Buradasınız
İşçiler, Misafirler ve Onurumuz
Bakırköy’den bir güvenlik işçisi
Merhaba dostlar,
Ben İstanbul’un önde gelen bir alış veriş merkezinde güvenlik işçisi olarak çalışıyorum. Bu alışveriş merkezinde çalışan işçilerle, alışveriş merkezine gelen müşteriler (patronların tabiri ile misafirler) arasında muazzam bir çelişki var. Sınıfsal çelişkiler o kadar ortada ki bizi insan olarak bile görmüyorlar. Sıcağın altında çalışıyoruz ama hâlâ kışlık formaları kullanıyoruz. Uzun kollu gömlekler giymek zorundaymışız, çünkü gelen “misafirler” kolumuzdaki kıllardan bile rahatsız olabilirlermiş! 12 saat ayakta çalışıyoruz. Vardiyalı bir işyeri burası; gecemiz gündüzümüz birbirine karışıyor. Haftada 2 gün gündüz, 2 gün gece çalışıp 2 gün de tatil yapıyoruz. Uyku saatlerimiz hiçbir zaman düzenli olamıyor. Bu da hayatımızı, ilişkilerimizi düzene sokamamamıza, sürekli olarak yorgun olmamıza, algı seviyemizin düşüp dikkatli olamamamıza neden oluyor. Ve bu şekilde hayatımız yok olup gidiyor.
İşçi sınıfının tarihinde mücadelelerle elde edilmiş bir sürü kazanım var. Ama biz bilinçsiz ve örgütsüz olduğumuzdan haklarımızı bilemiyor, bilsek bile koruyamıyoruz. 8 saatlik işgünü yasası… Ben bu işyerine girerken bana imzalamam için dayatılan iş sözleşmesinde yasal olan 8 saatlik iş gününü 12 saate çıkartıp, aradaki 4 saati “mesai olarak çalışmayı kabul ediyorum” ibaresiyle bize dayattılar. Bu işyerinde bize sadece uzun çalışma saatlerini dayatmakla kalmıyorlar, en ufak bir hatamızda, bizi işten atmayıp istifaya zorluyorlar. Bilinçsiz olan işçi arkadaşlarımız da bu basınca dayanamayarak istifasını imzalayabiliyor. Bir işyerinden istifa etmek demek o işyerindeki var olan bütün hakları patrona gönüllü olarak vermek anlamına gelir. İşçiler birbirlerine cimrilik yaparken istifalarını imzalayarak patrona bayağı bir cömertlik yapmış oluyorlar. İşçiler için işten kovulmak onur kırıcı bir durum olarak görülmektedir. İstifa etmeleriyse aslında patronun ekmeğine yağ sürmektir.
Ben UİD-DER’e gelmeseydim ve bana kendi haklarım anlatılmasaydı ben de yaşadığım olaylar karşısında doğru tutumlar alamayacaktım, olayları doğru yorumlayamayacaktım. İşçi arkadaşlarıma doğruyu anlatamayacaktım. İşçi sınıfının üretimden gelen gücünün farkında olamayacaktım.
İyi ki varsınız dostlarım…
Ve UİD-DER’le Yaşamak…
Kahrolası Düzen
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...