Buradasınız
Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Büyüyor

İsrail’de faşist Netanyahu yönetimi Hamas’ın 7 Ekimdeki saldırısının ardından gece gündüz Gazze’yi bombalamaya devam ediyor. Çoğu kadın ve çocuk 4 binden fazla Filistinli İsrail bombaları altında can verdi, binlercesi yaralandı. İsrail devleti Gazze’yi abluka altına alarak yakıt, elektrik ve insani yardımların ulaşmasını engelliyor. Başta ABD olmak üzere Batılı egemenler de İsrail’e açıktan destek vererek savaşın alevlerini harlıyor. Öte yandan tüm dünyada emekçiler savaşın sorumlularına karşı Filistin halkının yanında saf tutuyorlar. Gerçekleştirdikleri kitlesel protesto gösterileriyle savaşın ve Filistin halkının uğradığı zulmün sona ermesi için hem kendi ülkelerinin egemenlerine hem de İsrail devletine karşı tepkilerini ortaya koyuyorlar. Batılı egemenler Filistin halkıyla dayanışma gösterenleri “Hamas destekçisi”, “terörist” diye yaftalasa da emekçiler bu karalamalara prim vermiyor, “Filistin halkı yalnız değildir!” diye haykırıyor.
21 Ekimde İsrailli emekçilerin gerçekleştirdiği protesto gösterisi bu eylemlerin en anlamlısı oldu. Tel Aviv’de toplanan binlerce emekçi halklar arasında yaratılmaya çalışılan düşmanlığa karşı savaşın sorumlusunun faşist Netanyahu hükümeti olduğunu söyleyerek “Netanyahu İstifa!” sloganları attılar. Savunma Bakanlığı önünde toplanan emekçiler savaşın bir an evvel sona ermesini ve İsrailli rehinelerin eve dönmesini talep ettiler. İsrailli rehineleri elinde tutan Hamas’a “Netanyahu’yu al, rehineleri ver!” dediler. İsrailli ve Filistinli emekçilerin çıkarlarının İsrailli ve Filistinli egemenlere, savaş kışkırtıcılarına karşı birlikte mücadele etmekte olduğunu dile getirdiler. Üniversitelerde de savaş karşıtı eylemler artıyor. Hayfa Üniversitesi sivillerin katledilmesine ve savaşa karşı söylemleri nedeniyle 2 öğrenciyi terörist ilan ederek okuldan attı. Buna karşılık öğretim görevlileri, üniversitelerde öğrencilere ve akademisyenlere yönelik baskı ve saldırılara karşı bir platform kurdular.
İngiltere’de yaklaşık 300 bin emekçi Filistin halkıyla dayanışmak için 21 Ekimde bir kez daha Londra’da bir araya geldi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının bir an evvel durdurulmasını isteyen emekçiler “Nehirden Denize Özgür Filistin” sloganları attılar.
İrlanda’nın başkenti Dublin ve Dungannon, Omagh ve Cork kentlerinde de binlerce emekçi 21 Ekimde Filistin halkıyla dayanışmak için bir araya geldi. Gazze’de bir soykırım yaşandığını belirten emekçiler kendi hükümetlerine ve AB’ye bir an evvel ateşkes sağlanması ve İsrail’in savaş suçları nedeniyle yargılanması için çağrıda bulundular. Ayrıca gerçekleri kararttığı ve Filistin halkına yönelik suçlayıcı haberler yaptığı için BBC binasına bir yürüyüş gerçekleştirerek tepkilerini ortaya koydular.
Fransa’nın Paris ve Lyon kentlerinde de binlerce işçi Filistin’e yönelik saldırılara ve ablukaya karşı bir araya geldi. 20, 21 ve 22 Ekimde gerçekleştirilen protesto gösterilerinde “Katil İsrail, Suç Ortağı Macron” sloganları atıldı. Geçen hafta Fransa İçişleri Bakanlığı, Filistin yanlısı tüm gösterilerin yasaklandığını ilan etmişti ancak emekçiler bu yasaklara boyun eğmeyerek Filistin halkıyla dayanışmaya devam ediyorlar.
İspanya’nın Barcelona kentinde 21 Ekimde “Filistin’deki Soykırımı Durduralım” şiarıyla bir protesto gösterisi düzenlendi. 70 binden fazla emekçinin bir araya geldiği gösterilerde İsrail’le yapılan silah anlaşmalarının feshedilmesi ve ateşkes sağlanması için AB’ye seslenildi. 300’den fazla kuruluşun imzaladığı ve Filistin’e yönelik saldırıların son bulması, insani yardım koridorlarının açılması gibi taleplerin yer aldığı bir manifesto okundu. Gösteri boyunca “Özgür Filistin” sloganları atıldı.
Belçika’nın Brüksel kentinde 22 Ekimde kitlesel bir protesto gösterisi düzenlendi. Çeşitli sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin organize ettiği protesto gösterisinde AB kurumlarının önüne yürüyen emekçiler, ateşkes için AB’nin adım atması gerektiğini ifade ettiler. İsrail’in işgal politikasına son verilmesini talep ettiler.
ABD, Şili, Brezilya, Güney Kore, İran, Avustralya, Filipinler ve daha onlarca ülke ve şehirde dinleri, dilleri farklı olsa da Filistin halkına yönelik haksız savaşa karşı çıkan emekçiler meydanları doldurmaya devam ediyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun, ister Müslüman ister Yahudi isterse Hıristiyan veya Budist olsun, egemenlerin kirli savaşlarında öldürülenler, acı çekenler, yerinden yurdundan olanlar işçi ve emekçilerdir. Bu acılar ancak ve ancak dünya işçi sınıfının birlikte mücadelesiyle son bulabilir.
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...