Buradasınız
Çalışıyoruz!
Ankara’dan bir işçi

23 Nisan ve 1 Mayıs resmi tatil günleri. Ama bu yıl da aslında yasal izin hakkımız olan bu günleri patronlardan bin bir zorlukla kopardık. 1 Mayıs işçi ve emekçilerin bayramı. İşçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele gününde de her türlü yöntemle çalışmaya zorlandık. Kiminin patronu aba altından sopa gösterdi, kimi hiç böyle bir gün yokmuş gibi davrandı, kimi de zorla çalıştırmaya uğraştı. Bu oyunlara gelip 1 Mayıs alanlarına çıkmadıkça, ses çıkarmadığımız her gün daha fazla patron sömürüsüne maruz kalacağız.
Devletin belirlediği resmi tatiller sadece kamu çalışanları için mi geçerlidir? Özel sektörde çalışanların da hakkı değil mi tatil? Ya da bu günlerde mesai yapmak zorunda kalanların sosyal haklarının eksiksiz ve tam verilmesi yasal zorunluluk değil midir?
10 yıldır özel sektörde çalışmaktayım. 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve arife günlerinde biz hep çalışıyoruz. Resmi tatil hakkımız patronumuz tarafından gasp ediliyor. Üstelik çalışmalarımızın karşılığını da alamıyoruz. Bu çalışmalar bordrolarımıza yansıtılmıyor.
Patronun tavrı “işinize gelirse”, “bizde böyle”, “dışarıda işsiz adam çok” şeklinde. Ses çıkarmadığımız her durum daha fazla patron sömürüsüne dönüşüyor. Ücretlerimiz düşük tutuluyor, yıllık izinlerimizi tam kullanamadığımız gibi iş yoğunluğu bahane edilerek sürekli erteleniyor.
İşyerlerimizde mevcut koşullara boyun eğerek yaşıyoruz. Biz işçiler geleceğimiz ve haklarımız için hep birlikte omuz omuza mücadele etmeli, UİD DER çatısı altında örgütlenmeliyiz.
İnsan mı bunlar?
Son Eklenenler
- Türkiye’nin çeşitli illerinde üretim yapan Şirikçioğlu Tekstil’de işçiler 2017 yılından bu yana sendikal mücadele yürütüyor. İşçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle HAK-İŞ...
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...