Buradasınız
Emekçilerin Bayramda Seçim Sohbetleri
GOSB’dan bir kadın metal işçisi

Gebze İstasyon’da oturanlar bilir 17B otobüsünü. Her zaman böyle tıklım tıkış mıdır bilmem ama bayramda oldukça “samimi” yolculuklar yapıldığına ben de tanık oldum. İstanbul’a gitmek için yola çıktım. Cama yapıştım, hem etrafı hem insanları izleyerek ayakta durmaya çalışıyorum. Hangi duraktı bilmiyorum ama bir teyze ve eşi hemen yanıma doğru yanaştılar, camın altındaki askıdan tutunmak için. Teyze iki yandan sardı beni kollarının arasında kaldım. Arada bir kafasını uzatıp “rahatsız etmiyom guzum demi” diyor güleç yüzüyle, ben de “yok yok teyze, tutun düşme” dedim. Bir daha kafasını uzatıp “şindi bayram ya guzum bu arabalar ücretsiz mi” diye sordu. “Ben de o umutla bindim ama girişte şoför kart yoksa parasını bırak dedi. Umutlarım suya düştü teyze. Ama bu hükümet tekrar gelirse belki bütün otobüsleri ücretsiz yapar. 15 Temmuz’da yapmıştı” dedim. Teyzenin yüzünün rengi değişti, gülen yüzü düştü. “Hiç o bizim için bir şey yapar mı? Ancak zenginlere çalışsın. Bizi düşünen kim? Bence bu gonuyu gapatalım.” Dayanamadı tekrar kafasını uzatıp “bunca senedir hökümet onlar, amcan da ben de ona oy verdik, ama o ne yaptı bizim için, amcan taşeronda çalışıyordu kadroya girecem diye umutlanırken işsiz kaldı. Kirayı, faturayı ödeyemez hale geldik. Gendilerine saray yaptılar, biz de başımızı sokacak yıkık dökük bir çatı bile bulamıyok. Çoluğun çocuğun da durumu yok ki bize yardım ede. Bi daha bunlar hökümete gelirse halimiz nice olu guzum?” “Çok doğru diyorsun teyze” dedim. Yolum bitti, 17B’nin tıklım tıkış yolcularına iyi bayramlar dileyerek durakta indim.
Yolun karşısında kolu sargıda işyerinden pek sevdiğim abim almaya geldi beni. Çok güleç yüzlü, tatlı dilli bir adamdır. Fabrikada sevmeyeni yoktur. İşçisinden patronuna kadar. Ama iş kazası geçirdiğinden bu yana ne patron ne müdür bir telefon etme zahmetinde bile bulunmamışlar. Sohbet ede ede başladık yokuşu tırmanmaya. Önce kazayı anlattı, ölümden döndü. Koca makinenin robotu omzunu yerinden çıkarıp bayağı hasar vermiş. Bu güne kadar onun çalıştığı makinede üç kişi hayatını kaybetti. Çok şükür ki Kazım ağabey ucuz atlattı kazayı. Başta şikâyetçi olmayacaktı. Ama ne hastanede ne eve geldiğinde patron hiç sahip çıkmayınca “onlara bir elimi verdim, bundan sonra verecek başka bir şeyim yok” diyor. “Bu kazayla kimin ne olduğunu gördüm. Sağlıkta devrim yaptık diyorlardı, hastaneler pislik yuvası. Doktor bekle, doktor yok. Sağlık ücretsizdi güya artık, yalan her şey para. Her sabah işe gelirken Flormar’ın önündeki işçileri görüyorum ne yaptı o işçiler de kapının önüne koyuldular? Sendikalı oldukları için. Hani sendika anayasal haktı? Niye bu hükümet sesini çıkarmıyor, yasaları çiğneyen patrona karşı durmuyor? Ben bunlara çok oy verdim ama ne yalakaları oldum ne de kapıda dilencileri. Şimdi evime giden yolu bile kapattılar, dibimize rezidanslar dikiyorlar. Önceden hanımla balkonda oturur sohbet eder, iki bardak çay içerdik, etrafı izlerdik. Şimdi karşımızda kepçeler, toz duman var. Beni evsiz bıraktılar, burayı da yıkacaklar. Ama hakkım varsa haram zıkkım olsun. Başka bir şey demiyorum. Patronlarla hükümet aynı kaptan yiyen soyguncularmış meğer. Onca zaman dinle, imanla, başörtüsüyle, kanalıyla, köprüsüyle kandırdılar bizi. Bizde her şey bizim için yapılıyor sanıyorduk. Tek dertleri yandaşlarını, patronları palazlandırmakmış. Öyle birbirimize düşürdüler ki bizi. Geçen kahveye indim, bir masada küfürler havada uçuşuyor dine imana sövüyorlar. Kimseden ses çıkmıyor dine imana küfredilir mi diye. Diğer taraftan biri de ‘kapatın şu televizyonu vır vır kafamızı şişirdi her yerde bu, yeter!’ deyince bir kargaşa çıktı sen nasıl ona laf söylersin diye. Bu kadar da olmaz diyorum. Ben de şaşar beşerim. Ama ben kendimce artık yeter diyorum. Konu komşu eş dost birbirine düşer oldu. Biz eskiden böyle değildik.”
Çok fazla söze gerek yok. Bayram seyran fark etmez. Daha düne kadar yalanlara en çok kananlar bu gün artık yalanlara kanmıyorlar.
Rifat Beyler Mağdur Oluyormuş!
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...