Buradasınız
Biz ve Onlar, Bizim ve Onların
Kıraç’tan bir metal işçisi

Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz ne demektir veya biz kimiz?
Geçmişten günümüze “biz” kavramı egemenler tarafından toplumu çeşitli havuz ve kümelerde toplayıp kendi emellerine alet etmek için kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Peki, biz deyince, biz ne anlıyoruz? Onların “biz” dediği ile bizim “biz” dediğimiz aynı mı? İster tarihte, isterse günümüzde olsun biz kelimesinin altına herkesi sokabilir miyiz? Günümüz dünyasını gözümüzde canlandıralım, biz kimiz onlar kim?
Öncelikle, biz kendimizi nasıl tanımlıyoruz? Kuşkusuz ister ülkemizde isterse başka ülkelerde olsun bizlerin çeşitli kültürel ve inançsal alt kimlikleri var, olması da normaldir. İnsanın doğduğu coğrafya ve ait olduğu topluluklara göre alt kimlikleri farklılık gösterir ve bunlar insanların geçmişten bugüne kadar süregelen çeşitli kültürel zenginlikleridir. Ama bir de bizim gibi alın teriyle, emeğiyle çalışarak geçinen tüm insanları ortak çıkarlarda birleştiren sınıf kimliğimiz vardır. Biz işçi sınıfıyız! İşte asıl biz diyeceğimiz, kendimizden göreceğimiz bizimle aynı sınıftan olan insanlardır, işgücünü satarak geçinenlerdir. Biz ve onlar ayrımını yaparken neyin tarafı olup olunmayacağı, neyin karşısında durulacağı yahut neyle dayanışma içinde olunacağı bu pencereden bakılarak anlaşılır. Bizim sınıfımızın çıkarına olan, onların zararınadır. Onların çıkarına olan da bizim zararımızadır.
Peki, onlar kim? Onların “biz” dediği kim? Onlar kim biliyor musunuz? Onlar bizi gece gündüz, uzun saatler boyunca sömüren, iş güvenliği önlemlerini almayarak bizi iş kazalarında sakat bırakan ve canımızı alan patronlar sınıfı. Onların bir de temsilcileri var. Geçmişte Hitler, Mussolini, Franco… Bugün ise Trump, Putin, Netanyahu, Modi, Meloni, Orban ve bilumum tüm burjuva siyasetçiler… Dünyamızı felaketlere sürükleyen, insanlığa olmadık acılar yaşatanlar, başta Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde savaşlar çıkarıp katliamlar yapanlardır onlar... Aklımıza iyi kazıyalım ve kime “biz” ve “bizim” diyeceğimizi bir kez daha düşünelim. Çünkü onlar örgütlü davranıyorlar ve bizi sömürüyor, bize kendi sınıf çıkarları için felaketler, açlık, yoksulluk yaşatıyorlar. Yapabiliyorlar çünkü biz yeterince örgütlü değiliz, çünkü biz kim, bizim bizimiz kim, tam anlamıyla idrak edemiyoruz. Biz bir aileyiz diyor ama bizi göçmen düşmanlığıyla, milliyetçilikle zehirliyorlar, çeşitli kimlik ve inançlar temelinde bizi bölüp arkalarında yedekleyebiliyorlar. Güçsüz düşürüp yalanlarının arkasından sürükleyebiliyorlar.
Şunu da bilmenizi isterim aslında biz her zaman bu kadar örgütsüz değildik. Geçmişte bizim sınıfımız hem dünyanın birçok bölgesinde hem de ülkemizde daha örgütlü ve güçlüydü. Patronlar sınıfı ve onların siyasetçileri de bunu çok iyi biliyor ve bu gerçeği karartıyorlar. Bizim sınıfımız geçmişte Rusya’da 1917’de devrim yapmış ve işçi şuralarını kurarak iktidara gelmişti. Türkiye’de 15-16 Haziran 1970’de, iki gün boyunca fabrikalardan çıkıp İstanbul’un ve Kocaeli’nin sokaklarına akmış, patronlar sınıfını İstanbul’dan kaçırmıştı. Böyle bir sınıf bizim sınıfımız…
Geçmişte yaşanan sınıf deneyimlerimizin ışığında yürüyerek geleceğe yön vermenin zamanı gelmiş geldi. Onlar kapitalist düzenlerini korumak için her geçen gün dünyayı ateşe vermeye devam ediyorlar. Biz de dünyamızı ve insanlığı kapitalist barbarlıktan kurtarmak için işçi sınıfının örgütlülüğünü büyüterek sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurmak istiyoruz. Biz “bizi” örgütlemeye, tek yumruk olmaya devam edeceğiz.
- Emekçiler Kadıköy’den Seslendi: “Biat Etmeyeceğiz!”
- Biz ve Onlar, Bizim ve Onların
- CHP’ye Yönelik Saldırıların Anlamı ve Hedefi
- “Seyrelen Orman Sele Karşı Duramaz”
- İşçiye Dinlenmek, Tatile Gitmek Çok Görülüyor!
- DİSK-AR: Ücretler Erirken, Vergi ve Enflasyon Yükü Katlanıyor
- Bu Bakanlar Neye Bakıyorlar!
- İktidarın Muhalefete Yönelik Saldırıları Protesto Edildi
- KESK: “KHK'lı İhraçlar Görevlerine İade Edilmelidir”
- Bu Düzende İşçiler Sağlıklı Yaşayamaz!
- Kozasından Çıkmaya Çalışan Kelebek ve Çocuklarımız
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
Son Eklenenler
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”
- İngiltere’nin başkenti Londra’da yaklaşık 300 bin kişi, Filistin halkı için bir kez daha meydanlara çıktı. Soykırımın 700. gününde yüzbinler, Gazze’deki zulmü protesto etti ve savaş suçlularından hesap sordu. İngiltere hükümeti, İsrail’in savaş...
- Endonezya’da emekçiler, giderek derinleşen yoksulluk, işsizlik ve gelir adaletsizliğine karşı ülke genelinde kitlesel protestolar düzenliyorlar. Geçtiğimiz aylarda Silahlı Kuvvetler Yasasının parlamentodan geçmesi üzerine toplumdaki tepki kitlesel...
- Genç kadın işçi kardeşimize üç sene önce ilk karşılaştığımızdaki kısa sohbetimizde kendi sözlerini hatırlattım. “Seyrelen orman sele karşı duramaz” demişti. “Evet, ya abi onu bile unutmamışsınız” dedi. “O ifadelerle ne anlatmak istemiştin?” diye...
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.