Buradasınız
İş Güvenliğine Gerek Yok, İşçinin Canı Bedava!
İş kazaları ve iş cinayetleri işçilerin ocağına ateş düşürmeye devam ediyor. Ancak buna rağmen ne patronlar iş güvenliği önlemlerini alıyorlar ne de AKP hükümeti gerekli denetimleri yapıyor. Meydana gelen iş kazaları ve iş cinayetleri incelendiğinde, insanın kanını donduran durumlar ortaya çıkıyor. Meselâ 2015 Ocak ayında Edirne Uzunköprü’de bir kömür madeninde gerçekleşen iş cinayeti işçilerin canının ne denli ucuz olduğunu, kapitalistlerin işçilerin yaşamını zerre kadar önemsemediğini gözler önüne seriyor.
Bu madende vagonları çeken halat yıpranmasına rağmen değiştirilmedi, ters çevrilip kullanılmaya devam edildi. Birbirine bağlı kömür dolu 5 vagon aşağıdan yukarıya çekilirken halat koptu ve en arkadaki vagonun üzerinde oturan işçi yere savruldu. Vagonun altında kalan ve başı bedeninden kopan işçi feci bir şekilde can verdi. Sonradan yapılan araştırmayla ortaya çıktı ki, işçinin canına mal olan halatın fiyatı yalnızca 4500 liraydı. Bu parayı harcamaya kıymayan maden patronu, işçiyi ölüme gönderdi.
Bu durum bir kez daha gösteriyor ki işçilerin canı son derece ucuz. Ölümler göz göre göre geliyor. İşçileri ölüme gönderen patronlar, doğru düzgün ceza bile almıyorlar. Nitekim Soma’da 301 madenci ölüme gönderilmesine rağmen, henüz sorumlulardan hesap sorulmuş değil. Dün görülen duruşmada iki vardiya amirinin berat etmesi de bu gerçeği ortaya koyuyor. Bu durum patronları cesaretlendiriyor. 4500 lira verip halat almak yerine işçiyi ölüme göndermeyi tercih ediyorlar. Edirne Uzunköprü’de meydana gelen aslında bir iş kazası falan değil, işçinin kasten öldürülmesidir.
Aşağıda, Radikal’den İsmail Saymaz’ın kaleme aldığı haber bu cinayetin ayrıntılarını ortaya koyuyor:
Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde faaliyet gösteren maden ocağında, çekici halatlar kopunca kömür dolu vagonların altında kalan işçi Ahmet Arslan, başı koparak can verdi. Arslan’ın ölümü sonrası iki ayrı skandal ortaya çıktı: Yıpranan halatların yenisiyle değiştirilmesi gerekirken, 4.500 TL’lik maliyeti ödememek için ters çevrilip kullandırıldığı ortaya çıktı. Dahası, geçmişte benzer bir kazanın meydana geldiği madenin üretim izni olmadan çalıştırıldığı anlaşıldı. “Taksirle öldürme” suçundan yazılan iddianameyi eksik bulan Hakim, “Yıpranmış halatın kopacağını öngörmeliydiler” diyerek, beş sanık hakkında 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası verilmesi gerektiğini savunarak, kanuna yararına bozma için Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Edirne’nin Uzunköprü ilçesi Karabürçek köyünde faaliyet gösteren Fatma Çakır Linyit İşletmesi’nde, 3 Ocak 2015’te mesai bitiminde, vagonlar kömürle yüklü şekilde 300 metre aşağıdan yeryüzüne doğru çıkıyordu. Beş vagonun her birinin arkasına bir işçi binmişti. En arkadaki vagonda 43 yaşındaki Ahmet Arslan vardı. 60 metre kadar ilerlemişlerdi ki, vagonları birbirine bağlayan çekici halatı koptu. Her vagondaki işçi kendisini bir tarafa atıp canını kurtardı. Arslan ise geri geriye doğru kaçarken vagonların altında kaldı. Başı kopan üç çocuk babası Arslan feci şekilde öldü.
ÜRETİM İZNİ DE YOKMUŞ
Yaralı kurtulan işçi Yılmaz Büyükköse, ifadesinde, “Olaydan iki üç ay önce yıpranmış halatın şirket yetkilileri tarafından ters çevrilerek kullandırıldığını” söyledi. İki yıl önce benzer bir kazada bir işçinin yaralandığını belirten Büyükköse, en son o tarihte halatın değiştirildiğini kaydetti.
Hazırlanan bilirkişi raporunda; yeterli denetim ve gözetimin yapılmadığı, risk değerlendirmesinin ne zaman gerçekleştirildiğinin bile belli olmadığı, her vardiyada yeterince nezaretçi görevlendirilmediği, taşıma işinin yönetmeliğe uygun olmadığı, işçilerin vagona binmesini önleyecek tedbirlerin alınmadığı, işçilerin eğitimsiz olduğu, vagonların yoldan çıkmasını önleyecek tedbirlerin bulunmadığı, yolların yan duvarlarına en az iki kişinin sığacağı ceplerin konmadığı, halatların değiştirilmediği, testten geçirilmediği ve periyodik bakımının yapılmadığı, son vagonun arkasına emniyet demiri takılmadığı ve yetki belgesi bulunmayan işçiye vincin kullandırıldığı anlaşıldı.
İddianamede, “Eski halatı değiştirmek yerine ters çevrilerek kullanılmasına devam edilmesi ve güvenlik açısından tehlikeli olduğundan üretim faaliyet izni bulunmayan maden ocağında üretim yapmaları nedeniyle şüphelilerin kendilerinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davrandıkları” ifade edildi. Madenin yöneticisi Fuat Çakır ve daimi nezaretçi Deniz Topçu’nun asli; çavuş Hüseyin Varışlı, iş güvenliği uzmanı Ümit Karakaş ve vinç operatörü Yılmaz Büyükköse’nin ise tali kusurlu olduğu kaydedildi. Beş sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85/1 ve 22/3. maddelerine göre “Bilinçli taksirle öldürme” suçundan iki yıl dört aydan dokuz yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
“BU BİR CİNAYET”
Uzundere 1. Asliye Ceza Hakimi Rabia Selma Şentürk Akdeniz, sonucu öngörme ve kabullenme halinde olası kast maddesinin uygulanması gerektiğini kaydetti. Bu davada, “Yırpranmış halatın kopma ihtimalinin öngörülebileceğini, sanıkların halatı değiştirmemelerinin sonucun kabullenilmesi” anlamına geldiğini vurguladı. Sanıklar hakkında TCK’nın 81/1 ve 21/2. maddeleri gereğince “olası kastla öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar ceza verilmesi gerektiğini savunan Hakim Akdeniz, görevsizlik kararı vererek, dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Karara sanıklar itiraz etti. İtirazı değerlendiren Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Eylemin iddianamede anlatılış şeklinin taksire uyduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararını kaldırarak, dosyayı iade etti. Fakat Hakim Akdeniz geri adım atmadı. Kararın “Usul ve yasaya aykırı olduğunu” belirterek, kanun yararına bozma yoluna başvurulması için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurdu. Dosyaya, davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi için Yargıtay’a gönderilmesi bekleniyor.
Arslan Ailesi’nin avukatı Hasan Gök madenin kaçak çalıştığını ve 4.500 TL’lik halat masrafını karşılamamak için bu ölümün meydana geldiğini belirterek, “Burada göz göre göre işlenmiş bir cinayet var. İpin kopmak üzere olduğunu anlamış fakat ters çevirmişler. Bunun sonucunda bir insan ölüyor. Bu madende daha önce de yaralanan ve ölen işçiler var. Kimse bizi, kaza olduğuna ikna edemez” dedi.
Borçlu
Mersin Limanı’nda İş Cinayeti
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- Beşiktaş’ta İşçi Katliamı: 29 İşçi Hayatını Kaybetti
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...