Buradasınız
Haksız Savaşlara Hayır!
Kartal’dan bir matbaa işçisi
Son dönemlerde her sabah “şehit” haberleri ve Kürt halkına yapılan katliam haberleriyle uyanıyoruz. Egemenler kendi çıkarları için bizi ölüme gönderiyorlar. Milliyetçiliği yükseltiyor, kardeşi kardeşe kırdırtıyorlar. Sesini çıkaran, tepkisini koyan herkes baskı görüyor, susturuluyor. Canımız yanıyor, canlar gidiyor. Düne kadar “Kürt halkına barışı ve özgürlüğü biz getireceğiz, çözüm sürecini başarıya ulaştıracağız” diyenler çözüm sürecini buzdolabına kaldırdılar.
“Seçimlerden önce her şey iyiydi de seçimlerden sonra ne oldu?” diye düşünmemek, sormamak mümkün değil. Bir anda kendimizi bu haksız savaşın içinde bulduk. İşçi çocukları ölüme gönderiliyor, Kürt halkı katlediliyor. Ne oldu da ülkenin doğusu bir hayalet bölgeye dönüştürüldü? Ne oldu da bu duruma ülkenin batısı sessiz kalıyor? Ne oldu da sessiz kalmak yetmiyormuş gibi gözü dönmüş bir ırkçılıkla Kürtlerin işyerlerine, HDP binalarına saldırılıyor? Kürt olduğu ve hatta Kürtlere benzetildiği için insanlar linç ediliyor. AKP tek başına iktidar olsun, Erdoğan başkan olsun diye bin bir türlü oyunlara ve yalanlara bizleri alet etmek istiyorlar. AKP’nin emri altındaki medya üzerinden yalan haberlerle işçi kardeşlerimizi kandırıyorlar. Bugüne kadar işçileri hep milliyetçilik ile zehirlediler. İnsanların bilincinde her an harekete geçirebilecekleri bir milliyetçilik canavarı yarattılar. Ve şimdi bu canavarı kendi çıkarları için uyandırdılar. Bir tarafta bu olurken diğer tarafta bu haksız savaş karşısında “işinize bakın, duymayın, görmeyin, konuşmayın, itaat edin, kabullenin, susun” politikasını uyguluyorlar.
İşçi kardeşlerimle konuştuğumda iktidar olmak isteyenlerin oyunlarını anlayanlar, “barış olmalı, bu kirli savaş bitmeli, çocuklarımız ölmemeli” diyorlar. “Peki, savaşı nasıl durdurabiliriz?” diye sorduğumda ise “maalesef bilemiyoruz” diye cevap veriyorlar. Oysa savaşı durdurmak biz işçi ve emekçilerin elinde. Haksız savaşlar, iş cinayetleri, açlık, yoksulluk, bizim kaderimiz değildir. Biz işçiler bir araya gelip örgütlenirsek, savaş isteyen egemenlerin oyunlarını boşa çıkarabiliriz. Artık Kürt sorunu çözülmeli ve haksız savaş son bulmalıdır.
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
- Emperyalist Savaş Emekçiler İçin Yıkımdır! Ukrayna’da Emperyalist Savaşa Hayır!
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.