Buradasınız
Ekim Devriminin 93. Yılı
Çağlayan’dan bir işçi
Ekim Devriminin 93. yıldönümünü derneğimizin Sefaköy temsilciliğinde işçi dostlarımızla beraber kutladık. Bu tarihi gün, işçi sınıfının “üreten biziz, yöneten de biz olacağız” diyerek patronların egemenliğine son verdiği bir gündür. Bu tarihi gün patronlar ve büyük toprak sahiplerinin suratına bir tokat gibi inmekle kalmadı, tüm dünyanın işçi ve emekçileri için büyük bir umut ışığı oldu. Bu ışık 93 yıldır günümüzü aydınlatmaya devam ediyor.
Şenliğimize UPS ve Brillant’tan direnişçi işçilerin yanı sıra, tekstil, deri, metal, inşaat, sağlık gibi çeşitli sektörlerden işçiler, öğrenciler ve aileler katıldılar. Ekim Devrimi şenliğimize işçi arkadaşlarımızın evlerinde hazırladıkları yemekleri hep beraber yiyerek başladık. Kalabalık bir UİD-DER soframız vardı. Yemekten sonra Ekim Devrimi konulu programa başladık. Dernek temsilcimiz, derneğimizin kuruluşu ve amacının ne olduğunu belirten anlamlı bir konuşma yaptı. Temsilcimizin konuşmasından sonra Ekim Devrimini anlatan kısa bir sinevizyon gösterisi izledik. İşçi arkadaşlarımızın hazırlamış olduğu birbirinden güzel şiirlere ve şarkılara eşlik ederek dinledik. Şenliğimizde sınıf kürsümüz de vardı. Sınıf kürsüsünde işçi arkadaşlar duygu ve düşüncelerini, fabrikalarında yaşadıkları sorunları diğer işçi arkadaşlarla paylaştılar. Bu konuşmalardan bazıları:
UPS direnişçisi: UPS direnişi birçok şeyi somutladı. Uluslararası destek ve dayanışma bunlardan bir tanesidir. UİD-DER’de öğrendiklerimle direnişe katkı sağladığım için mutluyum. Aldığımız bilinci işçi arkadaşlarımıza aktarmalıyız. Bu dernekte işçi sınıfını iktidara taşıyacak bilinç var. UİD-DER direnişimizin başından bu yana hep yanımızdaydı. UPS işçileri adına teşekkür ediyorum.
Deri işçisi: Çalıştığım fabrikanın koşulları önceki çalıştığım fabrikanın koşullarını hiç aratmıyor. Ağır ve zorunlu mesailer burada da var. Fabrikada yaklaşık 2000 işçi çalışıyor. Bizler birbirimize güvenmediğimiz için haksızlığa kayıtsız kalıyoruz. Bizler öğrendiklerimizi fabrikalarda işçi arkadaşlarımıza anlatmalıyız. Bizler ancak bir araya gelerek haksızlığa dur diyebiliriz. Yaşasın UİD-DER, Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Metal işçisi: Çalıştığım fabrikada yoğun baskı var. 12 sat çalışıyorum. Cumartesi ve pazar zorunlu mesai var. Patronumuz kadın işçilere çok rahat küfürler edebiliyor. Bu haksızlıklara boyun eğmemek için mücadele etmeliyiz. İşçilerin yönetime el koyması, mahalle meclisleri kurmaları, seçme ve seçilme haklarının olması bana çok anlamlı geliyor. Kaybedecek neyimiz var?
İşten atılan Brillant işçisi: 2-3 yıl önceden yapılan fakat satılmayan kumaşlar için kesin çöpe atın dediler. Bizler de kesip çöpe attık. Fakat çöpe giden parçalardan kupür dediğimiz parçaları aldık işçi arkadaşlarla birlikte. Akşam fabrika çıkışında güvenlikler arama yaptılar. Normalde bu aramalar olmazdı. Bana hırsız muamelesi yaptılar. Beni işten attılar. Diğer arkadaşlara sadece tutanak tuttular. Aslında dışarıda haklarını arayan Brillant işçilerine destek verdiğim için işten attılar. Asıl neden buydu. Patron böyle iğrenç bir komployla beni işten attı.
Çorap işçisi: Fabrikada çok adaletsizlik ve haksızlık var. Ama gün geçtikçe iyileşmeler oluyor. Bu iyileşmelerde UİD-DER’li arkadaşların fabrika önünde İşçi Dayanışması bültenini dağıtmalarının da katkısı oldu.
İşsiz bir işçi: İşçilerin ne kadar güçlü olduğunu bu dernek sayesinde öğrendim. Bizler fabrikalarda, işyerlerinde konuşamıyoruz. Söz hakkı tanınmıyor. Biz burada, bu kürsüde duygularımızı rahatça ifade etmeliyiz. Biz burada 7’den 70’e bir aileyiz. UİD-DER ailesiyiz. Buranın sayesinde insanca yaşamayı öğreniyorum.
Bir ayakkabı işçisi: Sovyetler Birliği bizlerle kuruldu. Biz burada çok şey paylaşıyoruz. Biz burada demokratik yaşamayı öğreniyoruz. Evinde eşine, çocuklarına demokrat olmayan hiçbir yerde demokrat olamaz.
Sınıf kürsümüzden sonra şenliğimize hep beraber çektiğimiz halaylarla devam ettik. Bütün işçi arkadaşlar hep beraber işçi sınıfının uluslararası ve devrimci mücadelesinin simgesi olan “Enternasyonal” marşını söyleyerek Ekim Devrimi şenliğimizi bitirdik.
Bundan 93 yıl önce Rusya’da işçiler yönetimi ele geçirerek kendi iktidarlarını kurmayı başardılar. İşçi iktidarının ne kadar demokratik olduğunu bütün dünya işçilerine gösterdiler. Bugün biz işçiler fabrikalarda berbat çalışma koşullarında çalıştırılıyoruz. Açlığa, sefalete itiliyoruz. İşsizlikle terbiye ediliyoruz. Savaşlarda ölen yine biz işçileriz. Biz işçilerin önünde iki seçenek duruyor. Ya bize çizilen kadere razı geleceğiz ya da mücadele edeceğiz.
Ekim Devrimi 93 Yaşında
Yapabiliriz, Yeter ki İnanalım!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/