Buradasınız
Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı bir işçi

Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi görünse de Trump aslında ABD’li kapitalistlerin sözcülüğünü yapıyor. Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olarak yönetilen Grönland, Atlas Okyanusunun kuzeyinde yer alıyor ve yüzde sekseni buzullarla kaplı. Peki, ABD sermaye sınıfı ve Trump Grönland’ı neden istiyor? Çünkü küresel ısınma nedeniyle buzulların daha da eriyeceğini biliyorlar, buzların altındaki elementleri, demir, alüminyum, petrol, doğalgaz, titanyum, lityum, uranyum, nikel ve bakır yataklarını ele geçirmek istiyorlar.
Buzulların erimesiyle dünya genelinde kıyı şeritleri ve buradaki yerleşimler sular altında kalacak. Sel, toprak kayması, tsunami, kuraklık gibi afetler, felaketler yaygınlaşıp şiddetlenecek. Sıtma benzeri bulaşıcı hastalıkları taşıyan sivrisinekler daha geniş alanlara yayılacak, börtü böceğin, hayvanların yaşam alanları yok olacak, orman yangınları artacak. Ama açgözlü kapitalistlerin, Trump gibi zorba liderlerin umurunda bile değil! Dünyamız yok oluşa sürüklenirken ve yeni felaketlerin kapısı aralanırken kârlarından ve çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen egemenler, ellerini ovuşturarak kutuplardan çıkacak madenleri elde etmenin hesabını yapıyorlar. ABD ve Çin gibi emperyalist güçler buzulların altındaki madenlerin nicedir peşinde. Ne buzulların erimesiyle yaşamı cehenneme dönecek olan yüz milyonlarca insan ne de canlı yaşamın yok olma tehlikesi umurlarında. Onlar bu madenler üzerinden büyük kârlar elde etmek ve yürüttükleri hegemonya savaşında üstünlüğü ele geçirmek istiyorlar.
Kapitalizm insanlığa ve doğaya yıkımdan başka bir şey vaat etmiyor. Dünyanın adeta çivisi çıkarılmış, doğanın dengesi alt üst edilmiş durumda. Bu düzenin egemenleri kendi kârları, zenginlikleri uğruna milyarlarca insanı ve canlıyı, doğayı hiçe sayıyor. Böyle devam ederse çocuklarımızın yaşayacakları bir dünya, nefes alabilecekleri bir doğa kalmayacak. İşte bu yüzden kapitalist düzene karşı, insanlığın doğayla uyum içinde yaşayacağı, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için mücadele etmeliyiz.
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...