Buradasınız
İnsanlığa Büyük Acılar Çektiren Kapitalizme Karşı Birleşelim
Tahran Üniversitesi’nden genç bir kadın

Merhabalar. Ben İran’da Tahran Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan bir öğrenciyim. Burada üniversitenin yurdunda kalıyorum. Yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istedim. Yılın ilk haftasıydı. Dönem sonu sınavlarımız yaklaşıyordu. Ders çalışarak geçirdiğim bir günümü daha yurdun çalışma odasında bitirmeye hazırlanırken birinin hüngür hüngür ağladığını duydum. Kulak kesilerek sesin hangi taraftan geldiğini anlamaya çalıştım, o tarafa doğru gittim. Sesin Afganistanlı arkadaşımız Monika’nın odasından geldiğini anladım. Koşarak yanına gittim. Monika yatağında iki gözü iki çeşme ağlıyordu. Benimle birlikte diğer arkadaşlarımız da geldiler. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Monika sakinleştikten sonra anlatmaya başladı. İki yıl önce Taliban güçleri Afganistan hükümetini ele geçirdikten sonra amcasının oğlunun kaçak yollarla Türkiye’ye gittiğini, kendisinden haber alınamadığını anlattı. Ve babasının oğlundan haber alamadığı için kalp krizi geçirip öldüğünü anladık. Monika’nın ailesi, darmadağın olan, her bir ferdi bir yana dağılan, yerinden yurdundan edilen binlerce aileden sadece biriydi. Daha sonra konuşmasının devamında Monika kendisinin de Taliban yüzünden ailesini üç yıldır görmediğini söyledi. Yeri gelip kuru ekmek yiyip uyuduğunu, bir ağabeyinin Almanya’ya kaçtığını, üç ağabeyi ve bir kız kardeşinin Taliban güçleri tarafından öldürüldüğünü hüngür hüngür ağlayarak ve kesik cümlelerle anlattı. Odada toplanan Afganistanlı arkadaşlarımız teker teker hikâyelerini anlatarak Monika’ya yalnız olmadığını, kendilerinin de aynı durumda olduklarını söylemeye ve teselli etmeye başladılar. Oda arkadaşı Suriyeli Fatimeh, babasının Suriye’deki savaşta öldüğünü ve diğerleri gibi ülkelerine gidemediklerini anlattı.
Taliban güçleri Afganistan hükümetini ele geçirdikten sonra İran Millî Eğitim Bakanlığı özellikle Afganistanlı kız öğrencilere yüzde 50 daha fazla burslu öğrenci kontenjanı açacağını duyurmuştu. Bu duyurudan sonra pek çok aile, yanlarında bir erkeğin refakatiyle kız çocuklarını kaçak veya resmi yollarla İran’a gönderdi. Çünkü Afganistan sınır çıkışında kadınların yanında ‘mahrem’ bir erkeğin olması zorunludur. Bu yüzden birçok Afganistanlı arkadaşımız yaz tatillerinde bile ülkelerine, ailelerinin yanına gitmiyorlar. Çünkü giderlerse kendi yol masraflarının üstüne erkek refakatçisinin de masrafı ekleniyor. Eğer ülkeleri Taliban’dan kurtulursa tekrar ülkelerine gidip çalışma umuduyla burada üniversite eğitimlerini tamamlıyorlar. Ya da İran’dan vize alıp yurtdışındaki aile fertlerinin yanına gitme umuduyla okula kayıtlarını yapıyorlar. Çünkü vize almaları için Afganistan dışında bir ülkede ikametleri olması gerekiyor. Bu yüzden birçok öğrenci İran’a gelip üniversitelere kayıt yaptırıyorlar. Hatta yurttaki birçok Afganistanlı arkadaşım kasten derslerden kalıyorlar. Çünkü eğitim dönemleri kadar ikamet izni alabiliyorlar. Dersleri geçerlerse kredileri tamamlanır ve izinleri sonlanır. Vize başvurusu yaptıkları ülkelerden haber gelene kadar bu şekilde idare etmeye çalışıyorlar. Ancak İran eğitim kurumları da bunu bildiği için Afganistanlı öğrencilere sadece bir dönem uzatma hakkı veriyor.
O akşam Afganistanlı ve Suriyeli arkadaşlarımın Monika’yı teselli ederken söyledikleri beni çok etkiledi. Hemen hemen hepsinin birbirlerine benzeyen hikâyeleri vardı. “Üzülme yalnız değilsin, bizim de senin gibi hayatlarımız var, seni anlıyoruz, yaşadığın şeyleri biz de yaşadık” demeye çalışıyorlardı. Ama Monika biraz sakinleştikten sonra onu tekrar ağlamaya teşvik ettiler. “Eğer içinde tutarsan öfke ve kine dönüşür. Bu şekilde yaşayamazsın” dediklerini duydum. Aslında ağlamak tek çaremiz olmamalı. Belki o anlık bir duygu boşalması olabilir. Ama asıl çaremiz birlik ve beraberlik olmalı. Bu her yeri yakıp yıkan, milyonları evlerinden eden, evlat hasreti çektiren ve doymak bilmeyen aşağılık kapitalist sisteme karşı savaşmalıyız. Bunun için birlikte olmalıyız. Hüzün, öfke ve kinimizi bu şekilde yönlendirmeliyiz.
İşçiler Ek Zam Talep Ediyor
- Yunanistan’da Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Genel Grev
- ABD, İspanya ve İtalya’da Emekçiler Meydanlarda
- İşçilerin Kemer Sıkma Politikalarına ve Anti-Demokratik Uygulamalara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Sırbistan’da Hükümet Düştü!
- Sırbistan’da Tarihi Protesto Gösterisi
- İngiltere’de On Binler Yeniden Meydanlarda!
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Almanya’da Havayolu İşçileri Uyarı Grevi Yaptı
- Dünya Meydanlarında Emekçi Kadınlar: Şiddete, Baskıya, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Son!
- Gürcistan’da Maden İşçileri Ayakta!
- Kadınıyla Genciyle İşçi Sınıfı Mücadeleyi ve Umudu Büyütüyor!
- Finlandiya’da Birçok Sektörden İşçiler Grevde
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Gazze’den Elinizi Çekin!”
- Almanya’da Yükseltilen Irkçılığa Karşı Kitlesel Eylemler
- Örgütlü İşçiler Unutmuyor, Hesap Soruyor! Sömürüye ve Haksızlıklara Karşı Mücadeleyi Büyütüyor!
- İngiltere, ABD ve Sırbistan’da Mücadele Sürüyor
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- Güney Kore’de Devlet Başkanı Görevinden Uzaklaştırıldı, Mücadele Devam Ediyor
- Güney Kore’de Devlet Başkanına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- Almanya’da Volkswagen İşçileri Grevde
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...