Buradasınız
Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
İzmir’den İD okuru bir işçi

İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir basın toplantısı düzenledi. Pek çok sendika, siyasi parti, kadın örgütü ve dernek toplantıya katıldı. UİD-DER’li işçiler olarak biz de destek verdik.
Toplantıda açıklamayı TEKSİF Merkez Kadın Komisyonu Sekreteri Pelin Vuruşaner yaptı. Digel işçilerinin yüzde 85’inin kadın olduğunu belirten Vuruşaner, fabrikada sistematik baskı, yıldırma, taciz ve aşağılamaların yaşandığını vurguladı. Kadın işçilerin beyanlarına dayanarak, fabrikanın iç yüzüne dair çarpıcı örnekler verdi.
Basın toplantısında Vuruşaner, işten çıkarılan işçilerin sendikalı olarak işe geri dönmeleri ve mücadelelerinin kazanımla sonuçlanması durumunda, fabrikada baskı ve saldırılara karşı daha güçlü bir birlik oluşturacaklarını belirtti. Ancak şu anda işverenin baskıları, TİS masasının kurulmasını engelleme girişimleri ve sendikasızlaştırma çabalarının sürdüğünü ifade etti.
Digel patronlarının kadın işçilere yönelik uygulamaları utanç verici boyutlara ulaşıyor. Hamile olduğunu belirten kadın işçilerin, işyeri hekiminden alınan kan testi kabul edilmiyor; insan kaynakları tarafından ultrason raporu isteniyor. Bir erkek yönetici, kadın işçilere “Rahmine bakacağım, keseye düşmüş mü düşmemiş mi ona göre hamilelik haklarını kullanman için dosya açacağım” diyebiliyor. Bu arsızlık, işçilerin onurunu ayaklar altına almaktır.
Elbette bu uygulamalar Digel’e özgü değil. Sınıfsal bilinci olmayan, sendikasız işyerlerinde bu tür baskılar olağan hale geliyor. 2006’da Antalya Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Novamed fabrikasında çalışan 380 kadın işçi, ne zaman hamile kalabileceklerine müdürlerin karar verdiğini anlatmıştı. Fabrika doktorunun kadın işçilere doğum kontrol hapı yazdığı da ifade edilmişti. Ama o işçiler örgütlü mücadeleyle bunu aşmayı başardılar.
İşçi sınıfı, kadınıyla erkeğiyle omuz omuza durduğunda, bu düzenin çarkını durduracak güce sahiptir. Digel işçilerinin hak ve onur mücadelesi yalnızca onların değil, tüm işçi sınıfının mücadelesidir. Ve bu mücadele büyüyor!
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
Son Eklenenler
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...