Buradasınız
İşçi Kazalarında Patronların Yalanlarına Kanmayalım!
Sarıgazi’den bir inşaat işçisi

Merhaba arkadaşlar. Ben bir inşaat işçisiyim. İnşaat sektöründe iş kazaları çok oluyor. Derneğimizin iş kazalarına ve meslek hastalıklarına dönük başlatmış olduğu imza kampanyası sayesinde iş kazaları ile ilgili birçok şey öğreniyoruz. Bundan dolayı işyerimizde ve çevremizde çalışan işçi arkadaşlarımıza karşı duyarlı ve yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sizinle inşaat işçisi bir arkadaşımın başına gelenleri paylaşmak istiyorum.
Derneğimizde iş kazasıyla ilgili yapılan bir çalışmadan üç gün sonra, çalıştığım işyerinde bir işçi arkadaşım iş kazası geçirdi. Aynı inşaatta farklı taşeronlarda çalışıyorduk. İşçi arkadaşımızın düşmeden dolayı kollarında kırık ve kesikler meydana gelmiş. Patronu işçi arkadaşı özel hastaneye götürerek olayın işten çıktıktan sonra olduğunu söylemesini istemiş. “Biz senin her ihtiyacını karşılarız, sıkıntıları gideririz” diye işçi arkadaşı kandırmışlar. Bir süre sonra arkadaşımı aradığımda patronun hastaneden çıktığından beri arayıp sormadığını ve inşaata geldiğinde de içeri almadıklarını söyledi. Patron onu kandırmıştı. İş kazası tutanağı tutturmaması için de özel hastaneye götürmüştü.
Arkadaşımın başına gelenlerden sonra bir kez daha anladım ki, patronlar bizim ne abimiz ne kardeşimiz ne de ailemiz. Kan emici sülükten bir farkları yok. Onlara inanmayalım. Haklarımızı öğrenelim ve hakkımızı arayalım!
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...