Buradasınız
Emeklilik İşçiler İçin Bir Hayal mi?

1995 yılında emeklilik yaşının yükseltilmesi saldırısına karşı meydanlara çıkan işçiler, “mezarda emekliliğe hayır” diye haykırıyorlardı. O zaman emekli olabilme yaşı kadınlarda 38, erkeklerde ise 43’tü. Çalışma süresi ve prim gün sayısı ise kadınlarda 20 yıl ve 5000 işgünü, erkeklerde ise 25 yıl ve 5000 işgünüydü. Taşeronluk sistemi ve esnek çalışma o zaman henüz yaygınlaşmadığı ve bugünkü gibi 3 milyon (resmi olarak) işsiz olmadığı için, bir işçinin aynı işyerinde yıllarca çalışma ve emekli olma ihtimali yüksekti. Ama bugün her şey çok farklı. Şimdi emekli olmak pek çok işçi için artık ulaşılması çok zor bir hayalden ibaret. Bu, özellikle genç işçiler için daha çok geçerlidir.
17 Ağustos 1999’da Gölcük depremi yaşandı ve on binlerce insan öldü, ülke yasa boğuldu. Ama Ecevit’in başında bulunduğu o dönemin hükümeti bunu patronlar için fırsata çevirmekten geri durmadı. İnsanlar acılar içinde kıvranırken, bir gece yarısı emeklilik yaşı kadınlarda 58’e, erkeklerde 60’a çıkartıldı. Fakat patronlar bu kadarıyla da yetinmediler. Aynı Ecevit hükümeti gibi patronların hizmetinde olan AKP hükümeti, 1 Ocak 2007’de emeklilik yaşını ve prim gün sayısını kademeli olarak yeniden yükseltti. Yeni düzenlemeyle, emeklilik yaşı kadınlarda 62 ve erkeklerde 65’e yükseltildi. Prim gün sayısı ise 5000 günden, sigortaya giriş tarihine ve yaşına göre kademeli olarak 7200 güne çıkartıldı. Prim gününü doldurmanın zorluğu bir yana, işçiler artık emekli olmak için yaşı doldurmayı bekleyeceklerdi. 2048 tarihi itibariyle kadınlar ve erkekler için emekli olma yaşı 65’e çıkacak.
AKP hükümeti, sosyal güvenlikte “kara delik” olduğunu söylüyor ve bunu kapatmak için işçilerin haklarına saldırıyordu. Daha az işçinin emekli olması ve daha az işçinin maaş almasıyla sosyal güvenlik fonundaki para da artmış olacaktı. Oysa gerçekte böyle bir “kara delik” yoktu. Kaldı ki iddia edilen bu “kara delik”in sorumlusu işçiler değil patronlardır. Çünkü patronlar milyonlarca işçinin sigortasını yapmamakta, primlerini ödememekte ve sosyal güvenlik fonuna akması gereken paraları cebe indirmektedirler. Bugün hâlâ 10 milyon işçi sigortasız olarak çalışmaktadır ve AKP hükümeti patronlara tek laf etmemektedir.
Patronlar, AKP hükümeti döneminde çıkartılan yasalardan yararlanarak, 18-30 yaş arası işçileri işe alıyorlar. 30 yaşını geçmiş işçileri işe almayan patronlar, 65 yaşına kadar işçi çalıştırırlar mı? Yıllarca sigortasız çalıştırılan, taşerona mahkûm edilen, sigorta primi düzenli ödenmeyen, yaşı ilerlediğinde işten atılan, sağlıksız çalışma koşulları yüzünden iş kazaları ve meslek hastalıkları ile genç yaşta tükenen işçilerin emekli olması neredeyse imkânsız gibi. İş saatleri uzun, çalışma koşulları oldukça ağır ve yıpratıcıyken, hangi işçi 65 yaşında emekli olduktan sonra bunun “sefasını” sürecek?
Buna rağmen bugün yaşı ilerlemiş olan işçiler, “emeklilik yaşını yükselten yasa beni 5-6 yıl etkiledi” diyerek teselli buluyor ve sabır gösteriyorlar. Peki, ya şimdinin orta ve genç işçi kuşakları, onlar ne olacaklar? Aslında emeklilik primini ve yaşını yükseltme saldırısı, gelecek işçi kuşaklarına yönelik bir saldırıdır. Tüm işçi kuşakları bu gerçeği kavramak zorundalar. Şu an orta yaşlarındaki işçi kuşaklarının emekli olup olmayacağı bile belirsizdir. Dolayısıyla genç işçi kuşaklarının birer nine ve dede olarak 65 yaşına kadar çalışıp ondan sonra emekli olacağının hiçbir garantisi yoktur. İşte bu nedenle 65 yaşında emekli olmak demek, aslında mezarda emekli olmak demektir.
Patronlar işçilerin kazanılmış haklarını geri almak için her yolu, her yöntemi deniyorlar. İşçileri iliklerine kadar sömürmekle yetinmiyorlar. İşçilerin henüz doğmamış çocuklarını bile nasıl çalıştıracaklarının ve sömüreceklerinin hesabını yapıyorlar. Bu nedenle emeklilik yaşını 65’e çıkartıyorlar. Böylece aktif işgücü sayısı artmış oluyor. Daha düşük ücret vererek yaşlı işçileri genç işçilere karşı kullanmak istiyorlar. Aynı zamanda sosyal güvenlik sisteminde biriken paraları nasıl yağmalarız diye düşünüyorlar. Emeklilik yaşı uzatılırken, sigorta şirketleri özel sigortalı olmayı özendirmeye, emekçi kitleleri soymaya çalışıyor.
İşçiler, kendileri ve gelecek işçi kuşakları için kölece çalışma koşullarına, mezarda emeklilik sistemine hayır demelidirler. Her gün işçilerin canını alan iş cinayetlerine, taşeronluk sistemine, güvencesiz ve esnek çalışmaya, mezarda emekliliğe karşı tek seçeneğimiz var: İşçilerin birliğini sağlamak, bilinçlenmek ve mücadele etmek! Patronların saldırılarını, işçiler bir sınıf olarak örgütlendikleri zaman püskürtebilir ve yeni haklar elde edebilirler.
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
Son Eklenenler
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...