Buradasınız
Fransa ve Belçika’da İşçiler Ayakta
Fransa’da, hükümetin iş kanununda yapmak istediği değişiklikler ve hazırladığı yasa tasarısı 9 Marttan bu yana büyük eylemler ve grevlerle protesto ediliyor. Çalışma Bakanının adı ile anılan El Khomri Yasası’na karşı sokaklara dökülen, grevlerle hayatı durduran işçilerin öfkesi dalga dalga büyüyor. Ancak Fransız egemenler ve onların hizmetindeki politikacılar yasayı geçirmekte kararlı olduklarını söylüyorlar.
Fransa Başbakanı Manuel Valls, 12 Mayısta, işçilerin protestosuna rağmen sözde anayasal yetkisini kullanarak yasayı Ulusal Mecliste oylamaya sunmadan kabul etti. Yasanın hayata geçmesi 8 Haziranda yapılacak Senato oylamasına bağlı. Fransız egemenlerin temsilcisi olan ve ağırlığı sağcı partilerin senatörlerinden oluşan Senatonun yasayı onaylaması bekleniyor. Ancak öfkeli işçiler yasanın geçmesine izin vermeyeceklerini kararlı eylemleriyle ortaya koyuyorlar. Çünkü bu tasarı İş Yasasında köklü değişiklikler öngörüyor ve Fransa işçi sınıfının şimdiye dek karşı karşıya kaldığı en kapsamlı saldırılardan birini oluşturuyor, kazanılmış haklarını yok ediyor.
Yasa tasarısı işten atmaları çok daha kolay hale getiriyor, iş güvencesini ortadan kaldırıyor. İşçinin işten çıkarıldığında aldığı kıdem tazminatı miktarını düşürüyor. İşe yeni başlayan işçilerin keyfi bir biçimde esnek çalıştırılmasını öngörüyor. Fazla mesai ücretlerini ve işsizlik maaşını düşürüyor. Toplu sözleşme anlaşmazlıkları durumunda patronlara işyerinde referanduma gitme hakkı tanıyarak sendikaların gücünü kırmayı amaçlıyor. Çalışma koşullarına ilişkin asgari kuralları belirleyen sektörel toplu sözleşmeleri esneterek anlamsızlaştırıyor. İş Yasasıyla korunan pek çok hakkın işyeri düzeyindeki toplu sözleşmelerle gasp edilmesi planlanıyor. Yeni yasa geçtiği takdirde, ücretler, fazla mesai ücretlerinin oranı ve tatil sürelerinin yanı sıra günlük ve haftalık çalışma süreleri de işyeri düzeyinde belirlenebilecek. Böylece patronlar, yaklaşık yüz yıldır 8 saat olan yasal işgününü işyeri sözleşmeleriyle 12 saate çıkarabilecekler. Keza haftalık yasal çalışma süresi olan 35 saat de 60 saate kadar uzayabilecek.
Bu kapsamlı saldırılar nedeniyle Fransa’da son iki ayda işçi ve emekçiler, öğrenciler 8 kez büyük mitingler ve gösterilerle sokaklara döküldü. Ulaşım, madencilik, eğitim, petrokimya, enerji gibi sektörlerde grevler düzenleyerek tepkilerini ortaya koydular. Ülkedeki nükleer santrallerde, petrol rafinerilerinde bile üretim durdu. Yollar kapatılarak hammadde akışı kesildi. Hükümet, işçilerin taleplerine kulak vermek yerine yasayı geçirmekte ısrarlı olduğunu açıkladıkça eylemler daha çok büyüdü. Polis işçilerin ve gençlerin her eylemine saldırdı. Pek çok işçiyi yaraladı, gözaltına aldı, tutukladı. Ama tüm bu baskılar işçilere geri adım attıramadı. Çünkü işçiler bu yasanın sadece haklarını değil, geleceklerini de ellerinden aldığını biliyorlar.
Dünya Kupası bu yıl Fransa’da düzenlenecek. Hükümet 10 Haziranda başlayacak Dünya Kupası yaklaşırken işçilerin eylemini bastırmaya çalışıyor. Ama bastırabilmek bir tarafa daha da büyütüyor. Ülkede artık akaryakıt bulmak büyük sorun haline geldi. Üniversiteler başta olmak üzere okullarda boykotlar yayılıyor. İşçiler ve gençler, polislerle çatışmaktan geri kalmıyor.
Fransız işçiler Belçikalı işçilerle de dayanışma halinde olduklarını ilan ediyorlar. Belçika Başbakanı Charles Michel ve hükümet, sosyal güvencede, bütçede, kamu hizmetleri ve eğitimde kesintilere gitmeyi, emekli maaşlarını düşürmeyi, sözleşmeli, part-time, güvencesiz çalışmayı yasalaştırmayı, 38 saat olan iş haftasını 45 saate çıkarmayı, fazla mesai süresini uzatmayı ve ücretini düşürmeyi planlıyor. Bu nedenle Belçikalı işçiler de tıpkı Fransız sınıf kardeşleri gibi harekete geçti ve ülkeyi grevlerle, gösterilerle sarstı.
Belçika’daki bazı sendikaların yaptığı grev çağrısı işçiler arasında büyük yankı buldu. Ülkenin pek çok bölgesinde ulaşım durdu, sağlık ve eğitim çalışanları iş bıraktı, posta, itfaiye hizmetleri durdu. Çöpler toplanmadı. İşçiler gösterilerde “Haklarımız için mücadele ediyoruz!”, “Patronların serveti için daha fazla bedel ödemeyeceğiz!” pankartları taşıdılar. Eylemler 1986’dan bu yana ülkedeki en büyük işçi eylemleri olma özelliğini taşıyor. Ancak sendikaların bürokratlar tarafından ele geçirilmişliği ve bölünmüşlüğü eylemlerin daha da güçlenmesinin önüne geçiyor. Aynı durum Fransa için de geçerli. Sendikal bürokrasinin yalpalamalarına, hükümetin işçileri teröristlikle suçlayıp polis şiddetine maruz bırakmasına rağmen büyüyen eylemler Fransız ve Belçikalı sermayedarları korkutmaya devam ediyor.
Ancak bu eylemlerin korkuttuğu kişiler sadece Fransa ve Belçika egemenleri değil. Türkiyeli egemenler de “Paris ve Brüksel’deki olaylardan büyük endişe duyduklarını” ifade ediyorlar. Kiralık işçiliği, kölelik bürolarını yasalaştıran, ücretleri düşüren, işçileri sendikasızlaştıran, iş güvenliği önlemlerini hiçe sayanları koruyan politikacıların benzer saldırılar karşısında ayağa kalkan Belçika ve Fransa işçilerinden korkması son derece doğaldır. Çünkü öfke de cesaret de bulaşıcıdır. Elbette Avrupa’yı etkisi altına alan bu isyan dalgası Türkiye işçi sınıfına da cesaret verecektir.
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- Güney Kore’de Devlet Başkanı Görevinden Uzaklaştırıldı, Mücadele Devam Ediyor
- Güney Kore’de Devlet Başkanına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- Almanya’da Volkswagen İşçileri Grevde
- Dünya İşçi Sınıfı İşyerlerinde, Meydanlarda Mücadeleyi Büyütüyor!
- İngiltere’de İşçi ve Öğrenci ‘Filistin için İşyeri Eylem Günü’nde Birleşti
- İspanya’da On Binlerce Emekçi Artan Kira Fiyatlarını Protesto Etti
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Yunanistan’da Kitlesel Genel Grev
- Fransa’da Demiryolu İşçileri İş Bıraktı
- Gürcistan’da Binlerce Maden İşçisi İşsiz Bırakıldı
- İspanya’da Emekçiler: Bizim Üzerimizde Çamur, Sizin Elinizde Kan Var!
- İngiltere’de On Binler Filistin Halkı İçin Yeniden Meydanlara Çıktı
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!
- Yunanistan Liman İşçileri İsrail’e Silah Sevkiyatını Engelledi
- İtalya’da Ulaşım, Liman ve Otomotiv İşçileri Grev Yaptı
- İspanya’da Emekçiler Yüksek Kiralara Karşı Meydanlara Çıktı
- Avrupa İşçi Sınıfı Emperyalist Savaşı Protestoya Devam Ediyor
- Savaşın Birinci Yılında Dünya İşçi Sınıfı “Emperyalist Savaşa Hayır’ Diyor
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...