Buradasınız
Bu Sefer Çok Farklıydı
Adana’dan UİD-DER’li bir tekstil işçisi

Merhaba sınıf kardeşlerim, düzenin çarklarında ömür tüketen emekçi yoldaşlarım, merhaba.
Hayatımda ilk kez sınıfsal bir tutum sergileyen bir işçi kitle örgütü ile 1 Mayıs’ı kutladım. Bu 1 Mayıs’ın birçok kez katıldığım 1 Mayıs’lardan farklı olacağını, daha alana girmeden önce dernekte yapılan etkinlikte anladım. Etkinlikte 1 Mayıs’ın tarihsel geçmişi, ödenmiş bedeller yazılarla, şiirlerle, türkülerle dile getirildi. Ta Japonya’dan sınıf kardeşlerimizin gönderdiği dayanışma mesajı videosu seslendirildi. Mesajda, bütün dünyada burjuvazinin işçi sınıfına yönelik kapsamlı saldırılar hayata geçirdiği dile getiriliyordu. Japonya’dan işçi kardeşlerimiz biz UİD-DER’li işçilerle dayanışma içerisinde olduklarını ifade ediyorlardı. UİD-DER enternasyonalist tutumuyla, dünya işçi sınıfı ile dayanışmasıyla farkını ortaya koyuyordu burada. Diğer önemli bir fark da “Bir işçi örgütü nasıl kutlama yapar? Nasıl taleplerde bulunur? Nasıl sloganlar atar? Kortejin güvenlik çemberini kimler sağlayacak?” sorularının cevabında saklıydı. Dikkatimi çeken şuydu: UİD-DER’li işçiler kendi güvenliklerini kendileri sağladılar. Canlarını burjuvazinin insafına bırakmadılar. Kızıl flamalarıyla, disipliniyle alanlara sıkılmış bir yumruk gibi inen bir işçi örgütü gördüm 1 Mayıs alanında. Sloganlarımızla, disiplinimizle, enerjimizle ve de kıpkızıl kortejimizle dikkatleri üzerimize çektik.
Alanda birçok sendika, siyasi parti ve sol hareketler yerini almıştı. Haksız yere işten atılan Şişecam işçileri kortejimizin yanından geçerken yalnız olmadıklarını ve sınıf dayanışması ruhunu attığımız sloganlarla onlara hissettirdik.
Alanda işçi sınıfının güncel yakıcı problemlerini şu sloganlarla dile getirdik: “Kıdem Tazminatıma Dokunma”, “Özel İstihdam Bürolarına Hayır”, “Kriz, Savaş, İşsizlik, Çözüm İşçi İktidarında!”
İktidarın yürüttüğü emperyalist politikaların ve şovenist politikaların bir ifadesi olan Kürt illerindeki savaşa karşı “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi” sloganlarıyla ezilen Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu dile getirdik. “Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey” sloganı hafızama kazındı. Çünkü gerçekten örgütlü bir işçi sınıfı egemen burjuvazinin bütün haksız savaşlarını durdurma ve onun sömürüsünü ortadan kaldırma gücüne sahiptir. Bunu örgütlü işçilerden başka yapacak güç de yoktur.
Evet dostlar;
Kapitalist düzenin koruyucuları ve onların ülkemizdeki temsilcileri bugün bir kez daha biz işçi ve emekçileri birbirine kırdırıp, savaştırıp içine düştüğü krizi kanlarımızla atlatmaya çalışmaktadır. Bugün 1 Mayıs’ın mücadele ve dayanışma geleneğinin bize öğrettiği; sınıf dayanışmasını ve örgütlü mücadeleyi yükseltmemiz gerektiğidir. Muhakkak ki örgütlü işçiler yenilmezdir. O yüzden birleşip güçlenelim çünkü kaybedeceğimiz çok şey var.
Söndüremediniz, Söndüremeyeceksiniz!
Karabük’ten Merhaba
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.