Buradasınız
Fazla Mesailerde Değil, Kurtuluş Mücadelede!
Esenyurt’tan bir metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
AKP iktidarı ve mevcut rejimle birlikte Türkiye’de işçilerin zaten ağır olan çalışma koşulları daha da berbat, sömürü daha da katmerli hale geldi. Sırtını iktidardaki rejime dayayan, bu sayede grev ve direnişleri bastırmak isteyen, işçi düşmanlığında sınır tanımadan hareket eden sermaye sahipleri, işçilerin mücadelesini bastırmak için alabildiğine pervazsız davranmaktadır. Mesela artık 8 saat çalışan işyeri neredeyse kalmamış, çalışma saatleri fiili olarak 12-14 saate çıkmış durumda. Hatta cumartesi-pazar günleri de fazla mesai adı altında neredeyse normal işgünü haline gelmiştir. Bu kadar yoğun çalışmaya rağmen, işçiler hâlâ yoksullukla boğuşurken patronlar servetlerine servet ekliyor.
Biz işçiler, bu kadar çalışmaya rağmen, belimizi doğrultamaz hale gelmiş durumdayız. Oysa çalışma saatlerinin bir sınırı olmalı. İşçiler zaten uzun yıllar boyunca daha kısa işgünü için mücadele etmişlerdir. 8 saatlik işgünü hakkını bu mücadele sayesinde ve bedeller ödeyerek kazanmışlardır. Fakat sermaye sınıfı bu mücadeleleri yok sayıyor, her hakkımızı elimizden almaya çalıştığı gibi 8 saatlik işgünü hakkımızı da elimizden almaya çalışıyor.
Peki, nasıl olacak? Çocuklarımıza, gençlerimize böyle bir dünya mı miras bırakacağız? Bir tarafta kölece çalışma ve tam bir sefalet, diğer tarafta başkasının sırtından lüks ve şatafat. Biz işçiler daha iyi bir yaşamı hak etmiyor muyuz? Ediyorsak bunun için ne yapıyoruz? Tarihsel deneyim yüzlerce kez ispat etmiştir ki, işçiler çok çalışarak değil çok mücadele ederek ayaklarındaki zincirleri gevşetebilmişlerdir. Çalışma ve yaşam koşullarında düzelme sağlayabilmişlerdir. Bugün işçiler milliyetçi söylemlerle zehirleniyor, vatan olmadan kendilerinin de var olamayacağına inandırılıyorlar. Ama bu vatanda yersiz yurtsuz bırakılan yine onlar oluyor. Yüksek ev fiyatları ve kiralar nedeniyle barınma çok daha büyük bir sorun haline geldi. Bir ev için bankalara ipotekli yaşamak, ömrümüzü fabrika köşelerinde, mesailerde geçirmek zorunda kalıyoruz. Yaşamımız çalışmaktan ve borç ödemekten ibaret hale geliyor. Bir taraftan işçi sınıfını doyumsuzca sömüren diğer taraftan doğayı alabildiğine yağmalayıp tarumar eden sermaye sınıfı, kendinde her şeye hak görürken sıra işçiye gelince ne hak ne de hukuk tanımaktadır. Bu nedenle işçiler olarak, günden güne var olan sorunlarımıza yenileri ekleniyor.
Sorunlarımızı artık görmezden gelemeyiz. Sorunlarımızın üstesinden gelmek, daha güzel bir hayat yaşamak için birleşmeli, bunun mücadelesini vermeliyiz. Birliğimizin ve mücadelemizin önüne dikilen engelleri aşmak için kafa yormalıyız, çaba harcamalıyız. Haklarımız için mücadele ettiğimizde ve onları söke söke aldığımızda bu bize özgüven ve güç olarak dönecektir. İşçiler olarak fazla mesailere kalmak yerine ücretlerimizin yükseltilmesi için mücadele ettiğimizde ve bu mücadelede başarılı olduğumuzda çalışma ve yaşam koşullarımız üzerinde daha fazla söz hakkımız olacaktır. Bu nedenle mücadelemize de zaman ayırmak zorundayız. Sermayenin ve iktidarın saldırılarına birlikte karşı durmak için, işyerlerimizde, sendikalarımızda birlik ve dayanışmamızı örmek, örgütlü mücadelemizi yükseltmek zorundayız.
Unutmayalım ki kimse bizim için, bizim yerimize mücadele etmeyecek. Her işçi “ben bugün kendi hayatım için, benim hayatıma da anlam ve güzellik katacak olan sınıfımın mücadelesi için ne yaptım” sorusunu kendine sormalıdır. Kardeşleşmeyi, dayanışmayı, mücadele etmeyi, yani insani bir sorumluluğu yerine getirmeyi kendimize düstur edinmeliyiz.
Çocuklarım
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...
- Srebrenitsa’da, 1995 Temmuzunda, 8 bini aşkın Boşnak, Sırp egemenleri tarafından katledildi. Geçmişten günümüze emperyalistlerin kışkırttığı tüm savaşlara baktığımızda ölenlerin, acı çekenlerin, yasa boğulanların emekçiler olduğunu, savaştan siyasi...
Düşün
Okyanusları, denizleri, dereleri, nehirleri
Düşle
Parmaklıkların ötesindeki sonsuz dünyayı
Düşün
...- 43 gündür direnen Sumitomo işçilerinin grevi kazanımla sonuçlandı. Adana’da PTT bünyesinde çalışan taşeron işçiler iş baskısı ve kötü çalışma koşullarına karşı 9 Temmuzda iş bıraktı. İşçilerin eylemi ikinci gününde kazanımla sona erdi. Manisa’da...
- TÜİK Haziran 2022 itibariyle enflasyon sepetine hangi ürünleri koyduğunu ve bu ürünlerin fiyatını ne olarak kabul ettiğini açıklamayı bıraktı. İki yıldır TÜİK’in açıkladığı enflasyonu neye göre hesapladığını bilmiyoruz. Yani sepet iki yıldır kayıp!...