Buradasınız
Diziler Bizden Yana Bir Şey Anlatıyor mu?
Kocaeli Üniversitesinden bir öğrenci
Bugün her kanalda en az on dizinin gösterimi yapılıyor. Çok izlenen birkaç kanal üzerinden değerlendirme yapacak olursak, haftada neredeyse 50 dizi çıkıyor karşımıza. Elbette herkes bu dizilerin hepsini izlemiyordur. Dizi saatleri çakışmasa belki daha fazlası izlenecek. Fakat çalışma saatleri uzun olduğundan ve rekabet, reyting işin içine girince kanal sahipleri çokça izlenen dizileri birbiriyle yarıştırıp aynı saate koyduğundan, böyle bir olasılık da ortadan kalkıyor. Ama basit bir hesap yapacak olursak; bir haftada bir izleyici 7 dizi izleyebiliyor. Eğer bu izleyici gündüz de evdeyse bu sayı daha da artıyor.
Peki, bu diziler ne anlatıyor? Ya da neyi, nasıl anlatıyor? Bu dizilerin bizi bize anlattığı söyleniyor. Gerçek mi bu peki? Mesela dizilerde iş kazası geçirmiş bir işçi ya da bir yıldır işsiz kalmış biri var mı? Daha da çoğaltılabilir bu sorular. Hatta kendi yaşantımıza baktığımızda daha ne sorular buluruz. Ama özellikle dikkatimi çeken bir konu var ki, o da bu dizilerin kadınları nasıl yansıttığıdır.
Dizilerin çoğunda kadın karakterler ön planda. Ama kadınlar ve onların hayatı televizyonlarda hiç de olduğu gibi yansıtılmıyor. Herkesin çok severek, beğenerek izlediği “Öyle Bir Geçer Zaman ki” adlı dizinin ilk bölümlerinde eşi Ali Kaptan tarafından aldatılan, dayak yiyen Cemile tüm güçlüklere rağmen ayakta durmayı başarmış bir kadındır. Fakat ilerleyen bölümlerde Ali Kaptan pişman bir eş, çocuklarını düşünen bir baba olarak çıkıyor karşımıza. İzleyicilere resmen Ali Kaptan masum biri olarak gösteriliyor. Herkesin acıdığı, hatta “Cemile de abartmasın. Affetsin. Adam pişman” dedirtecek kadar masum bir Ali Kaptan. İnsanlara bu diziyle söylenmek istenen aslında herkesin hata yapabileceği ve bunun affedilmesi gerektiği mesajı. Çünkü biz hep “mutlu sonları” seviyoruz. Bu dizi de “mutlu” bitsin istiyoruz. Oysa mutlu sonlar affederek gelmiyor.
Üstelik bu dizideki kadın karakter bir işçi iken daha sonra patron oluyor. Yoksulluktan kurtuluyor. Patron olsa da işçilerini sömürmeyen iyi bir insan olarak sunuluyor. Alttan alta sesini çıkarmadan hayatın tüm zorluklarına katlananların bir gün yoksulluktan kurtulabileceği ve patronların iyi insanlar olduğu imajı veriliyor.
Çözüm hep bireysel çabalarla gelecekmiş gibi yansıtılıyor dizilerde. “İffet” dizisinde olduğu gibi. Bu dizide sevgilisi Cemil tarafından tecavüze uğrayan İffet için çözüm başka bir erkek olarak gösterilmiş. Cemil’den ayrılıp Ali İhsan’la evleniyor İffet. Kendisine yapılan bu iğrençliği de Allah’a havale ediyor. Sonuç, çaresiz ve umutsuz bir kadın! Karakterin, kendisi gibi sıkıntılar yaşamış kadınlarla bir araya gelmesi, kadın erkek demeden bu pisliklere karşı mücadeleye atılması hiç işlenmiyor.
Hatta bazı dizilerin isimleri bile bir şekilde bize dayatılan kadere uygun seçiliyor: “Umutsuz Ev Kadınları” mesela. Zaten bu dizilerde anlatılmak istenen şey kadınların çaresiz ve umutsuz olduğu ve bu durumun hiç değişmeyeceğidir. Birçok dizide bu mesaj biz farkında olmadan alttan alta beyinlerimize kazınıyor.
Aslında dizilerde kadınlar yaşadıkları sorunlar karşısında hep çaresizlik içinde bireysel kurtuluş yollarına yönlendiriliyorlar. Oysa ancak birlikte mücadele sonucunda kesin çözümler üretilebilir. Kadın ve erkek birlikte mücadele ederek yaşadığımız sistemdeki sorunlara birlikte çözümler bulabiliriz.
Kadınlar mücadele ile özgürleşir!
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...