Buradasınız
Bozuk Düzende Sağlam Kalabilmek
Esenyurt’tan bir emekçi

Bir insanın gözyaşını ve burnunu silip çöpe attığı peçetenin maddi bir değeri olması sizce mümkün mü? Hem de az buz değil tam tamına 1 milyon dolar! Evet, dünyaca ünlü kişilerin artıkları, kullanılmış eşyaları binlerce dolara satılıyor. Bir tutam saç, çekilen diş, ameliyatla alınan böbrek taşı, yarısı yenilmiş tost, pis bırakılmış tuvalet, kullanılmış iç çamaşırı, çiğnenmiş sakız, kan, kavanoz içinde nefes… Akıl alır gibi değil ama gerçek! Bu tuhaf listeye Lionel Messi’nin Barcelona’ya vedası sırasında gözyaşlarını sildiği peçete de eklendi. Bu peçete Arjantin’de bir internet sitesinde 1 milyon dolardan satışa çıkarıldı.
Bunların hepsi kapitalist sömürü düzeninin yarattığı çürüme ve yozlaşmanın bir ifadesidir aslında. Geçtiğimiz yıllarda Birleşmiş Milletler raporunda, yeryüzünde her 5 ilâ 10 saniyede bir, bir çocuğun açlıktan öldüğü belirtilmişti. Kolayca önlenebilecek zatürre, sıtma ve ishal gibi hastalıklardan her yıl milyonlarca çocuk ölüyor. Üç buçuk milyara yakın insanın suya ulaşamadığı, evinde lavabosu, çeşmesi olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Milyarlarca insan yiyecek ekmek bulamazken, birileri bir peçete parçasına ya da ünlü birine ait yemek artığına binlerce dolar verebiliyor. Her yıl yeni dolar milyarderleri türerken, diğer taraftan dünyanın dört bir yanında işçiler açlık, hastalık ve sefalet içerisinde yaşamaya, yani ölüme mahkûm ediliyor!
Bugün bizi yönetenlere bakalım; saraylarda, konaklarda görgüsüzce yaşıyorlar. Altın musluklu mutfaklardan yemek tarifleri veriyorlar. Hem bizi açlık sınırı altında çalışmaya mahkûm ediyorlar, hem de nasıl tasarruf yapmamız gerektiğiyle ilgili tavsiyede bulunuyorlar. Her biri üçer beşer yerden maaş alıyor ve gözümüzün içine baka baka aklımızla dalga geçiyorlar. Neresinden bakarsak bakalım, yaşadığımız düzenin ne kadar insanlık dışı olduğu ortada.
İşçi Dayanışması gazetemizin 158. sayısında yayımlanan “Zenginin Cenneti Yoksulun Cehenneminden Doğar” yazısı aslında her şeyi özetliyor. Evet, onlar yeryüzünde cenneti yaşarken, bizim dünyamızı cehenneme çeviriyorlar. Bugün görüyoruz ki yolsuzluk, rüşvet, uyuşturucu ticareti, her türlü ahlâksızlık diz boyu. Bizlere bir takım kutsal değerlerden bahsedenler, boğazlarına kadar pisliğin içine batmış durumdalar. Bizler onlar gibi olamayız, çünkü bizler emeğiyle, alın teriyle çalışan işçileriz! Emekçilerin mücadelesi sadece ekonomik haklar için olamaz. İnsani değerler, toplumsal değerler için, ahlâk ve vicdanlarımızı kaybetmeden yaşamak için de mücadele ederiz. Ama var olan sistem ve yönetenler buna izin vermiyor. O yüzden bu çürümüş, kokuşmuş düzen değişmeli. Bu düzen yıkılmadıkça, işçi sınıfına huzur yok. Farklı kültürler, mezhepler, inanç biçimleri veya yaşam tarzlarına sahip olabiliriz. Ancak bu, bir arada mücadele etmemize engel değil.
Direnen İnşaat İşçileri Kazandı
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
- “Bir Daha Asla” Demek İçin Kapitalizme Karşı Mücadeleye!
- Asen Metal’de İş Cinayeti: Sendika Düşmanlığı İş Cinayetine Yol Açtı!
- Ev Sahibi ve Misafirin Çilesi
- Şantiyelerde, Fabrikalarda, Tersanelerde İş Cinayetleri Devam Ediyor!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Kemal Türkler ve Unutulmaması Gereken Bir Dönem
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- “İki Aydır Bizim Eve Et Girmiyor”
- Sarıyer Belediyesi İşçilerinin Grevi Devam Ediyor
- UMUT’tan Yumruk Albümü: Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- Küresel Haklar Endeksi: Türkiye İşçiler İçin En Kötü 10 Ülke Arasında!
- Sağlık Emekçilerinin Sabrı Taştı!
- Dr. Ekrem Karakaya’nın Katili Kim?
- DİSK: “TÜİK Gerçekleri Açıkla, Ekmeğimizle Oynama!”
- Kapitalizmin Girdabından Ancak Örgütlü Olursak Kurtuluruz
- Sağlıkta Sorunlar Büyüyor!
- Hendek Katliamında Hayatını Kaybeden İşçiler Anıldı
- Sivas Katliamının 29. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
Son Eklenenler
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...