Buradasınız
Bozuk Düzene Hayır!
Gebze’den işçiler
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Fabrikalarda, mahallelerde, evlerimizde yani işçilerin olduğu her yerde değişim arzusu gün geçtikçe kabarıyor. Faturalarını ödeyemeyen, sağlıklı beslenemeyen, uzun saatler çalışan, temel ihtiyaçlarını karşılamak için kredi kartlarına borçlanan işçiler öfkeli. Geleceğine yatırım yapma ümidiyle on-yirmi yıllığına ev kredisi çeken ve her şeyinden kısan işçiler endişeli ve öfkeli. Her yönden patronlar sınıfının saldırısı altında olan işçiler çıkış yolu arıyor. Bizler kıt kanaat geçinip birçok haktan mahrum bırakılırken patronlar ise adeta bolluğun içindeler. Memleketin her şeyini dilediği gibi bol bol kullanan patronlar sıra biz işçilere geldiğinde kaynakların yetersiz olduğu yalanını söylemekten geri durmuyorlar. Bozuk düzende her şey olduğu gibi teraziler de bozuk, izanlar da. İşçi ne zaman bu zenginlikten pay istese karşısında devletin baskısını görüyor. Peki, insanca yaşayabilmek için ne yapmalıyız? Alın teriyle çalışmak yetmiyor mu? Maalesef. Çünkü daha terimiz kurumadan para patronların kasasına doluyor.
Sevgili arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, abilerimiz, ablalarımız! Artık bilmemiz, anlamamız, kavramamız lazım: Bu düzen kapitalist düzen. Patronlar için dönen çarktan bize refah, mutluluk ve huzur çıkmaz. Onların medyası, onların kolluk güçleri, onların siyasi temsilcileri neredeyse tüm yaşamı kuşatmış durumda. İşçilerin seslerini duyurabileceği her alanı baskı altına alıp yok ediyorlar. Tam anlamıyla sermaye düzeninin siyasi temsilcisi olan AKP ve onun etrafına yuvalanmış işbirlikçileri, OHAL’i defalarca uzattı hayatı bizler için kâbusa dönüştürdü. Bu çarkı bozuk düzenin işçilere refah, huzur, sağlık ve mutluluk getirmeyeceğini iktidar partisi her fırsatta kanıtlıyor. Grevleri yasaklıyor, Anayasal haklarını kullanan işçilerin eylemlerini yasadışı ilan ediyor, taşeronlaştırmayı arttırıp güvencesiz çalışmayı körüklüyor, hukuku paçavraya çevirip arabuluculukla alın terimizi iç ediyorlar. Bunları yaparken de pişkin pişkin televizyonlarda konuşabiliyorlar. Ayaklar baş olmaz diyen iktidar sahipleri, işçilere muhtaç olduğunu kanıtlarcasına 24 Haziranda onu tekrar seçmemizi istiyor. Yani diyor ki beni seçin de ben her türlü işçi hakkını gerileteyim, adaletsizliği derinleştireyim ve sadece bir avuç sermaye sınıfının temsilcisi olduğumu yeniden ve yeniden bunu anlamayanlara kanıtlayayım. Buyurun ne düşünecekseniz düşünün.
Fakat bu defa olmaz, “böyle başa böyle tıraş” denemez, “işten değil dişten artar” dedirtmemeliyiz. Çünkü bu defa takke düştü kel göründü. Alınmayan iş güvenliği önlemleri, geriletilen haklar, en ufak bir muhalefete bile tahammülsüzlük, ekonomik dar boğaz, sermayenin ve iktidarın kirli yüzünü her seferinde ortaya çıkarıyor. Bu durum yeni değildir elbet. Sermayenin apaçık temsilcisi olduğunu defaatle kanıtlamış olan AKP, sıra seçim rüşvetlerine gelince kesenin ağzını açıyor, nasıl düşündüğünü, insanların küçücük olanaklara muhtaç olduğunu bildiğini bir kez daha kanıtlıyor. Bu arada işçi kitleleri ise sermaye sınıfının temsilcilerini gün geçtikçe daha iyi tanıyor. Birikiyor, birikiyor. Dipte olan biteni görmek isteyen gözler görüyor. Bu seçim nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın işçilerin mücadelesi devam edecek, gelişecektir.
Dostlar, biz bu seçimlerde kime oy vermeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Seçeneğimiz çok, her işçi kendi meşrebince tek adam rejimine hayır diyecek olanaklara sahip. Elbette işçileri kutuplaştıran ve birbirlerine düşman eden bu sisteme karşı işçi sınıfının örgütlü mücadelesini büyütmek bizlerin boynumuzun borcudur. Sermaye sınıfının yalanlarına bizim karnımız tok. İktidardakiler istedikleri kadar kendilerinin bu ülke için en iyisi olduklarını iddia etsinler. Faturasını ödeyemeyen, işsiz kalan, çocuğuna bir gelecek kuramayan, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelen işçiler, emekçiler bu iddiaları boşa çıkarıyor. Bu nedenle hem işçi sınıfı hem de toplumun büyük çoğunluğu için en doğrusu bozuk düzene karşı hep birlikte mücadele etmektir. Bu mücadeleyi sürdürürken, seçimler de tek adam rejimine HAYIR demeliyiz!
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.