Buradasınız
İşçiler Ekmekleri ve Gelecekleri İçin Mücadele Ediyor
Arjantinli eğitim emekçileri okulları için mücadele ediyor
Ekonomik kriz dünyanın pek çok ülkesinde etkisini giderek daha çok hissettiriyor. İşsizlik artıyor, kemer sıkma politikaları devreye sokuluyor ve emekçilerin yaşamları giderek daha da yoksullaşıyor. Hükümetler krizi bahane göstererek eğitim, sağlık gibi en temel alanlarda kamu harcamalarını kısıyor.
Krizin en çok hissedildiği ülkelerden biri olan Arjantin’de emekçiler bu sorunlarla boğuşuyor. Patronlara ve onların temsilcisi hükümetlere krizin faturasını ödemeyeceklerini haykırmak için meydanlara çıkıyor, grevler örgütlüyorlar. Arjantinli işçiler ve emekçiler, bu kez de okullarına sahip çıkmak için sokaklara döküldü. 19 Aralıkta Başkent Buenos Aires’te binlerce kişi Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelerek okulların kapatılmasını protesto etti. Öğrenci sayısının yeterli olmadığı gerekçe gösterilerek kapatılan 23 okulun derhal açılması talep edildi. Çok sayıda öğrencinin mağdur olacağı, eğitim emekçilerinin işsiz kalacağı ifade edildi.
Eylemi düzenleyen Eğitim Emekçileri Sendikası temsilcisi, okulların kâr amacı güden işletmeler gibi olamayacağını ifade ederken, yoksul emekçi çocuklarının eğitim hakkının ellerinden alındığını belirtti. Eylemde, genci yaşlısıyla ülkedeki tüm emekçilerin parasız eğitim hakkı için mücadelelerine devam edecekleri vurgulanırken, grev çağrısı yapıldı.
Tunus’ta eğitim emekçilerinin mücadelesi
Tunus’ta da hükümet ülkenin içinde bulunduğu krizden kurtulmak için faturayı emekçilere kesmek istiyor. Tıpkı Arjantin gibi Uluslararası Para Fonu IMF’den borç alan ve “reformlar” dayatan hükümet, kamu emekçilerinin ücretlerini yükseltmiyor. Bütçe açığını düşürmek isteyen hükümet, bunun çözümünü emekçilerin ücretlerine el koymakta buluyor. Ancak başta öğretmenler olmak üzere, artan enflasyona nedeniyle alım gücü düşen emekçiler maaşlarının arttırılmasını talep ediyorlar. 19 Aralıkta pek çok şehirden yaklaşık 650 bin emekçi bir araya gelerek hükümetin bu kararını protesto etti. Tunus Genel İşçi Sendikası UGTT’nin çağrısıyla Milli Eğitim Bakanlığı önünde başlayan eylem, başkent sokaklarında yürüyüşlerle devam etti. Son 5 yılın en büyük grevinin gerçekleştiği eylemde okullar, üniversiteler, hastaneler, bakanlıklar ve belediyeler çalışmadı.
Eyleme damgasını vuran öğretmenler, ücretlerinin arttırılmasının yanı sıra, çalışma koşullarının düzeltilmesini ve eğitimin daha özgür olmasını talep ediyorlar. Okullarda altyapı eksikliğinin altını çizen öğretmenler, eğitime ayrılan bütçenin arttırılmasını istiyorlar. Yüz binlerce emekçiyi hak arayışının bir araya getirdiğini söyleyen emekçiler, taleplerinin sadece ekonomik olmadığını belirttiler. Daha özgür bir eğitim, öğrencileri, öğretmenleri ve eğitim kurumlarını koruyacak reformlar talep ettiklerini de ifade ettiler.
Sudan’da ekmeğe yapılan zam bardağı taşırdı
%70’e varan enflasyonu ile ekonomik kriz içinde debelenen Sudan’da işçiler daha fazla bedel ödemek istemiyor. Son bir yıldır başta temel gıda maddelerine yapılan sürekli zamların ve yakıt sıkıntısının üzerine ekmeğe yapılan %200’lük zam bardağı taşırdı. On binlerce emekçi başkent Hartum’da, başkanlık sarayı önünde bir araya gelerek hükümeti istifaya çağırdı. 19 Aralıkta başlayan eylemler, ülke geneline yayılarak sürüyor.
Baskıcı bir yönetimin hüküm sürdüğü Sudan’da, emekçiler yolsuzluğa ve kendilerine dayatılan yoksulluğa karşı öfkeliler! Eylemlerde “özgürlük” sloganı öne çıkarken, emekçiler artık rejimin değişmesi gerektiğini vurguluyorlar. Ancak iktidar, emekçilerin haklı taleplerini yine zor gücüyle bastırmaya girişti. Pek çok kentte olağanüstü hal ilan edilirken protestolara ilişkin haber yasağı getirildi. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre şuana kadar 37 kişi polis saldırısı sonucu yaşamını yitirirken onlarcası da gözaltına alındı. Krizin kendisini hissettirdiği Ocak ayından bu yana emekçiler kitlesel protestolarla tepkilerini dışa vuruyor. Sudan yönetimiyse protestoları şiddetle bastırmaya çalışıyor, çok sayıda insanı tutukluyor. Ancak tüm baskı ve yasaklara rağmen emekçiler sokaklara çıkmaktan ve mücadele etmekten vazgeçmiyor.
Kim Bedavacı?
- Güney Kore’de Devlet Başkanı Görevinden Uzaklaştırıldı, Mücadele Devam Ediyor
- Güney Kore’de Devlet Başkanına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- Almanya’da Volkswagen İşçileri Grevde
- Dünya İşçi Sınıfı İşyerlerinde, Meydanlarda Mücadeleyi Büyütüyor!
- İngiltere’de İşçi ve Öğrenci ‘Filistin için İşyeri Eylem Günü’nde Birleşti
- İspanya’da On Binlerce Emekçi Artan Kira Fiyatlarını Protesto Etti
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Yunanistan’da Kitlesel Genel Grev
- Fransa’da Demiryolu İşçileri İş Bıraktı
- Gürcistan’da Binlerce Maden İşçisi İşsiz Bırakıldı
- İspanya’da Emekçiler: Bizim Üzerimizde Çamur, Sizin Elinizde Kan Var!
- İngiltere’de On Binler Filistin Halkı İçin Yeniden Meydanlara Çıktı
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!
- Yunanistan Liman İşçileri İsrail’e Silah Sevkiyatını Engelledi
- İtalya’da Ulaşım, Liman ve Otomotiv İşçileri Grev Yaptı
- İspanya’da Emekçiler Yüksek Kiralara Karşı Meydanlara Çıktı
- Avrupa İşçi Sınıfı Emperyalist Savaşı Protestoya Devam Ediyor
- Savaşın Birinci Yılında Dünya İşçi Sınıfı “Emperyalist Savaşa Hayır’ Diyor
- ABD’de Liman İşçilerinden Kitlesel Grev
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...