Buradasınız
Biz Haksızlığa Boyun Eğmeyenleriz
GOSB’dan bir kadın metal işçisi

Dünya işçi sınıfının birleşip meydanlara aktığı o günde bizler de UİD-DER’de örgütlü işçiler olarak tüm coşkumuzla alanlardaydık. Etraftan geçen insanların “bunlar da kim, ne kadar doğru söylüyorlar, ne kadar da coşkulular, ne kadar canlılar” dediklerini duyduk defalarca. Çünkü bizler haksızlığa, zulme boyun eğmeyen, umudunu asla yitirmeyen sınıf bilinçli işçileriz.
“Ben haksızlığa karşıyım” diyen milyonlarca insan var, hatta dünya üzerinde hiç kimse haksızlığa karşı olmadığını söylemez. Fakat bu cümleyi söyleyip sessiz kaldıktan sonra insan haksızlığa nasıl karşı gelir? Önemli olan esası görmek, bu sömürü düzenini yıkmak için hep birlikte karşı çıkmak değil midir? UİD-DER’le 1 Mayıs’a ilk defa katılan bir metal işçisinin alandan çıktıktan sonra söylediği cümleler aynen şöyleydi:
“Ben, her yıl aynı bahanelerle 1 Mayıs’a gelmeyi reddediyordum. ‘Ben gitsem ne olur gitmesem ne olur, ne değişir?’ diyordum. Tek başıma bir anlam ifade etmiyorum ki, tek başıma ne kadar sesim çıkabilir? Ama sadece ben değil milyonlar böyle düşünse bugün bu coşku yaşanmazdı. Benim tek başıma bir anlamım yok ama hep birlikte olunca sesimiz öyle güçlü çıkıyor ki kimse bunun karşısında duramaz. En olmaz dediğim şeylerin bile yan yana gelince olacağını gördüm. Ne kadar da güçlüyüz böyle olunca. Kıdem tazminatına el koymaktan bahsediyorlar, bu haksızlığa karşı öyle öfkeleniyorum, öyle hınçlanıyorum ki! Tek başıma söylediğimde anlamsız, ama bu haksızlığa yüzbinler olarak karşı durunca her şey değişir. Sadece gücümüzün farkına varmak gerek.”
Evet, gücümüzün farkına varmak ve tek başına olmadığımızı bilmek gerek. Bizler işçi sınıfının fikirlerini sahiplenen, geçmişin deneyimlerinden dersler alarak UİD-DER’in yolundan yürüyen işçileriz. Bu nedenle durmadan, usanmadan bıkmadan sınıfımızın tarihini ve örgütlü gücümüzü anlatırız. Çünkü biz UİD-DER’de bunu öğrendik: Örgütlüysen güçlüsün, örgütsüzsen hiç bir şey. Bu yüzden her 1 Mayıs’ta tüm coşkumuzla, direncimizle, bu düzene olan öfkemizle doldururuz meydanları. Deyim yerindeyse arı gibi çalışırız sınıfımız için, sınıfımızın içinde. Bu bezirgânlar saltanatını tarihin çöp sepetine atmak için sabır ve azimle büyürüz, büyütürüz örgütümüzü.
Son Eklenenler
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...