İbrahim Ethem İşçilerini Ziyaret Ettik

UİD-DER üyesi işçiler olarak, 1 Martta, Topkapı’da bulunan İbrahim Ethem Ulugay ilaç fabrikasında direnişte bulunan işçi kardeşlerimizi ziyarete gittik. İşverenin izlediği ağır sömürü politikası sayesinde fabrika sürekli büyürken, işçiler tersine her geçen gün daha çok fakirleşmiş, yaşam koşulları ağırlaşmış ve hayatları bankalardan aldıkları borçları ödemekten ibaret olmuş. İşçiler bu koşulları değiştirmek için örgütlü mücadele vermek gerektiği fikrine ulaşmışlar. Bu örgütlü mücadeleyi verebilmek için de bir araca ihtiyaç duymuşlar. Bu ihtiyaç sendikayla somutlanmış. Bizimle sohbet eden direnişteki işçi arkadaşlar sendikalaşma nedenlerini böyle anlattılar.

İşçiler DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasında örgütlenmeye karar vermişler. İşçilerin tamamı sendikaya üye olmuş. Bu durumu duyan işveren, işçilerin sendikadan istifa etmesini sağlamak ve gözdağı vermek için beş işçiyi işten atmış. İşten atılan işçi arkadaşlarının geri alınması ve sendikanın işveren tarafından tanınması için direnişe geçen işçiler, üretimi durdurma ve fabrikayı terk etmeme kararı almışlar. Direnişin dördüncü gününün akşamında işveren 5 işçiyi daha işten atmış. Biz direnişin beşinci gününde işçileri ziyarette bulunduk. Fabrikada çalışan toplam işçi sayısı 230. Bunların 45’i kadın işçi. Direnişte bulunan kadın işçilerden biri yedi aylık hamile.

Çevre fabrikalardaki işçiler, direnişe destek vermek amacıyla, işlerinden fırsat buldukları her koşulda, öğle paydoslarında, vardiya çıkışlarında sınıf kardeşlerini ziyaret ediyorlar, onlarla birlikte slogan atıyorlar. “Dünya yerinden oynar, işçiler birlik olsa!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Gün gelecek devran dönecek, patronlar işçiye hesap verecek!” diye haykırıyorlar. Direnişçi işçilerin gözlerindeki mücadele coşkusu, yüreklerindeki inanılmaz heyecan tüm ziyaretçileri etkiliyor. Bayer İlaç, Carlo Erba İlaç, Pfizer İlaç, Deva İlaç fabrikalarında çalışan işçiler direnişe destek veren işçiler arasındalar.

Türkiye’de işverenler işçi sınıfının örgütlenmesine karşı domuz topu gibi birleşiyorlar. Biz işçi sınıfının üyeleri de, aynı onların bize karşı birleşmeleri gibi birleşmeli, onlardan gelebilecek her türlü saldırılara karşı kenetlenmeliyiz.