Buradasınız
Dev Sağlık-İş Sendikası Ek Protokol Talebiyle Eylem Yaptı

DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası, pek çok ilde hastaneler ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı işyerlerinde “Vergide ve Gelirde Adalet İçin, Ek Protokol İçin Ayağa Kalkıyoruz” çağrısıyla 17 Ocakta eylemler gerçekleştirdi.
Dev Sağlık-İş üyesi sağlık işçilerinin katıldığı eylemlerde yapılan ortak açıklamada sağlık işçilerinin çalışma şartlarının ağırlaştığı vurgulandı. 24 saat çalıştıkları işyerlerinde iş yükünün her geçen gün arttığı, ara dinlenmeleri ve yemek molalarını kullanamadıkları, molasız 12 saat çalıştıkları halde 11 saat çalışmış olarak sayıldıkları aktarıldı. Sağlık işçilerinin haklarını ve alacaklarını düzenleyen toplu iş sözleşmesinin Kamu Çerçeve Protokolüne (KÇP) göre düzenlendiği belirtildi. Ancak 700 bin kamu işçisi için geçerli olan bir çerçeve sözleşmenin sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin ihtiyacına uygun olmadığı, işkolunun gerçeklerine uygun, sorunlarına çözüm olacak bir sözleşmeye ihtiyaç olduğu ifade edildi.
Açıklamada KÇP yürürlük tarihiyle sendikaların TİS tarihlerindeki uyumsuzluğun da sağlık işçileri için ücret kaybına neden olduğuna şu sözlerle değinildi: “KÇP sözleşmesinde yer alan ücret zam oranları yaşadığımız gerçek enflasyon karşısında çok düşük kalmış, ücretlerimiz enflasyon karşısında ciddi anlamda ezilmiştir. Bir diğer mağduriyet ise toplu iş sözleşmelerinin işyerlerindeki farklı yürürlük süreleri ile oluşan ücret farklılıklarıdır. İşkolumuzda üniversite hastaneleri ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri karşılaştırıldığında aynı işi yapan işçiler arasında yaklaşık 10 bin lira gibi bir fark oluşmuştur. Aile Bakanlığı bünyesinde 10 No’lu işkolunda çalışan büro işçileri ile yatılı kurumlarda 17 No’lu işkolunda çalışan sosyal hizmet işçileri ile makas 15 bin liraya kadar açılmıştır.” Açıklamada ayrıca sağlık alanında çalışma haftası 40 saat olmasına karşın sağlık işçilerinin en az 40 saat çalıştığı, buna karşılık ücretlerinin de kamu emekçilerinden düşük olduğu vurgulanarak “eşit işe eşit ücret” talebi dillendirildi. Ağır vergi yüküne değinildi.
Sağlık işçilerinin basın açıklaması taleplerini içeren şu sözlerle sonlandırıldı: “Artık yeter, geçinmek istiyoruz. Artık yeter, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Artık yeter, insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz. Bu koşullar altında ücretlerimizde ve sosyal haklarımızda iyileştirme için ek protokol yapılması bir ihtiyaç değil zorunluluktur. Ek protokol ile hem ek zam hem de toplu iş sözleşmelerinin yürürlük tarihinden kaynaklanan bu sorunların çözümü gerekmektedir. İvedi şekilde bakanlıkların, TÜHİS’in ve rektörlüklerin sorumluluk alarak bu mağduriyetlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.”
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Uşak’tan Kayseri’ye Sendika Düşmanlığına, Sefalet Dayatmasına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kamu Emekçileri Sefalet Dayatmasına Karşı İş Bıraktı, Alanlara Çıktı
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- KESK’ten Birlikte Mücadele Etme Çağrısı
- Kuryeler, Depo İşçileri ve Öğretmenler Hakları İçin Eylemde
- KESK İktidarın Sefalet Dayatmasını Protesto Etti
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Tez-Koop-İş Sendikasına Üye Kamu İşçileri ODTÜ’de Greve Çıktı
- Tekstil ve Belediye İşçileri Sendika Düşmanlığına, İşten Atmalara, Düşük Ücretlere Karşı Mücadele Ediyor
- Belediyelerde Ücret Gaspına, İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Tepkisi Büyüyor
- Kayseri ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- KESK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde TİS Eylemi
- Akkuyu İşçilerine Jandarma Saldırısı
- SES: “Grevli Sendika Hakkı, Gerçek Toplu Sözleşme!”
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sosyal Hizmet İşçilerinden Ortak Eylem: “Sefalete Teslim Olmayacağız!”
Son Eklenenler
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...