Buradasınız
Deri İşçileri 1 Mayıs’ı Anlatıyor
İlk Mitingimiz
Bizler deri sanayiinde, sendikasız bir fabrikada çalışan işçileriz. Çalışma koşullarımız çok ağır ve kadın-erkek demeden hepimiz bu koşullar altında her gün deri sanayiinin o ağır kokusunda işe başlıyoruz.
1 Mayıs sabahı ise fabrikamızdan işçi arkadaşlarla oturduğumuz yerlerden kalkan UİD-DER otobüsleriyle mitinge gittik. 1 Mayıs öncesi UİD-DER’li arkadaşların dağıttıkları bildirileri kimimiz servis beklerken, kimimiz oturduğumuz mahallelerden almıştık. Fabrikamızdaki diğer arkadaşlarımıza da söyledik ve 1 Mayıs’ta Taksim’e gittik. Hepimiz bir mitinge ilk defa katılıyorduk ve bundan dolayı içimizde bir korku vardı. Çünkü aklımızda hep televizyonlarda izlediğimiz kavga görüntüleri kalmıştı. Aslında bizler fabrikalarımızda o şiddetin çok daha fazlasını yaşıyoruz. Yürüyüşe başladığımız zaman içimizdeki korku gitti ve kortejin coşkusuna kapıldık. Yumruklarımız havada sloganlarımızı hep birlikte haykırdık.
Dönüşte sadece otobüslere gideceğimizi sanıyorduk. Ama miting dönüşü yaptığımız yürüyüş ve hep birlikte söylenen şarkıları hiç unutmayacağız. Kaldırımlarda duran insanların güzel yorumları ve ilgisi daha da güven duymamızı sağladı. 1 Mayıs’a iyi ki UİD-DER’le katılmışız ve ilk deneyimimizin coşkusunu hep beraber yaşamışız. Şimdi sıra bu coşkuyu fabrikalarımıza da taşıyıp önümüzdeki 1 Mayıs’a hazırlanarak daha da kitleselleşmektedir.
YAŞASIN 1 MAYIS!
Bir grup sendikasız deri işçisi
Örgütlü Mücadele İçin Sen de Gel Bize Katıl!
Bir 1 Mayıs daha geçti. Coşkumuz, düzenli kortejlerimiz, disiplinimiz, gittiğimiz gibi dönüşümüz… Son yıllarda yapılan alan tartışmasıyla, özellikle de patronlar sınıfının yoğun saldırısının olduğu bir süreçte 1 Mayıs “harcanıyordu”. 1980 darbesinden bu yana en kitlesel ve birleşik bir 1 Mayıs’ın gerçekleşmesi coşkumuzu ve enerjimizi daha da arttırdı.
Beni ve eminim gelen birçok arkadaşımı etkileyen şeylerden biri gittiğimiz gibi dönüşümüz oldu. Dönerken, genel anlamda baktığımızda Türkiye’de nadir olarak yapılan bir şey UİD-DER kortejinde her mitingde yapılıyor. Görevlilerin el ele tutuşmaları, marşlar söyleyip slogan atarak yürüyüşümüz, o kadar kalabalığın içerisinden gelip katılmak isteyen işçi ailelerinin olması, kenarda giden insanlarınsa alkışlarla veya marşlara eşlik etmesi bizlere ve herkese şunu söylüyordu: BİZ ÖRGÜTLÜYÜZ KARDEŞİM, YÜRÜ GEL, SEN DE BU HAKLI KAVGAMIZA GEL KATIL KARDEŞİM!
Aydınlı’dan bir deri işçisi
Taksim’de Her Yer Özlemlerle Doluydu!
1 Mayıs sabahı güneşten önce uyandık bizler, kuşlardan önce haykırdık sloganlarımızı biz o gün… Koskoca bir gerçeği kabul etmeliyiz, kim ki patronların otoritesine boyun eğmek yerine onurlu ve örgütlü mücadele etmeyi tercih ederse, kendini 1 Mayıs meydanında bulur. Ve yanında dostlarıyla, ailesiyle, işçi arkadaşıyla, tek siftah yapmadan kepengi kapatan esnafıyla, parasız eğitim istiyorum diyen öğrencisiyle, mahsulüm elimde kaldı diyen çiftçisiyle, maaşım yetmiyor toplu sözleşme istiyorum diyen memuruyla, bu ülkede ben de varım diyen Kürdüyle, zorunlu din dersleri kaldırılsın/cemevleri ibadethanemdir diyen Alevisiyle, başörtüsü yasağına hayır diyenleriyle bizler UİD-DER ailesi olarak oradaydık.
Ben ilk kez 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılmanın heyecanını yaşıyordum o gün. Dere yatağına sığmayan su gibi aktık alana, her yer haykırışlarla doluydu, her yer özlemlerle doluydu Taksim’de. O gün disiplininden bir an bile ödün vermeyen UİD-DER, adeta işçinin bir başka duruşunu, yürüyüşünü gösteriyordu patronlara. Alana girişinden dönüşüne kadar kortej disiplini, kendi sorumluluğunu taşıyan işçi arkadaşlarım, benim ne kadar doğru bir alanda olduğumu ve haykırdığımı bir kez daha ispatlamıştı. Şunu gördük ki bizler istersek her şey mümkündür. Hakkın verilmediğini, ancak örgütlü bir mücadeleyle alınabileceğini o alanda bir kez daha gördüm.
Yaşasın 1 Mayıs!
Tuzla’dan bir deri işçisi
İlk 1 Mayısım
Ben bir deri işçisiyim. Haftalardır 1 Mayıs’ı bekliyordum. Ama gitmeden önce içimde bir korku vardı. Çünkü 1 Mayıs’a ilk defa katılacaktım. Bu yaşıma kadar hep televizyonlarda olaylı görüntüler izlemiştim. 1 Mayıs’ı hep kavga edilen bir gün sanıyordum. Bundan dolayı da alana gidene kadar çekindim.
Ama UİD-DER’li arkadaşlarımın birbirlerine olan güveni beni çok etkiledi ve ben de cesaretlendim. Otobüste giderken birçok şiir ve şarkı okundu ve bu da beni alana gitmeden önce bayağı rahatlattı. Alana giderken hiçbir kuşkum kalmamıştı. Yaptığım işin haklılığına daha çok inanmaya başladım. Çünkü ne istediğimi ve ne savunduğumu çok daha iyi anlamıştım. Tüm bunları UİD-DER’li arkadaşlarıma borçluyum. Alanda tanımadığım arkadaşlarla birbirimize kenetlenmemiz ve tek bir yumruk halinde hareket etmemiz çok önemliydi. Yürüyüş sırasında yaşlı bir işçinin gelip “ben 1 Mayısları böyle düzenli, disiplinli, coşkulu ve eskiden olduğu gibi görmek istiyorum” demesi beni çok duygulandırdı.
Miting bittikten sonra yine hep birlikte döndük. Dönerken kortejimizin etrafındaki insanlar bizle birlikte slogan attılar, marş söylediler. Birçok kişi korteje katıldı. Çok coşkulu bir şekilde aynı gittiğimiz gibi geri döndük. Sanki hiç kimse yorulmamıştı. 1 Mayıs’ı hiç böyle beklemiyordum. Beklediğimden çok daha fazla güzel geçti ve çok harikaydı. Bana bu günü yaşatan UİD-DER’e çok teşekkür ederim.
Aydınlı’dan genç bir deri işçisi
Mücadele Günü 1 Mayıs
Peru: Maden Grevinde 6 İşçi Öldü
Son Eklenenler
- Asırlar boyunca kalem ve kâğıdın tek sahibi egemenler oldu. Böylece olayları, bu olaylardan çıkarılacak sonuçları kendi ihtiyaçları doğrultusunda kurgulayıp kaydettiler, yani tarihi yanlı ve yanlış anlattılar. Bu nedenle resmi tarih, egemen...
- Siyasi iktidar 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. “Aile yılı” ifadesi kendi başına bakıldığında kulağa hoş gelebilir. Ancak bunu dile getirenlerin bugüne kadar yaptıklarına ve paketin içeriğine bakıldığında durumun hiç de aile ve toplumun mutluluğu...
- Yeter be hey/ Uyan/ Uyanalım artık bu beyhude uykudan/ Emektir doğadakini işleyip dönüştüren/ Tüm zenginlik;/ İşçinin kolunun gücü/ Gözünün feriyle oluşur
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...