Buradasınız
Davutpaşa’da Yaşamını Yitirenlerin Aileleriyle Birlikteydik
Esenler’den bir grup UİD-DER’li işçi
Davutpaşa’da geçen yıl yaşanan patlamada hayatını kaybeden işçi kardeşlerimizin anısına, patlamanın yaşandığı yerde bir basın açıklaması düzenlendi. 31 Ocakta düzenlenen basın açıklamasına, hayatını kaybeden ve yaralanan işçilerin aileleri ve çeşitli kurumlar katıldı. Hayatını kaybeden 21 işçi kardeşimiz karanfiller ve gözyaşları içinde anıldı.
Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak elimizdeki dövizlerimizle oradaydık. Hep bir ağızdan, “Sorumlular Belli, Yargılansın”, “Bu Bir Kaza Değil Cinayettir”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, İşçiler Hesap Soracak”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek” diye sloganlarımızı haykırdık. Hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin talepleri basın açıklamasında yer aldı. İşçi ailelerinin talepleri, “TOKİ’nin kirada olan ailelere ev vermesi, devletin yetim kalan çocukların eğitim masraflarını karşılaması, aylık geliri olmayan eşlere maaş bağlanması” idi. Aileler bir daha bu gibi acıların yaşanmaması için işçilerin birlik içinde ve örgütlü olması gerektiğini vurguladılar.
UİD-DER’li işçiler olarak, yakınlarını kaybetmiş ailelerle sohbet ettik. Hayatını kaybeden bir işçi kardeşimizin eşi ve akrabalarına, bir yıl içinde neler yaşadıklarını ve şu anda ne hissettiklerini sorduk. Acılı eş aslında eşinin orada çalışmadığını, oraya sadece çay ocağından çay almak için gittiğini, eşinin gittiği sırada patlamanın gerçekleştiğini söyledi ve devam etti: “Yaşadıklarımızı tüm işçiler duysun bilsin istiyoruz. Artık bir şeyler olması gerekiyor, can kaybetmeden önlem almak gerekiyor.”
“Nasıl geçiniyorsunuz?”, diye sorduk. Eşinden kalan 400 ytl maaşla geçindiğini ve iki çocuğuna baktığını söyledi. Eviniz kendinizin mi sorumuza şu yanıtı verdi: “Ev kendimizin ama ne değişir ki? Ekmek getiren yok, duvarlar ekmek vermiyor ki. Kimseden de yardım alamıyorum, çünkü herkes kendine zor bakıyor.”
Çocuklarınız bu durum karşısında ne yapıyorlar dediğimizde, şu yanıtı aldık: “Çocuklarım hâlâ şokta, okuldan anne ve babalarla ilgili ödev veriyorlar ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Araştırıyor soruyorlar babam nerede, neden böyle oldu diye.” Sohbetimizi bitirirken, “İşçiler birlik olsa bunlar olmazdı, biz de birlik olmak için buradayız, çünkü başkaları bizim yaşadıklarımızı yaşasın istemiyoruz” dedi.
Daha sonra, hayatını kaybeden Semra Baykal’ın 12, 14 ve 15 yaşlarında olan çocukları ile sohbet etmeye başladık. Çocuklar annelerini çok özlediklerini ve çok üzüldüklerini, bunları başka çocukların yaşamasını istemediklerini söylediler. Burada sadece biz değil bir sürü çocuk anne ve babasız bırakıldı, sorumluların cezalandırılması gerekir, dediler. Babanız nerede diye sorduğumuzda, cezaevinde olduğunu söylediler. Peki kiminle kalıyorsunuz dedik, anneannemizle birlikte yaşıyoruz, bize teyzelerimiz bakıyor diye cevapladılar. Çocukların yanında olan teyzesi, suçluları devletin yargılaması gerekir ama devlet patronların devleti olduğu için onları yargılamıyor, onlara hizmet ediyor dedi. Çocuklar biz bugün tüm çocuklar için buradayız diyerek sözlerini bitirdiler.
Onlara teşekkür ederek yanlarından ayrıldık. Evet dostlar, bu düzen böyle sürdüğü sürece bu tür iş cinayetleri olmaya ve acılar yaşanmaya devam edecek. Biz işçiler birlik olmak ve bu sistemi ortadan kaldırmak zorundayız. Çünkü bize acılardan ve yokluklardan başka hiçbir şey vermiyor. Bu düzeni yok edip yaşanası bir dünya kuralım. Bunun için de mücadele etmekten başka şansımız yok.
Kapitalist sistemi yok edip yaşanası bir dünya kurmak için el ele mücadeleye!
Dövüşenler Ölenlerin Tutmaz Yasını!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...