Buradasınız
HSGG Platformu Panel Düzenledi
“Herkese Sağlık Güvenli Gelecek” Platformu, 21 Eylül günü Petrol-İş sendikasının konferans salonunda bir panel gerçekleştirdi. İki oturum halinde gerçekleşen panelin birinci bölümünde Kristal-İş sendikasından Aziz Çelik “Sosyal Güvenlikte Hak Kaybı Dönemi”, İstanbul Tabip Odasından Osman Öztürk “Genel Sağlık ve Sigorta(sızlık) Neler Getiriyor” başlıklarıyla birer sunum gerçekleştirdiler.
İkinci oturumda, platform bileşenlerinin temsilcileri birer konuşma yaptılar. Panele, direnişteki Marport liman işçileri ve OSİM işçileri de katıldılar. Liman işçileri adına söz alan bir işçi, direnişe nasıl başladıklarını, nasıl bir süreçten geçtiklerini ve bugünkü durumlarını anlatarak platform bileşenlerini, dayanışma için sattıkları kalemlerden almaya davet etti.
Platform, SSGSS yasasının gündeme geldiği dönemde, yasanın meclisten geçirilmesine engel olmak hedefiyle oluşturulmuştu. Yasanın yapılan eylemlere rağmen geri çekilmeyerek kabul edildiği günden bu yana ise sessizliğe gömülmüştü. İstihdam Paketi geçirilirken hiçbir eylem düzenlemeyen Platform, şimdi SSGSS yasasının yürürlüğe gireceği 1 Ekim tarihine kadar tepki eylemleri gerçekleştireceğini duyuruyor.
Panelde söz alıp konuşan platform bileşenlerinin temsilcileri de yaptıkları konuşmalarda çeşitli eksikliklere değindiler. Konuşmaların tümünde, SSGSS yasasına karşı yapılan eylemlere rağmen yasanın önüne geçilememesinden doğan umutsuzluk kendini gösteriyordu. Bir kamu emekçisinin söylediği şu sözler Platformun durumunu ortaya koyar nitelikteydi: “Başta, yasayı çıkartmayacağız, çıkarsa uygulatmayacağız gibi tok bir söylemimiz vardı. Yasa geçince platform tatile girdi…”
Konuşmalarda genel olarak, Platformun çok sayıda örgütten oluştuğu fakat gücünün zayıf olduğu, insanları ikna etmekte başarılı olamadığı, çalışmalarının işyeri ve semtlere dayanmadığı, karar alma süreçlerinin zayıf olduğu, örgütler olarak tek başına bir şey yapılamayacağı, bunun için platformun güçlendirilmesi gerektiği, mücadelenin yeni saldırılara karşı genişletilerek devam ettirilmesi gerektiği gibi önemli hususların üzerinde duruldu.
SSGSS yasasının gündeme geldiği günden bu yana hükümet emekçilere saldırı paketlerini bir bir hayata geçirdi. İşçi sınıfı saflarından bu saldırılara karşı ciddi bir karşı duruş sergilendiğini söylemek, bugünkü duruma bakıldığında mümkün değil. Uygulamaya konulan her paket emekçilerin sahip oldukları hakların bir bölümünü yonttu. Yontulan, kaybedilen her bir hak için geçmişte sayısız bedel ödenmiş olmasına rağmen işçi sınıfı gerektiği gibi bir tepki veremedi.
Bu durum 12 Eylül faşist darbesinin işçi sınıfının hafızasını silerek mücadele bilincini körelttiğini, aktarma kayışlarını kopardığını ve onu alabildiğine örgütsüzleştirdiğini bir kez daha tescil etmiştir. İşçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlerinin dağıtılmasından sonra ortaya çıkan boşluk, sermayenin ideolojik saldırılarıyla doldurulmuştur.
Egemen sınıfın saldırılarına karşı koyabilmek, işçilerin kendi örgütlülüklerine sahip çıkmaları ve mücadeleye sarılmalarıyla mümkün olabilecektir. Böylece kendine olan güvenini tazeleyen işçi sınıfı, her türlü ayrımcılığın ve sömürünün ortadan kalktığı yeni bir dünyanın kapılarını kendi elleriyle açabilecektir.
DESA İşçilerine Dayanışma Ziyareti
Son Eklenenler
- Kapitalizmin dünyanın her yerinde insanlığa cehennemi yaşattığı bir dönemden geçiyoruz. Büyüyen sorunlar karşısında kaçınılmaz olarak mücadele de büyüyor. Fransa’dan İran’a, İngiltere’den Peru’ya dünyanın her yerinde büyük protestolardan grev ve...
- Toplumun geniş kesimlerinin duyduğu hoşnutsuzluğun, öfkenin ve değişim isteğinin farkında olmamak mümkün değil. Değişim isteği özellikle gençlerde ve kadınlarda kendini dışa vuruyor. Özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, horlanmaya, aşağılanmaya, yok...
- Türkiye’de gidişattan hoşnut olmayanların, o veya bu konuda değişim isteyenlerin sayısıyla son seçimde mevcut iktidara ve Erdoğan’a oy vermeyenlerin sayısı eşit değil. Şöyle ki; toplumun ekseriyeti yaşamın her alanına damgasını vuran krizlerden,...
- Rosa Luxemburg, yaşamını işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesine adamış cesur bir kadın ve işçi sınıfımızın sosyalist önderlerinden biri. Bu nedenle UİD-DER’in bizleri Jülide Kural’ın “Ben Rosa Luxemburg” oyunuyla buluşturacağını duyunca çok...
- Türkiye’nin çeşitli illerinde üretim yapan Şirikçioğlu Tekstil’de işçiler 2017 yılından bu yana sendikal mücadele yürütüyor. İşçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle HAK-İŞ...
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...