Esenyurt Belediye İşçilerinin Dayanışma Etkinliği

Esenyurt Belediyesinin sendikalarından vazgeçmedikleri için işten attığı belediye işçileriyle direnişlerinin 76. gününde düzenlenen dayanışma etkinliği, çeşitli sendika ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi. Belediye-İş 2 nolu şubede örgütlü olan 16 direnişçi işçi, hem işlerinden hem de sendikalarından vazgeçmeyeceklerini belirterek, kendileriyle dayanışma içinde olan sendikalara ve demokratik kitle örgütlerine bu süreçte yanlarında oldukları için teşekkür ettiler.

Yüzlerce işçinin katılımıyla gerçekleşen dayanışma etkinliğinde, müzik grupları, sanatçılar, halk oyunları, şiir dinletisi ve işçi tiyatrosu, katılımcıları coşturdu. Halaylar çekilip işçi sınıfının birlik ve mücadelesinin vurgulandığı sloganlar atıldı. “Yaşasın Sınıf Dayanışması!”, “Belediye İşçisi Yalnız Değildir!”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız!”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganlarıyla patronlar sınıfına ve onların temsilcilerine belediye işçisiniz yalnız olmadığı haykırıldı. Yaklaşık 5 saat süren program dolu dolu geçti.

Bizler UİD-DER’li işçiler olarak, direnişlerinin ilk gününden beri Esenyurt Belediye işçilerinin yanlarındaydık. Dayanışma etkinliğinde de onlarla birlikteydik. Belediye işçilerinin bu direnişine elimizden gelen tüm katkıları sunmaya çalıştık ve sunmaya da devam edeceğiz. Dayanışma etkinliğine UİD-DER İşçi Tiyatrosunun hazırlamış olduğu “Hamdolsun Örgütlüyüz” adlı oyunumuzla katkıda bulunduk. Krizle birlikte biz işçilerin hem işyerlerinde hem de evlerimizde nasıl sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı, örgütlü olduğumuzda patronlar sınıfının pervasızca saldıramayacağını, işyerlerimizde neden örgütlü olmamız gerektiğini anlatan bu oyun, dayanışma etkinliğine katılan bütün işçi-emekçi kardeşlerimiz tarafından beğeniyle karşılandı. Oyuncuların hepsinin birer işçi olması, oyuna ayrı bir anlam kattı.

Bugün milyonlarca işçi kardeşimiz kriz bahanesiyle işten atıldı. İşsiz kalan bir işçinin kendisiyle beraber ailesinin de açlığın, yoksulluğun, yoksunluğun içine düşmesini patronlar sınıfının hiç de umursadığı yok. Krizle birlikte biz işçilere kesilen fatura her geçen gün daha da katmerli bir biçimde artmaktadır. Sanki krizi biz yarattık! Fakat sonuçlarına bizlerin katlanmasını istiyorlar. Kimimiz işten atıldık, kimimiz sosyal hak gaspına uğradık, kimimiz ölmeyecek kadar ücrete çalışmaya razı olduk.

Neden diye hiç sorduk mu kendimize? Bugün yaşadıklarımızın nedenleri o kadar açık ki; ya var olan örgütlenmelerimize sahip çıkmadık, ya örgütlü olmaktan korkup kaçtık ya da örgütlü mücadele etmenin önemini anlamadık. Örgütlü olan patronlar sınıfı örgütsüz olan biz işçileri kriz cenderesinden geçirirken neden hâlâ örgütlenmekten kaçıyoruz? Nazım Ustanın dediği gibi, “şarabını vermek için üzüm gibi eziliyorsak” örgütlü gücün karşısında örgütlü olmadığımız içindir. İşçi sınıfının kurtuluşu mücadelesinde uluslararası işçi sınıfının birliğini ilmek ilmek örmek için mücadeleye atılmadığımız içindir.

Birleşen İşçiler Yenilmezler!

İşçilerin Vatanı Bütün Dünyadır!

Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!