Buradasınız
Bizi Kurtaracak Olan Kendi Kollarımızdır
Esenyurt’tan bir işçi
12 Haziran genel seçimlerini geride bıraktığımız bugünlerde, geriye dönüp baktığımızda, düzen partilerinin seçim vaatlerinin işçi-emekçilerin oyunu almak için ileri sürülen yalanlardan ibaret olduğunu bir kez daha görmüş olmaktayız. Seçimler bitti. 13 Haziranda biz işçi-emekçilerin yaşamında değişen bir şey var mıydı? Tabiî ki değişen bir şey yoktu. Yine uzun saatler çalışmaya devam ettik, yine haklarımız gasp edildi, yine iş cinayetleri yaşandı, yine ücretlerimiz yükselmedi, yine işten atılmaya devam edildik, yine sendikalaştığımız için işten atıldık…
Seçim dönemlerinde dillerinden düşürmedikleri vaatleri yeri geldi televizyon ve gazetelerden reklâm şeklinde servis ettiler, yeri geldi sokaklara afişler astılar, billboardlarda gördük ikiyüzlü tavırlarını. AKP yıllardır iktidarda. Seçim döneminde öne çıkardıkları sloganlardan biri “İstikrar sürsün” idi. Hangi istikrardan bahsediyorlar anlamış değilim. Bugün fabrikalarda çalışma saatleri 10 saatin altında değilken, alınan ücretler asgari ücretken, milyonlarca insan işsizlik nedeniyle sokaklarda iş ararken bahsettikleri istikrar neyin istikrarı anlamak zor. Türkiye ekonomisi büyüyormuş, zengin sayısı artmış, her halde sermaye sahiplerinin paralarına para katma istikrarından bahsediyorlar. CHP, “Türkiye nefes alsın” diyordu. Kimin nefes alacağını bilmiyorum fakat milyonlarca işçi-emekçi uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle yıllardır nefes alamıyor zaten. Ezilen Kürt halkı nefes almak için mücadele ediyor yıllardır. Bu topraklarda ilk kuruluş yıllarından beri işçi-emekçiler, ezilen halklar nefes alamıyor. Demokratik hak taleplerini yükselten Kürt halkının taleplerini yok sayan, seçim meydanlarında ağzından salyalar akan MHP ise “Hilal kart” diyordu. Kapitalizm altında sağlık sorunu bu şekilde çözülebilirmiş gibi!
İşçilerin, emekçilerin, ezilen halkların sorunlarına gerçek anlamda çözüm getiremez burjuva düzen partileri. Bu seçim sürecinde demokratik hakların genişletilmesi, yıllardır sürdürülen inkâr ve imha politikalarının sonlandırılıp Kürt sorununda barış sürecinin gelişmesi, işçi-emekçinin ekonomik ve sosyal koşullarının iyileştirilmesi yönünde adım atan hiçbir burjuva düzen partisi olmadı, olamazdı da. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku ise seçim sürecinde demokrasi, özgürlük ve emekten yana tutumuyla meclise 36 milletvekili göndermeyi başardı.
Biz işçi-emekçilerin sosyal, siyasal ve sendikal haklarımızın savunucusu kendi örgütlülüğümüzdür. Burjuva sınırlar içinde ya da o sınırları aşan taleplerimizi burjuva düzen partileri ya da onların temsilcileri vermezler. Bizler örgütlü hareket ettiğimiz oranda mücadele ile kazanabiliriz haklarımızı. Seçim dönemlerinde kapımızı çalan, timsah gözyaşlarıyla bizlerden oy isteyen düzen partilerinin yalan vaatlerine kanmayalım. Umudumuzu burjuva düzen partilerine bağlamayalım. Biz kurtaracak olan onlar değil, kendi kollarımız olacaktır.
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...