Buradasınız
Soma’yı Hatırlamak
Kartal'dan bir işçi

Soma madenci katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Bugün Soma’da hemen her evde, her işyerinde madenciler anılacak. Aileleri ve dostları mezarları başında dualar okuyacak, hatıralar canlanacak. İşçi örgütleri çeşitli yürüyüşler yapacak, anmalar gerçekleştirecek.
Türkiye’de işçi ve emekçilerin unutmayacağı tarihlerden biridir 13 Mayıs 2014. Soma’da 301 maden işçisinin yerin yüzlerce metre altında can verdiği o kara günün acı hatırası, acısı, yüreklerden hiç silinmeyecek. Soma maden katliamı göz göre göre gelen bir katliamdı. Maden patronlarının semirmesi, büyümesi, daha da zenginleşmesi için maden işçileri en ağır koşullarda çalıştırılıyordu. Üretim baskısı had safhaya çıkartılmış, resmi denetlemeler üstünkörü yapılmıştı. İş güvenliği önlemleri “maliyetli” olduğu için alınmıyordu. İşçiler günlerdir ocakta havanın çok ısındığını söylemelerine rağmen patronlar kulak asmamıştı. Koruyucu malzemeler, giysiler, iş ekipmanları ya bozuk ya da standartların altında ve yetersizdi. Bir yangın ya da göçük durumunda hayat kurtarabilecek önlemlerin hiçbiri alınmadı, kaçış yolları açılmadı. Ağır ve tehlikeli iş kolunda alınmayan her önlem, önemsenmeyen her tehlike ölüm riskinin artması demektir. Ve maden kâr hırsıyla tutuşan patronların vurdumduymazlığına daha fazla dayanamadı, yangın çıktı. Yaşam odaları yoktu, gaz maskeleri yetersizdi, olanlar da küflenmişti ve işe yaramıyordu. İçeride mahsur kalan 301 maden işçisi karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetti. Onlardan geriye yüzlerce yetim çocuk, dinmeyen gözyaşı ve bir türlü ulaşılamayan adaletin arayışı kaldı.
Peki Soma’nın patronları, katliamda sorumluluğu olanlar, hesap vermesi gerekenler bugün ne yapıyor? Örneğin dönemin siyasi yetkilileri? O günden bugüne hiçbiri istifa etmedi, yargı önüne çıkmadı, vicdan muhasebesi yapıp insani pişmanlığını dahi dile getirmedi. Ölümlerin kader, fıtrat olduğunu söyledi. Kameralar önünde birkaç damla sahte gözyaşı eşliğinde, dokunaklı sözler etti. Her seçimde insanları korkutarak, yıldırarak veya avutarak oy devşirdiler. İşçiye tekme atan Yusuf Yerkel 2024 yılında Türkiye Futbol Federasyonunda koordinatör olarak işe başlatıldı. Sözde bağımsız mahkemelere başkanlık yapanlarsa sermaye sahiplerine dokunmadı. Patron Can Gürkan ise her bir madenci için sadece 8 gün hapis yattı.
301 madencinin ölümünden sorumlu Can Gürkan, bugün elini kolunu sallayarak dolaşıyor, işçileri sömürerek para kazanmaya, lüks içinde yaşamaya devam ediyor. Madenci ailelerinin avukatlığını yapan Selçuk Kozağaçlı 8 yıldır, Can Atalay ise 3 yıldır hapiste. Can Gürkan, geçen yıl bir gazeteye verdiği röportajda hiç utanmadan sıkılmadan, “10 yıl geçti, ben Soma’yı geride bıraktım. Hatırlamak istemiyorum” demişti. Onun geride bıraktığını söylediği Soma’da 301 evde 11 yıldır bitmeyen bir yas var. Hatırlamak istemiyorum dediği Soma’da hiç unutulmayan bir acı, gelmeyen adaleti beklerken sonsuzlukta asılıp kalmış bir öfke var.
Soma’nın hesabı 11 yıldır sorulamadı, adalet işçi ailelerinin evine hiç uğramadı. Soma’nın hesabı sorulsaydı sonrasında Ermenek, Amasra, İliç ve daha yüzlerce iş cinayeti yaşanmayacaktı. Kartalkaya’da aileler çocuklarıyla birlikte can vermeyecekti, Erol Eğrek dövülerek acımasızca öldürülmeyecekti. Çocuklar, gençler, MESEM’li öğrenciler çalışırken ölmeyecekti. Hesabı sorulmayan her katliam bir sonraki katliamın zeminini hazırladı. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını patronlardan beklemek, bu düzenin hâkimlerinden, savcılarından adalet beklemek iş cinayetlerinin önüne geçmiyor. Biz işçiler olarak çocuklarımız ve gençlerimizle birlikte örgütlenmedikçe, gücümüzü birleştirip patronların kâr hırsına ve iktidarın adaletsizliğine dur demedikçe bu düzen işçileri öldürmeye devam edecek.
Varsın patronlar bizi katlettiklerini hatırlamak istemesinler, o günleri geride bıraktıklarını zannetsinler. Biz unutmuyoruz, unutmayacağız! Hatırlamaya, hatırlatmaya devam edeceğiz. Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
TPI Compozit’te Grev Başladı
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…