Buradasınız
Bu Mücadelede Kararlıyız!
Mersin’den bir eğitim işçisi

Her yıl olduğu gibi bu yıl da mücadele örgütümüz UİD-DER’in uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs için yaptığı çağrıyla, işçi kardeşlerimizle Bakırköy alanında buluştuk. Ben de bu coşkulu korteje Mersin’den katıldım. UİD-DER’in yürüyüşe geçmeden önce toplanma alanında yaptığı program çok coşkuluydu. Hep birlikte halaylar çektik, UİD-DER müzik grubunun söylediği şarkılara coşkulu bir şekilde katıldık. Tüm bölgelerden gelen işçiler tek yürek olup coşkulu bir şekilde sloganlarımızı, taleplerimizi haykırdık. Hatta kortejimizin yanından geçen diğer işçi örgütlerindeki, sendikalardaki işçi arkadaşlarımızla sloganlarımızı ortaklaştırdık. Emperyalist savaşlara, artan baskı ve yasaklara, kıdem tazminatının elimizden alınmasına, zorunlu BES’e, işsizlik fonunun yağmalanmasına, mezarda emekliliğe hep birlikte “HAYIR” dedik. Biz UİD-DER’li işçilerin, gençlerin gün boyu süren bu coşkusu, heyecanı, disiplini, öfkesi alana yansımış, çevredeki pek çok işçiyi de etkilemişti.
O gün orada hep birlikte taleplerimizi haykırırken tüm dünyadaki işçilerin de 1 Mayıs alanlarında taleplerini haykırdıklarını düşündüm. Dünyanın tüm işçileri bu anlamlı günde seslerini güçlü bir şekilde birleştirebiliyorlardı. Daha sonra UİD-DER’in web sayfasında da “1 Mayıs Geleneği Yaşıyor: Dünya İşçi Sınıfı Aynı Ruh ve Coşkuyla Alanlarda!” yazısını okuduğumda da gördüm ki tüm dünyayı saran krizin etkileriyle dünyanın pek çok bölgesindeki işçiler alanlara akmış, sermayeye karşı sloganlarını, taleplerini haykırmıştı. Fransa’dan Hong Kong’a, Endonezya’dan Rusya’ya, Güney Kore’den İspanya’ya, Filipinler’e ve daha pek çok ülkeye kadar işçiler sokaktaydı. Sermaye sınıfının saldırı programlarına karşı, çalışma koşullarının düzeltilmesi, esnek çalışmaya son verilmesi, iş saatlerinin kısaltılması, ücretlerin yükseltilmesi, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alınması gibi taleplerini tıpkı Türkiye’deki işçi kardeşleri gibi haykırıyorlardı. 1 Mayıs uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününe sahip çıkan dünyanın pek çok bölgesindeki işçiler mücadeledeki kararlılıklarını da alanlara yansıtmışlardı.
Biz UİD-DER’li işçiler de mücadeledeki kararlılığımızı 1 Mayıs alanına taşıdık ve de hayatın her alanında taşımaya da devam edeceğiz. Tüm dünyada savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya isteminin yükseltildiği bu anlamlı günde 1 Mayıs’ın bizlere verdiği bu coşkuyla biz UİD-DER’li işçilere ve gençlere düşen görev daha fazla çalışmak, örgütlü mücadeleyi büyütmek ve saflarımıza yeni işçi kardeşlerimizi katmaktır.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
1 Mayıs Bizimdir!
Boyun Eğmemek İçin Mücadeleye Devam
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.