. UİD-DER bize yalnız olmadığımızı, haksızlıklara karşı mücadele etmek için ne yapmamız gerektiğini gösteriyor. Kapitalizmin çürüttüğü toplumda dimdik ayakta kalmamızı, güçlü durmamızı sağlıyor. Dayanışmak, paylaşmak, yardımlaşmak, ortak mücadele vermek bizi insan yapıyor.
Bir insan sadece en temel ihtiyaçlarını karşılayarak insan olamaz. İnsan olmak demek insanı insan yapan değerlere sahip çıkmak demektir. Her koyunun kendi bacağından asıldığı masalının anlatıldığı bu düzende nasıl sahip çıkacağız değerlerimize? Tabi ki örgütlenerek. Örgütlenmek demek sadece bireysel sorunlarımızla değil insanlığın sorunlarıyla ilgilenmek demektir aynı zamanda. Yani biz sadece kendimizin değil dünyanın yükünü taşıyoruz sırtımızda! Ve bu bizi daha güçlü yapıyor, ufkumuzu açıyor. Geçmişimizi, bugünümüzü ve geleceğimizi öğreniyoruz hep birlikte. Birbirimizden güç alıyoruz. İşte o zaman ortaya öyle bir enerji çıkıyor ki kapıdan içeri giren herkesi sarıp sarmalıyor, umut oluyor, ışık oluyor. Belki sana da sormuşlardır “dünyayı sen mi kurtaracaksın” diye. Evet dünyayı biz işçiler kurtaracağız. Ne zaman dünya kurtulursa biz de kurtulmuş olacağız. 1 Mayıs’ta attığımız sloganı hatırlayalım: “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!” Ne kadar doğru değil mi? Bir damla tek başına hiçbir şeydir. Ama milyarlarca damla bir araya geldiğinde öyle bir yağmur yağar ki, kurak toprakları bereketli topraklara çevirir, nehirleri coşturur. Hayat fışkırır yağmurun yağdığı yerde. İşte biz her birimiz tek başımızayken bir damlayız ama UİD-DER’de yağmur oluyoruz. Bu bize güç veriyor, enerji veriyor, yaşama sevinci veriyor. İnsan yaşamın gerçek anlamını bulduğunda dertleri de küçülmüş oluyor. İşte biz UİD-DER’de yaşamın gerçek anlamını buluyoruz.
Süperpak Grevi Sürüyor
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...