Buradasınız
İşçilerden İşçi Dayanışması’na/6

İşçi Dayanışmasını Büyütelim!
Gebze’den genç bir işçi: İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına, basımından işçilere ulaştırılmasına kadar her aşama UİD-DER’li işçilerin kolektif emeğiyle oluşuyor. Öncelikle İşçi Dayanışması’nı yıllar içinde büyük emeklerle büyütüp bugünlere ulaştıran tüm işçi kardeşlerimize, büyüklerimize teşekkür ediyoruz.
İşçi Dayanışması her sayısında bizlere sınıfımızın zengin mücadele tarihini büyük bir titizlikle aktarıyor, bu deneyimlerden süzülen derslerle bugüne ışık tutuyor, biz genç işçilere yol gösteriyor. Patronların ve iktidarın yalanlarına, çarpıtmalarına karşı bize kendi sınıf gerçekliğimizi gösteriyor, sınıf bilincini aşılıyor. “İşyerlerinden” köşesinde farklı sektörlerden, fabrikalardan işçilerin yaşadığı sorunları, deneyimleri ve mücadele yöntemlerini öğreniyoruz. İşçilerin dilinden işçilere yazılan okur mektupları, çoğu zaman işçi kardeşlerimizle sohbetlerimize, fabrikalardaki çay alanlarımıza konuk oluyor. Dünya İşçi Hareketi sayfalarını açtığımızda dünyanın dört bir yanından işçilerin mücadelesini, taleplerini, umudunu ve öfkesini görüyoruz. Yaşadığımız sorunların yalnızca kendi yaşadığımız ülkeyle sınırlı olmadığını bilmek; yoksulluğa, işsizliğe, emperyalist savaşlara hayır diyerek dünya meydanlarını dolduran işçileri görmek bize bu düzenin böyle gelmediğini veböyle gitmeyeceğini gösteriyor, geleceğe dair umudumuzu ve mücadele azmimizi yeşertiyor.
İşçi Dayanışması okuru bir genç işçi olarak Emekçi Gençlik köşesini özellikle takip ediyorum. Çoğunlukla egemenlerin prizmasından çarpıtılmış haliyle karşımıza çıkan hikâyelerin, tarihsel olayların gerçek yüzünü buradan okuyor, buradan öğreniyoruz. Her yazıda bakış açımın daha da genişlediğini hissediyorum. Sınıfımızın uzun ve mücadelelerle dolu bir tarihe sahip olduğunu bilmek, işçi sınıfının bilimini öğrenmek yaşadığımız çağın sorunlarını daha derinden kavramamızı sağlıyor. Böylece kapitalizmin yarattığı toplumsal sorunlar karşısında kendi yaşadığımız sorunların bireysel sorunlar olmadığını daha iyi anlıyoruz. Kendini kurtarmanın, sınıf atlama hayallerinin ne kadar ham hayaller olduğunu fark ediyor, egemenlerin tuzaklarına karşı daha uyanık oluyoruz. Gençler arasında yaygın hale gelen depresyon, ümitsizlik, çıkışsızlık gibi duygulara kapılmak yerine dayanışma, örgütlenme, bir araya gelme gibi sınıfımızın değerlerine sarılıyoruz.
Bugün açlığın, yoksulluğun giderek büyüdüğü, emperyalist savaşların kızıştığı, işçi sınıfının yapay gündemlerle birbirine düşürülmeye çalışıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Buna karşın, İşçi Dayanışması’nın 1. sayısının başyazısında denildiği gibi: “Ancak umutsuzluğa kapılmanın ve moralimizi bozmanın bir anlamı yok. Şunu çok iyi bilelim ki, tarihin hiçbir döneminde karanlık tek başına var olmadı. Sömürücüler ve zalimler saltanatlarını sonsuza kadar sürdüremediler. İnsanoğlu aydınlık bir geleceğe olan umudunu hiçbir zaman yitirmedi. Bugün de durum farklı değildir. Ezilenler ve sömürülenler eninde sonunda ayağa kalkacaklar ve kâr hırsıyla dünyayı yok oluşa sürükleyenleri, asalaklar sınıfını ait oldukları yere, yani tarihin çöp sepetine yollayacaklardır! Yeter ki dünya işçi sınıfı sabırla, azimle, bilinçle örgütlensin ve mücadeleye atılsın. Bilelim ki, o zaman biz işçiler güzel ve aydınlık günleri kendi ellerimizle yaratacağız.” İşçi Dayanışması’nı okuyan, UİD-DER’de örgütlü gençler olarak bizler de işçi dayanışmasını büyütmek için sabırla, azimle ve bilinçle çalışacağız. İnanıyoruz ki geleceğimiz egemenlerin kanlı ellerinde değil, işçilerin nasırlı ellerinde olacak!
İşçi Dayanışması: Umut, Gerçek, Değişim ve Bilinç
Gebze’den bir grup emekçi kadın: Coşkulu, kararlı işçilerin kitlesel görüntüsü ve renklerindeki canlılık ile karşılar İşçi Dayanışması bizi. Daha ilk bakışta içimize umut dolar. Fotoğraflardaki işçilerin yüzlerinde yaşadıklarının ağırlığını taşıyan derin çizgileri görürüz. Ama aynı zamanda hakkını aramanın onurunu ve gücünü birliğinden almanın gururunu da… İşte bu yüzden ilk sayfanın adı umuttur bizim için.
Sayfaları açtıkça televizyonlarda, sosyal medyada, gazetelerin internet sitesinde haber adı altında sunulan şeylerin neye hizmet ettiğini anlarız. Çünkü bunlar sorgulamaya kapalı, yanlı, çarpıtılmış ve tek bir merkezden servis edilen şeylerdir. Başımızı ne yöne çevirsek yalanlarla karşılaşırız. Ayrıştıran, bölen, parçalayan, beynimizi düşmanlıkla dolduran egemenler bizleri kendi bakış açılarıyla yönlendirmeye çalışırlar. Biz ise İşçi Dayanışması’nda yaşamın içinden çekip çıkarılan örneklere sınıfımızın bakış açısıyla bakmayı öğreniriz. Türkiye’ye, dünyaya, dünyadaki tüm canlılara, işçi sınıfının geçmişine, ekonomiye ve siyasete kendi penceremizden bakmayı öğreniriz. İşte bu sayfalar gerçeğimizdir.
Bugünden ilk sayımıza şöyle bir baktığımızda ne çok yol aldığını, ne kadar çok geliştiğini görüyoruz. O günlerde okur mektuplarıyla, fabrika ve işyeri haberleriyle daha da zenginleşeceği yazılmış. Görüyoruz ki, biriken her bir deneyimle zenginleşmiş, gelişmişiz. İlk sayılarımızın rengi, yazı stili, biçimi farklı olsa da bültenimiz sınıfımızın sesi olmaktan bir gün olsun geri durmamış. Mücadelemiz geliştikçe sayfalarımız da zenginleşmiş. Arkadaşlarımızın emeğiyle yazılarımız dile gelmiş, seslendirilmiş. Gözümüz, kulağımız, aklımız açılsın diye bin bir emek verilmiş. Ortaklaşa emekle aldığımız bu yol değişimimiz, gelişimimizdir.
Anlattıklarımız yıllar içinde okuduğumuz, çalıştığımız ve tartıştığımız yazılar sayesinde fark edebildiklerimizdir. Her şeyin durmaksızın değişip dönüştüğü dünyamızda elbette bizler de değişiyoruz. Hiçbir karanlık sonsuza dek sürmeyecek, biliyoruz. Bizi sömüren, hor gören, eşitsizlik ve adaletsizlik üreten bu sistem, sınıfımızın bilinçli ve örgütlü mücadelesiyle bir gün mutlaka yıkılacak. Yeter ki haksızlığın, karanlığın kuytusuna çekilmek yerine, bize durmaksızın doğru yolu gösteren ve çözüm yollarını anlatan İşçi Dayanışması’na kulak verelim. Hayatımıza sınıfımızın penceresinden bakmayı öğrenelim. Daha fazla öğrenmek için bize güven ve cesaret veren, bizi her daim anlattıklarıyla diri tutan İşçi Dayanışması’nı elimizden düşürmeyelim. Bir de öğrendiklerimizin hakkını vererek gereğini yapalım. İşte bu öğrendiklerimiz de bilincimizdir.
Neden Bu Kadar Stresliyiz?
Harb-İş Eskişehir Şubesinden TİS Eylemi
- İşçi Dayanışması Kaynağından Çağlayarak Büyüyor
- İşçi Sınıfının Mücadele Sözü: İşçi Dayanışması
- İşçilerden İşçi Dayanışması’na/6
- İşçilerden İşçi Dayanışması’na/5
- İşçilerden İşçi Dayanışması’na/4
- Mücadeleyi Miras Bırakan Babalara Selam Olsun…
- İşçilerden İşçi Dayanışması’na/3
- İşçilerden İşçi Dayanışması’na/2
- İşçilerden İşçi Dayanışması’na/1
- Polonez Direnişçilerinden İşçi Dayanışması’na Tebrikler
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Çantamızda Muhakkak Bir “İşçi Dayanışması” Vardır
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...