Buradasınız
İranlı Emekçiler Her Şeye Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor
İranlı işçi ve emekçiler 1979’da halkı yoksulluğa, açlığa sürükleyen, baskılarla boğan şah rejimini devirmek için harekete geçtiler. Ancak mollalar iktidara el koydular ve daha da baskıcı bir rejim kurdular. Molla rejimi 45 yıldır İran’da emekçilerin yaşamını zindana çeviriyor. Siyasal ve dini baskıların yanı sıra emekçiler sefaletle, sendikal baskılarla, her türlü örgütlenme çabasının engellenmesiyle karşı karşıyalar. Ücretler baskılanıyor, hayat pahalılığı giderek artıyor, mücadeleci insanlar işten atma saldırılarıyla karşılaşıyor, zindanlara atılıyor, katlediliyor. Ancak ağır baskı ve zulme karşın işçiler çeşitli biçimlerde mücadeleyi sürdürüyor.
İran’da 2024 yılı için asgari ücret 9,48 milyon Tümen olarak belirlendi. 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı ise Tahran İslami Çalışma Konseyi tarafından yaklaşık 27 milyon Tümen olarak açıklandı. Ancak bu hesaplama yapılırken gıda sepetinin içeriği değiştirildi ve kişi başı önerilen kalori miktarı da düşürüldü. Gıda sepetindeki kırmızı et ve tavuk miktarı azaltılırken, balık ise tamamen çıkarıldı. Bu haliyle bile asgari ücret yoksulluk sınırının çok altında kalıyor. Üstelik işçiler çoğu zaman asgari ücret bile alamıyor, birçoğu kaçak olarak ek işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Resmi olarak açıklanan yıllık enflasyon yüzde 40’ın, kırmızı ve beyaz et gibi temel gıdalar için enflasyon yüzde 90’ın, ulaşım giderleri için yüzde 57’nin üzerindeyken ücretlere yüzde 22’lik bir zam yapıldı. Türlü oyunlarla düşürülen istatistiklere rağmen yapılan ücret zamları resmi enflasyon oranlarının yanına bile yaklaşamıyor. Yani emekçilere daha çok açlık, daha çok sefalet dayatılıyor. Yoksulluğun bu denli artması ülkedeki baskılarla da birleşince emekçiler için yaşamı çekilmez hale getiriyor. Çıkış yolu bulamayan birçok emekçi yaşamlarına son veriyor. Öyle ki intihar İran’da ölüm nedenleri sıralamasında beşinci sırada yer alıyor.
Sorunlarının çözümü için mücadele etmek isteyen işçi ve emekçiler ise her türlü tehditle karşı karşıya kalıyorlar. İşten atmalar, para cezaları, işkenceler, tutuklamalar, uzun hapis cezaları, idamlar mücadeleci insanlara karşı kullanılan rutin cezalara dönüşmüş durumda. 2023’te çeşitli grevlere ve protesto gösterilerine katılan yüzlerce öğretmen, ulaşım, demir-çelik, petrokimya işçisi, sendikacı, emekli, emek örgütü aktivisti tutuklandı. Kimilerine 18 yıla kadar hapis cezası verildi, kimilerinin ziyaretçisiyle görüşmesi dahi yasaklandı. Çimento, çelik, eğitim, ulaşım sektörlerinde çalışan yüzlerce işçi taleplerini dile getirdiği için işten çıkarıldı.
Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) üye olan İran, örgütlenme hakkı gibi işçi haklarını uygulamaya ve korumaya yönelik birçok anlaşmayı imzalamış bulunuyor. Ancak bu anlaşmalardan hiçbirine uymuyor. ILO’da İran’ı temsil eden komisyonlarda ve ülkedeki çalışma komisyonlarında işçi temsilcileri bulunmuyor. İşçiler ve sendikalar ILO’ya bu konuda çok kez başvuru yapmış olsalar da bir sonuç alamadılar. İranlı işçiler ve çeşitli emek örgütleri bu sene 112’ncisi 3-4 Haziranda Cenova’da gerçekleşen Uluslararası Çalışma Konferansı’nın (ILC) diğer ülkelerin işçileri tarafından protesto edilmesini ve İranlı emekçilerin talepleri doğrultusunda ILO’ya baskı yapmasını talep eden bir çağrı yaptılar. Fransa gibi birçok ülkeden sendikalar ve emek örgütleri İranlı emekçilerin bu çağrısına kulak verdi ve çeşitli protesto gösterileri düzenleyeceklerini açıkladılar.
İranlı emekçi kadınlar ise adeta cehennemi yaşıyorlar. Evde, çalışma yaşamında, sosyal hayatta birçok baskıyla karşı karşıya kalıyorlar. “Uygun” şekilde örtünmeyen kadınlar işkenceye maruz kalıyor, öldürülüyor. Emekçi kadınların çalışma yaşamından uzaklaşması ve evde çalışması için çeşitli uygulamalar hayata geçiriliyor. İran’da kadınlar istihdamın yalnızca yüzde 20’sini oluşturuyor ve çalışan kadın sayısı her yıl biraz daha düşüyor. Üniversite mezunu kadınların işsizlik oranı üniversite mezunu erkeklerin neredeyse üç katı. Rejim kadınlar üzerindeki baskı ve zorbalığı arttırmaya çalışıyor ancak İranlı kadınlar boyun eğmiyorlar. Hayatın her alanında sıkıştırılan İranlı kadınlar özellikle Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından aylarca kararlı ve cesur bir mücadele yükselttiler.
İran’da tüm zorluklara rağmen işçi ve emekçiler seslerini çıkarmaktan, bir araya gelmekten, mücadele etmekten geri durmuyorlar. 2017’de, 2019’da, 2022’de peş peşe ülkeyi ve rejimi sarsan protesto gösterileri düzenlendi. 2023’te emekliler, öğretmenler ve çelik işçileri yüzlerce grev ve protesto gösterisi düzenledi. Bu gösterilere katılan yüzlerce insan tutuklandı. Ancak bu emekçileri mücadeleden vazgeçiremedi. Sadece 2024’ün ilk çeyreğinde İran’da 500’e yakın protesto gösterisi ve grev gerçekleşti. Emekliler, petrokimya işçileri, demir-çelik işçileri, telekomünikasyon işçileri, maden işçileri ücret artışları için, çalışma koşullarının, sosyal haklarının iyileştirilmesi için mücadele yürütüyorlar. İşçiler ücret eşitsizliklerinin giderilmesi ve zamanında ödenmesi, ücretlerin yükseltilmesi, sosyal hakların iyileştirilmesi talepleriyle miting ve grevler örgütlüyorlar.
İranlı emekçilerin yaşadığı sefaletin, baskı ve zorbalıkların sorumlusu olan molla rejimine öfkesi artıyor. Ekonomik taleplerle başlayan grevlerde dahi “Diktatöre Ölüm!”, “Kahrolsun Hamaney” sloganları atılıyor. Kitleler nezdinde hiçbir meşruluğu kalmayan bu çürümüş rejimin miadı dolmuş durumda. Şimdilik mücadele birbirinden bağımsız çeşitli grev ve protestolarla kendini gösteriyor olsa da İranlı emekçiler yeniden görkemli mücadelelerle sahneye çıkacaklar. Hapishanelere, idamlara, şiddete, zulme rağmen emekçileri topyekûn sindiremeyen, tersine öfkeyi ve değişim arzusunu bileyen molla rejimi ne yaparsa yapsın bir gün öfkesi taşan milyonların mücadelesi ile devrilmekten kendini koruyamayacak.
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- ABD’de Binlerce Otel İşçisi Greve Gitti
- Dünya İşçi Sınıfı, Düşmanlaştırma Politikalarına, Hak Gasplarına ve Saldırılara Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- İngiltere’de İşçi Sınıfı Irkçılığa Geçit Vermiyor!
- Doro-Çiba: Hiroşima’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşlara Hayır!
- İngiltere’de Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor, İşçi Sınıfı Faşizme ve Irkçılığa Geçit Vermiyor!
- Nijerya’da Emekçiler Hayat Pahalılığına Karşı Ayakta!
- İngiltere’de Göçmen Düşmanlığı, Irkçı ve Faşist Yükseliş Protesto Edildi
- İşçilerin Kapitalist Sömürüye ve Emperyalist Savaşa Öfkesi Büyüyor!
- Bangladeş’te Gençler, Emekçiler Ayakta!
- Şerife Muhammedi’ye Özgürlük!
- Samsung Electronics’te Tarihi Greve Çıkan İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- İngiltere’de Seçimlerin Ardından On Binler Filistin Halkı İçin Yeniden Meydanlarda
- Kapitalizmde Sorunlar da Dünya İşçilerinin Mücadelesi de Büyüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- İngiltere’den ABD’ye Yüzbinler Filistin Halkı için Meydanlarda
- Güney Kore’de Tarihi Grev: Samsung Elektronik İşçileri İlk Kez İş Bıraktı
- Avrupa’da Tarım Emekçilerinin Mücadelesi Sürüyor
- İranlı Emekçiler Her Şeye Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor
- İsrail’in Gazze’deki Saldırıları Sürüyor, Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Büyüyor
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar, sefalete mahkûm ettiği emeklilerin kamu bütçesine çok büyük bir yük olduğunu iddia ediyor, zam taleplerini görmezden geliyor. Örneğin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi “EYT demek geleceğin kaynaklarını bugünden tüketmek...
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Türkiye’de iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin 2023 yılı istatistiklerini 4 Eylülde açıkladı. SGK’nın açıkladığı veriler ilk kez, İSİG Meclisi’nin açıkladığı iş cinayeti sayısını aştı. İSİG Meclisi verilerine göre...
- Sevgili işçi kardeşlerim ve işçi çocukları, söyleyeceklerimi bizim mahalledeki çocukların kendi ifadeleriyle yani olduğu gibi anlatacağım. Bu çocuklar yani benim onlara seslenişimle gençlerin istek ve taleplerini aşağıda okuyacaksınız. Gençlerle...
- Farklı sektörlerde çalışan bir grup genç UİD-DER’li işçi “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adıyla bir mini belgesel hazırlamış, belgesel UİD-DER Web TV’de yayınlamıştı. UİD-DER, filmleri belgesele konu olan işçi sınıfının...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 25 Eylülde İstanbul Saraçhane Parkında gerçekleşen işçi buluşmasına DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK yönetim kurulu...
- Türkiye’de işçi mücadelelerine yenileri eklenirken kazanımla sonuçlanan grev ve direnişler de oluyor. Bursa Kemalpaşa’da Eker Süt Ürünleri fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan 3 işçi 23 Eylülde fabrika önünde direnişe...
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi neticesinde yoksulluğun pençesindeki işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar Orta Vadeli Programlarla işçi ve emekçilerin üzerindeki sömürüyü arttırıyor....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık tarafından kaleme alınan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı geçtiğimiz aylarda NotaBene yayınlarından çıkmıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine odaklanan, işçi...
- İran’ın Tabas kentinde bulunan bir kömür madeninde 21 Eylülde gaz sıkışması sonucu patlama gerçekleşti. Patlamada en az 51 işçi yaşamını yitirdi, 20’den fazla işçi yaralandı. Göçük altından henüz çıkarılamayan işçiler var. Başkent Tahran’ın 540...
- Son haftalarda ekranlarda ve sosyal medyada 21 Ağustosta kaybolan ve cansız bedeni çuvalla bir dereye atılmış halde bulunan Narin’le ilgili pek çok haber görüyoruz. Özellikle ilk günlerde Narin’in ağlayan annesine dair görüntüler durmaksızın...
- Gençlik yılları insanın kimlik edindiği, ayakları üzerinde durmaya başladığı yıllardır. Genç insan heyecan, enerji, coşku, duyarlılık ve değişim arzusuyla, geleceğe dair umutlarla doludur. Yaşanan her bir olay, edinilen her bir deneyim en canlı ve...
- Çelikler Holding’e ait Afşin-Elbistan Termik Santralinde çalışan 8 işçi ücretlerine zam yapılmasını istedikleri için 18 Ağustosta işten çıkarıldı. Arkadaşlarının işten atılmasına karşı iş bırakarak direniş başlatan işçiler de işten atma saldırısıyla...
- Rüzgârlar, bulutlar, ırmaklar, göklerde süzülen kuşlar, çiçekten çiçeğe konan arılar… sınır tanımazlar. Mesela Dicle ve Fırat ırmaklarını düşünelim. Mezopotamya’nın bu en büyük iki ırmağı Türkiye’de doğar, sınırları aşarak önce Suriye’ye uğrar,...