Buradasınız
Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
İstanbul/Avcılar’dan bir kadın işçi

Çalıştığım işyerinde mavi yakalısından beyaz yakalısına birçok işçi borsada para kazanmaya çalışıyor. Sürekli borsayı takip ediyor, hangi hissenin değerleneceğini, hangisinin alınıp hangisinin satılması gerektiğini tartışıyor. Kimi gün neşeli ıslıklarla çalışırken, kimi gün düşen hisselerine sayıp sövüyor. Bu işçiler, tüm teşvik ve ısrarlarına rağmen borsaya girmediğim için bana da şaşırıyorlar.
Ücretiyle geçinemeyen işçi ve emekçiler çareyi borsada, bahis oyunlarında buluyor. Çalıştığı şirketin üç beş hissesini satın alınca kendini daha fazla güvende hissediyor. Büyük balığın küçük balığı yediği borsada emekçilerin paraları gibi hayallerinin de çalınması bir yana, zihinleri de çarpılıyor. “Ne yersen ‘o’sun” derler ya hani, bedenimiz gibi zihnimiz de beslendiği şeye göre şekillenir. Yaşadığımız çevre, dinlediğimiz-okuduğumuz şeyler, arkadaşlık ettiğimiz insanlar nasıl bilincimizi şekillendiriyorsa, kolay yoldan hızlı para kazanma aracı olarak görülen çeşitli oyunlar da bilincimizi şekillendirebilir. Aile, arkadaşlık ilişkilerimizden dünyada, ülkemizde yaşanan olayları nasıl değerlendirdiğimize kadar birçok konuda bizi yönlendirebilir. Örneğin ülke siyasetindeki bir gelişmeye acaba yaşamımızı, geleceğimizi nasıl etkiler diye değil, borsa düşer mi yükselir mi diye bakmaya başlarız.
Bunun çarpıcı bir örneğini İsrail’in Filistin’e yönelik katliamının başladığı günlerde yaşadım. Dünyanın bir yerinde daha savaş alevleri yükselmeye başlamıştı. Daha fazla masum insan, kadın, çocuk canından, yerinden yurdundan olacaktı. Okuduğum haberlerle içim yanıyordu. O sırada işyerinden bir arkadaşım “bu savaşın başlaması kötü oldu” dedi. Ve beni dehşet içinde bırakan şu sözleri söyledi: “Borsa fena düştü, zarar ediyorum.” Dünyanın bir yerinde masum insanlar ölürken o borsa düşüyor diye dertlenmişti. “Bana neden borsaya girmiyorsun diye soruyorsun ya, işte nedeni tam da bu! Mesele sadece paranı kaybetme riski değil, işin ucunda insanlığın da var” dedim.
Elbette iş arkadaşlarım vicdanını kaybetmiş, kötü insanlar değiller. Ama egemenler bize insanlığımızı unutturmak için her yolu deniyorlar. Hakkımız olanı vermeyip, borsayla, bahis oyunlarıyla zengin olabileceğimizi işliyorlar. Bu yolla hem bizi ücretimizi arttırmak için mücadele etmekten alıkoyup oyalıyorlar, hem de düşünme biçimimizin buna göre şekillenmesini sağlıyorlar. Onlar gibi bencil, çıkarcı insanlar olalım istiyorlar. Kardeşler, egemenlerin bu oyunlarına kanmayalım. Hem hakkımız olanı alabilmek hem de insanlığımızı koruyabilmek için birlik olalım.
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...