Buradasınız
Güvencesizlikten Gelen 741 Ölüm
Gebze Plastikçiler Sanayi’den bir işçi

Bu yıl Mayıs ayında başta tarım ve orman olmak üzere birçok sektör ve işkolunda gerçekleşen iş kazalarında toplam 146 işçi hayatını kaybetti. Tarım ve orman işkolunda 37, inşaat ve yol işkolunda 30, taşımacılık iş kolunda 23, ticaret ve büro işkolunda 15, madencilik işkolunda 7, metal işkolunda 6, konaklama ve eğlence işkolunda 6 işçi hayatını kaybetti. Belediye, genel işler kolunda 5, sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda 4, ağaç ve kâğıt işkolunda 3, petrokimya ve lastik, çimento ve cam ile savunma ve güvenlik işkollarında 2, gıda, şeker, tekstil, deri ve enerji işkollarında 1 işçi iş cinayetlerine kurban gitti. Yılın ilk beş ayında ölen işçi sayısı da en az 741’i buldu.
Tüm bu hoyratlığın, toplu katliamların altında elbette ki patronlar sınıfının doymak bilmeyen, yetinmeyen, iş güvenliğini maliyet olarak gören, ucuz işçilik üzerinden kâr etmeye koşullanmış hırsı yatmaktadır. Aç gözlü patronların ardı ardına gelen saldırıları nedeniyle işçilerin kazanılmış hakları günden güne erirken, ücret alacağı dâhil fiilen hiçbir hakkın güvencesi kalmamıştır. Bugün gelinen noktada sendikalaşma ve grev hakkı engellerle ve yasaklamalarla fiilen ortadan kaldırılmıştır. İşçilerin kıdem tazminatı fona devredilerek ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. İşçilerin iş güvencesi yoktur, isyan eden hakkını arayan işçiler kapının önüne konulma tehdidiyle susturulmaktadır.
Patronlar sınıfı, çalışma mevzuatını daha fazla kâr hırsı ile şekillendiriyorlar. Korumasızlık ve güvencesizlik adeta işçilerin ölmek için çalışmaya mahkûm edilmeleri anlamına geliyor. Ve gerçek tüm çıplaklığıyla böyledir. İşçiler uzayan iş saatleriyle, düşük ücretlerle ve hiçbir iş güvenliği önleminin alınmadığı koşullarda, kelle koltukta çalışmaktadırlar.
İş cinayetlerinin, meslek hastalıklarının yaşama hakkına saldırı niteliğinde olduğunu kabul eden yasalar ve yönetmelikler olması gerekirken, AKP hükümeti işçilerin yaşam hakkını duymazdan ve görmezden geliyor. Bu nedenle de iş cinayetleri durmuyor, işçilerin yaşama hakları ellerinden alınıyor.
Örneğin 20 Haziran 2012’de işçi sağlığını ve iş güvenliğini korumak için yürürlüğe giren 6331 sayılı yasa, iş hayatını doğrudan ilgilendiren bir alanı düzenleme iddiasıyla AKP hükümeti tarafından yürürlüğe sokuldu. Fakat güvenceyle donatılmış herhangi bir denetim mekanizması ve önlem almayan patronlar için herhangi bir caydırıcılığı olmadığı için, dilekler manzumesi olarak kalmaktan kurtulamadı. Yetersizliğine rağmen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının kimi maddelerinin uygulanması geçtiğimiz günlerde bir kere daha ertelendi ve 2020’ye bırakıldı. Sorunun çözümü sayılamayacak bu düzenleme böylece bir kez daha ötelenmiş oldu.
Kaldı ki bu yasal düzenlemeler kâğıt üzerinde olsa da, günümüzün örgütsüzlük koşulları nedeniyle pratikte hiç bir karşılığı olmayabiliyor. Tek başına kalan işçiler yasal haklarından faydalanamaz, onları ileri sürerek hakkını da arayamaz. Örgütsüzlük koşullarında var olan yasalar da patronların gözünde yok hükmündedir. Bu nedenle sendika, toplu sözleşme ve grev gibi hakları korumak ve geliştirmek için, güvencesizliğin getirdiği ölümleri durdurmak için önce örgütsüzlük belasıyla savaşmak gerekir.
Bir İşçi mi, 6 Bin Lira mı?
Neden İnanalım?
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...