Buradasınız
Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk bebeğini beklerken, kimisi ev taksiti öderken işsizlik batağına saplanıyor. Ama patronlar ve siyasi iktidar bu durumu normal görüp kabullenmemizi ve hatta “gönüllü çıkışlara” razı olmamızı istiyorlar.
Hem sendikalı hem de sendikasız işyerlerinde işten atmalar hız kazandı. Patronlar, piyasadaki belirsizlikleri, ekonomik krizi, tedarik zincirindeki kopmaları, ABD’nin korumacı politikalarını, enflasyon ve kurdaki artışı dillerine dolayarak, “başka çarem kalmadı ya fabrikayı kapatacağım ya da aranızda gönüllü çıkmak isteyenler varsa adlarını yazdırsın” diyorlar. Tazminatını almak, birikmiş borcunu ödemek için bazı işçi arkadaşlarımız adını işsiz kalacaklar listesine yazdırıyorlar. Hatta birbirlerini “gönüllü çıkış” için teşvik ediyorlar.
Özellikle sendikalı fabrikalarda patronlar işçileri işten çıkmaya zorlayarak hem krizin faturasını işçiye kesiyorlar hem de o işçilerin yerine daha düşük maliyetli işçi almanın hesabını yapıyorlar. Bu, genel ücret düzeyinin daha da düşmesi ve iki işçinin işini bir işçiye yüklemek anlamına geliyor. İşten atma saldırısını “gönüllülük” tuzağıyla meşrulaştırmış ve işçilere kabul ettirmiş oluyorlar.
Oysa zaten krizin faturasını biz işçiler ödüyoruz. Ödediğimiz fatura da her geçen gün ağırlaşıyor. Hayat kalitemizden, sağlığımızdan, sosyal hayatımızdan fedakârlık ediyoruz. Patronlar toplu sözleşmelerde zam oranlarını düşük tuttular, asgari ücreti açlık sınırının altında belirlediler. Kıdem tazminatını kuşa çevirdiler ve emekli aylıkları cep harçlığı düzeyinde. Özetle bu dönemde kimimiz işten atılmakla, kimimiz düşük ücretle, kimimiz ağır çalışma koşullarına maruz kalarak krizin bedelini ödüyoruz.
Bugün siyasi iktidar sendikacıları tutukluyor, mücadele eden işçilere göz açtırmıyor. Patronların düşük ücret dayatmalarına, işten atma saldırılarına, sendikal hak gasplarına boyun eğmemizi istiyor. Patronlar da iktidar da ucuz, “kullan at” işçi istiyorlar. Bu yüzden işçiler ve işsizler olarak birlikte mücadele etmekten, iktidara ve sermaye sahiplerine birlikte karşı durmaktan başka bir seçeneğimiz yok.
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...