Buradasınız
Borç Batağında Boğulmamak İçin HAYIR!
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Çocukluk yıllarımdı, babam çoğunlukla işsizdi. Biz bakkaldan borç harç ihtiyaçlarımızı karşılar ve günü kurtarmaya çalışırdık. Hayallerimiz cebimizdeki kadardı. Acil ihtiyacımız olduğunda eş dost aranır borç para istenirdi. Borç para aldığımız yakınlarımız da kıt kanaat geçinen insanlardı. Yani anlayacağınız yokluk içinde yokluk. İmkânsızlıkları anlamak ve yokluğu fark etmek eskiden daha kolaydı. Günümüzde yoksulluk, hayat pahalılığı kat be kat artarak devam ediyor. Ama o zamanlar borcu, eşe dosta, bakkala yaparken, şimdi kredi sistemiyle hayatımızı ipotek altına alma pahasına bir sürü bankaya, devlete borçlanıyoruz.
Eğitimimizi öğrenim kredisiyle tamamlıyoruz. Krediyle ev alma, iş kurma, kısacası gelecek inşa etme hayallerine kapılıyoruz. Hibe programları, destek fonları, KOBİ fonları ile “kolay ödeme” imkânları adı altında bize hayal satmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Kafelerde, kahvelerde, işyerimde, mahallemde arkadaşlarımın konuşmalarına şahit oluyorum sürekli. Kredi çekmekten, borçlardan bahsediyorlar.
Kredinin sunduğu “imkânlar” gençler arasında kolay bir yaşam algısı yaratmakta ve gençliği daha fazla çıkışsızlığa itmektedir. Üniversitesini krediyle okuyan ve okulu bitirip iş bulamadığı halde, aldığı kredinin borcu her geçen gün katlanan öğrenci sayısı binleri aşıyor. İşyerlerinde krediyle araba, ev alan gençler gençliklerini kapitalizme zincirlediklerinin farkında değiller. Genç arkadaşlarıma kızmıyorum. Esas suçlu kapitalist egemenlerin sömürü düzenidir.
Burjuva hükümetler “kamu düzenini koruma” adı altında sömürü düzeni devam ettirmek için baskının ve şiddetin dozunu arttırıyorlar. Bugün dünyanın içinde bulunduğu çıkışsızlık ve bunun ülkemize yansıyan boyutları bu gerçekleri yüzümüze tekrar çarpmaktadır.
Bugün yaşananlar ve gündemde olan referandum toplum üzerindeki baskının bir göstergesidir. Benim insan olarak, barınma, eğitim, sağlık, beslenme gibi ihtiyaçlarım var. Benden önceki milyonlarca işçinin ve bizlerin ürettiği yaşamı AKP iktidarına ve sermayedara daha fazla teslim etmeye niyetim yok. Borç batağında boğulmaya HAYIR!
Büyüdük
Kadına Yönelik Şiddete HAYIR!
Son Eklenenler
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...