Buradasınız
“Direniş İradesi Ağır Basmıştı”
“Aradan bunca yıl geçmesine rağmen 15-16 Haziran günleri yaşadığım o büyük mücadelenin heyecanını duyuyorum. İşçi sınıfının büyük mücadelesinde tanık olduğum olaylar şimdi bile bütün canlılığı ve sıcaklığı ile yüreğimde yaşıyor. Kendi adıma bu iki büyük günü yaşamış olmaktan gurur duyuyorum.
15-16 Haziran’a neden olan olayların ortaya çıkacağı daha önceden belli olmuştu. Çünkü bizler, sendikamız tarafından kanunda yapılmak istenen değişiklikler konusunda sürekli bilgilendiriliyorduk. Kanun tamamen DİSK ve DİSK’e bağlı sendikalara yönelmişti, bu sendikaları ortadan kaldırmayı amaçlamıştı.
Hepimiz, sendikamıza yönelen bu tertibin boşa çıkarılması için yapılacak mücadele için kararlıydık. DİSK, bu konuda çalışmalar yapmış ve bir eylem komitesi kurmuştu. DİSK yürütme ve yönetim kurullarınca yapılan toplantılarda, alınan kararları izliyor ve bilgi sahibi oluyordum. Kanun jet hızıyla Meclis’ten geçince, her şey daha da hızlandı.
14 Haziran Pazar günü Merter’de DİSK’e bağlı sendika yöneticileri, işçi ve lokal temsilcileri olarak toplandık. Bu toplantıda bütün arkadaşların kararlılığı dikkat çekiyordu. Ben sendikamızın diğer işyerlerindeki temsilci arkadaşlarımla birlikteydim. Demirdöküm’den Turgut, Sungurlar’dan Adem ve diğer arkadaşlar…
Hepsinin tepkilerini anlıyordum. Konuşan yöneticiler bize yasa hakkında bilgi verdiler. Ardından bizler de söz alarak görüşlerimizi söyledik. Tabii esas olarak DİSK’in alacağı kararı bekliyorduk. Konuşan arkadaşlar değişik eylem biçimlerini öneriyorlardı. En fazla ağır basan eğilim, büyük protesto eylemleriyle iş bırakmak yolundaydı.
Öneriler arasında işçiler tarafından telgraflar çekilmesi, sendikaların yayın organları yoluyla tabandaki işçilere bildirilmesi gibi öneriler de vardı. Ama şunu kesinlikle tespit ettim ki, bütün arkadaşlar çok azimli ve kararlıydılar. Nasıl bir mücadele olursa olsun, sonuna kadar gideceklerdi: Direniş iradesi ağır basmıştı.
Toplantı büyük bir coşkuyla sona erdi. Genel Başkan Kemal Türkler bütün önerilerin tek tek değerlendirileceğini, sendikalar kanalı ile bize sürekli bilgiler verileceğini söyledi. Herkes ertesi gün bir şeyler olacağı inancındaydı. Ayrıca 17 Haziran günü büyük bir miting yapılacaktı.
Merter Toplantısı’ndan baştemsilcisi olduğum Rabak fabrikasına döndüğümde toplantıda alınan kararları, yapılan konuşmaları arkadaşlara anlatıp, yasanın neler getirdiğini açıkladım. Buna karşı direnmenin bir hak olduğunu belirttim. Aslında her şey hazır gibiydi. İşçi arkadaşlardan hiçbir olumsuz tepki gelmedi. Ayrıca benim özel bir çaba göstermeme de gerek yoktu. Aslında Türk-İş’li işçiler de bizimleydi.
Radyoyu dinleyen işçi arkadaşlar, DİSK’in kanuna karşı çıktığını, protestoda bulunacağını öğrenmişlerdi. Silahtar’da haber tüm fabrikalara, kahvelere, hatta evlere yayılmıştı. Gece geç saatlere kadar kahveleri dolaştım, her yerde DİSK’in eylemi konuşuluyordu. Silahtar’da DİSK’e, özellikle Maden-İş’e karşı büyük bir sempati olduğu için işçi olsun, olmasın herkes bizi destekliyordu. Türk-İş’e bağlı sendikaların örgütlü olduğu işyerlerindeki arkadaşlar da bizimle birlikteydi. Sanki her şey önceden hazırlanmış gibiydi. Bu bana göre işçinin sınıf yapısından kaynaklanan bir şeydi. Gece geç saatlerde eve döndüm, eşim ertesi gün miting olup olamayacağını sordu. Ben evde yokken bazı arkadaşlar eve gelip beni sormuşlardı. Herkes ertesi gün miting olacağını tahmin etmiş, direniş haberi ise her tarafa kendiliğinden yayılmıştı.
15 Haziran Pazartesi sabah erken, saat 6 civarında, evden çıktım. Sendikamıza bağlı diğer işyerlerindeki temsilci arkadaşlarla buluştuk, bir saat kadar işyerlerini gezdik. Daha gece vardiyaları çıkmamıştı. Amacımız işçilerin durumunu anlamaktı. Tümü kararlıydı ve bir şeyler bekliyorlardı.”
Kaynak: Derinden Gelen Kökler
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...