Buradasınız
İşçi Tiyatrosu: “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor”
1 Mayıs Mahallesinden bir işçi
22 Haziran Pazar günü UİD-DER’in Aydınlı temsilciliğinde “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı tiyatro oyunu gösterildi. UİD-DER İşçi Tiyatrosu’nun düzenlediği oyunu Gülsuyu ve 1 Mayıs Mahallelerinden de gelen işçi arkadaşlarımızla birlikte ilgiyle izledik.
Tiyatro başlamadan önce işçi arkadaşlarımızın hazırladığı müzik ve şiir dinletisine hep birlikte coşkuyla katıldık. Tiyatro, Mısır’da piramitleri yapan Yusuf, İbrahim ve Musa adlı üç köle ve gelecekten haber veren, her şeyi bilen Bilge Köle’den oluşuyordu. Sürekli olarak taş taşıyan bu kölelerin çalışırken konuştukları şey ise “taş ver, taş al ve taş koydum” kelimeleriydi. Bir gün Köle İbrahim’in kafasına taş düşüyor ve köle olduğunu unutup, arkadaşlarının çalışmalarını garipsemeye başlıyor. Onlara “ücret alıyor musunuz? Sigortanız, sendikanız var mı?” diye sorular sormaya başlıyor. Onlar da biz köleyiz, bu dediklerin de ne, ne tuhaf konuşuyorsun, çalış yoksa köle başı gelecek, kırbaçlayacak bizi deyip işlerine koyuluyorlar tekrar. İbrahim’in anlattıklarından sonra köle başı da bu fikirlere katılıyor ama tam bu fikirleri diğer kölelere söyleyeceği sırada İbrahim’in başına yine bir taş düşüyor ve her şeyi unutup eski haline dönüyor. Fakat diğer kölelerin zihninde sigorta, ücret ve sendika fikirleri yer ediyor.
Bu bir tiyatro oyunuydu ama her birimizin başına bir taş düşürmüştü. Bizler o dönemde Firavunlar ve tanrı Ra’lar için piramitler yaparken, bugün patronlar için gökdelenler, villalar yapıyoruz. O dönemden tek farkımız ise ücretli köleler olmamız. Bugün kapitalist sistemde patronlar biz işçilere sadece aç kalmayacak kadar bir ücret veriyor.
Köle İbrahim “tuhaf” konuşuyordu. Aslında o tuhaf konuşmuyordu. Söylediklerinin tuhaf görünmesinin nedeni diğerlerinin o güne dek hiç duymadıkları şeyleri söylemesiydi. Köle İbrahim sendika, ücret, sigorta diyordu. Köleler bunların hiçbirini duymamışlardı ama bizler hepsini duyduk. Bugün sendikalar var ama ne üye oluyoruz ne de onları haklarımızı koruyacak militan birer sınıf sendikası haline getiriyoruz. Patronlar açlık sınırının altında asgari ücret veriyor, yükseltmek için bir araya gelip daha fazla ücret talep etmiyoruz. SSGSS yasasıyla tüm sosyal haklarımıza ve istihdam paketiyle işsizlik sigortası fonumuzda biriken tüm paralara göz dikiliyor ama biz işçiler hâlâ bir araya gelip bilinçli bir şekilde mücadele etmiyoruz. Sesimizi çıkarmıyoruz.
Bizler bilinçli bir şekilde örgütlenip elimizden alınan haklarımıza karşı mücadele etmedikçe patronlar sınıfı biz işçileri iliklerimize kadar sömürmeye devam edecek. Bizler haklarımıza sahip çıkmak için “tuhaf” da olsa konuşalım. İşyerlerimizde birlik olalım diyelim, militan sınıf sendikacılığı diyelim, daha fazla ücret ve sosyal hak diyelim. Ve “bunlar yetmez, bütün dünyayı istiyoruz” diyelim.
15-16 Haziran Ruhuyla Mücadeleye
“Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor”
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....