Buradasınız
İşçilere Verilmeyen İşsizlik Fonu Patronlara Peşkeş Çekiliyor

İŞKUR’un açıkladığı işsizlik sigortası verileri işsizlik fonunun yıllardır patronlara peşkeş çekildiğini bir kez daha teyit etti. Özellikle 2020 yılının 8 ayına ait veriler bu gerçeği çok daha çarpıcı bir şekilde gösteriyor. İŞKUR’a göre 2002 yılından 31Ağustos 2020 tarihine kadar işsizlik ödeneği için 13 milyon 921 bin kişi başvurmuş. Buna karşılık ödenek almaya hak kazanan işçi sayısı ise sadece 8 milyon olmuş. Yani yaklaşık 6 milyon işçinin işsizlik ödeneği başvurusu reddedilmiş. Bu süre zarfında, yani 18 yıl boyunca işsizlik ödeneği alan işçilere toplam 36,2 milyar lira ödeme yapılmış. Peki, fonun geriye kalan kısmı kimlere verilmiş? İşsizlik fonu giderlerinde işsizlik ödeneğinin yanı sıra pek çok kalem bulunuyor. Kimi aylarda bu kalemlere yenileri eklense de genel olarak giderler şu şekilde sıralanıyor: İşbaşı eğitim programları, aktif işgücü programları, yarım çalışma ödeneği, ücret garanti fonu ödemesi, kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, teşvik ve destek ödemeleri ve son olarak ne olduğunu bilmediğimiz diğer giderler…
CHP milletvekili Veli Ağbaba, işsizlik sigortası fonundan patronlara verilen teşvik ve destek ödemelerini işsizlik sigortası fonuna yapılan ödemeyle karşılaştırmış. 2018, 2019 ve 2020’nin ilk 8 ayında patronlara verilen teşvik ve destek ödemeleri toplamı 38,2 milyar iken 18 yıl boyunca işçilere verilen işsizlik ödeneği miktarı ise 36,2 milyar olmuş. Yani işçiler için kurulan bir fon patronlara aktarılmış. Sadece bu karşılaştırma bile işsizlik fonunun patronlara peşkeş çekildiğini görmeye yetse de gerçekte patronlara fondan verilen miktar çok daha yüksektir. Çünkü yukarıda saydığımız kalemlerin neredeyse hepsi dolaylı olarak patronlar için yapılan ödemelerdir. Örneğin kısa çalışma ödeneğini ele alalım. Kısa çalışma ödeneği asıl olarak 2020 yılında patlama yaptı. Çünkü pandemi gerekçesiyle siyasi iktidar patronların işçilere kısa çalışma yaptırmasının önünü açtı ve patronların ödemesi gereken ücretlerin bir kısmı fondan karşılandı. Kısa çalışmada olduğu halde çalışmaya zorlanan işçiler oldu. Ancak ne kadar işçinin uyanık patronlar tarafından yarım ücretle tam ay çalıştırıldığının verisi yok, çünkü kısa çalışmaya başvuran hiçbir şirket denetlenmedi, şirket beyanı yeterli görüldü. Sonuçta 2020 yılının Ocak-Ağustos aylarında kısa çalışma ödeneğine işsizlik fonundan ayrılan miktar 19,5 milyar lira oldu. Bu para işçilerin hesabına yatırılmış olsa da nihayetinde patronları tam aylık ücret ödemekten kurtararak yükün bir kısmını almak için kullanıldı. Olan geliri düşen, sigorta primi ödenmeyen işçiye oldu.
Bir diğer kalem olan “nakdi ücret desteği” ise, sözde işçi çıkarma yasağıyla birlikte patronlara getirilen sorgusuz sualsiz ücretsiz izin serbestîsinin ardından işçilere verilen ödenektir. Dolayısıyla bu ödeneği de patronların hesabına yazmak gerekir. Nakdi ücret desteği adı altında patronların hayrına ama görünürde işçilerin mağduriyetini önlemek için yapılan ödeme, yine 2020’nin 8 ayı boyunca 3,6 milyar lira oldu. Hadi diğer kalemleri bir kenara bırakarak sadece kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği ve direkt olarak patronlara yapılan teşvik ve destek ödemelerini toplayalım. Bu durumda 2018 yılından 2020’nin Ağustos ayına kadar patronların işsizlik sigortası fonundan aldıkları miktar 61,5 milyar liradır! Diğer kalemleri de kattığımızda sadece 2 yıl 8 ay içinde patronlara fondan aktarılan miktarın işçilerin 18 yılda aldığının iki katı olduğunu görebiliriz.
İşsizlik fonundan işsiz kalan işçinin yararlanma şartları hâlâ çok ağır. Üstüne üstlük sözde işçi çıkarma yasağı nedeniyle işsizlik fonundan yararlanan işçi sayısı daha da düşerek günlük 39 liraya mahkûm edildi. Örneğin 2020 yılının Ocak ayında işsizlik fonu alan işçi sayısı 610 bin iken, işsizliğin patladığı bir dönemde, bu sayı Ağustos ayında 356 bine düşmüştür. Bırakalım işsizlik maaşı almayı, nakdi ücret desteği bile alamayan milyonlarca işçi var. Çok açık ki işçinin işsiz kaldığında yararlanması gereken bir fon olan işsizlik sigortası fonu siyasi iktidar eliyle patronlara peşkeş çekiliyor, yağmalanıyor. Milyonlarca işçi ise göz göre göre sefalete mahkûm ediliyor. İşsizlik sigortası fonu gerçek sahipleri olan işçiler için kullanılmalı ve işçiler tarafından denetlenmelidir. Bu fon, sermaye partisi olan AKP iktidarının ve patronların keyfine bırakılamaz!
Novares’te İşçiler Greve Çıktı!
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
Son Eklenenler
- 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul ve Kocaeli sanki sıradan bir pazartesiye uyanmış gibiydi. Ama sokaklar başka türlü fısıldıyordu. Fabrika bacaları susmuş, presler durmuştu. Ne kayışlar dönüyor, ne makine gürültüsü yükseliyordu. Henüz üç yıl önce...
- İsrail bir tarafta İran ile savaşırken diğer taraftan da Gazze’ye yönelik saldırılarına devam ediyor. Bölgeden gelen haberler ve görüntüler bize Siyonist rejimin insanlık dışı katliamlarının yeryüzünde hiçbir vicdana, hiçbir insanlığa sığmadığının...
- İzmir Dikili’de Danimarka menşeli Queen Tarım’da sendikal baskılara karşı direnen BTO-SEN üyesi işçiler, 16 Mayıs’ta Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı. Kadın işçilerin de hedef alındığı mobbing, tehdit ve hak ihlallerine karşı...
- Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube, 20 Haziran Cuma günü Bakırköy Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezinde 13. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Genel Kurul, Avcılar, Bakırköy, Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Zeytinburnu...
- Birleşmiş Milletler (BM), 2001 yılında “savaş, zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri nedeniyle zorla yerinden edilen insanların yaşadıkları zorluklara dikkat çekmek” için 20 Haziran’ı Dünya Mülteciler Günü olarak kabul etti. Ne var ki o...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair eylem programını 16 Haziranda açıkladı. Buna göre 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında KESK’e bağlı sendikalar...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri Nisan ve Mayıs ayı maaşları, mesai ücretleri, 2 aylık gıda kartları ve toplu sözleşme farkları yatmadığı için 18 Haziranda iş bıraktı. İşçiler belediye bütçesinin yönetilememesinden ya da belediyenin borçları nedeniyle...
- Kamu Çerçeve Protokolünde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı Dev Sağlık-İş Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi. Çeşitli illerden gelen sendika temsilci ve üyelerinin katılımıyla 18 Haziranda...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) işçileri, aylardır maaşlarını ve yemek ücretlerini alamamalarına, düşük ücret dayatmasına, keyfi işten çıkarmalara ve artan baskılara karşı sürdürdükleri direnişlerinin 15’inci günü olan 18 Haziranda Beşiktaş Meydanında...
- Sıcakların bastırdığı ama henüz çok bunaltıcı olmadığı Haziran günlerindeyiz. Ama soluduğumuz toplumsal atmosfer son derece bunaltıcı, boğucu. Üstelik bu boğucu, zehirli atmosfer kesifleşmeye devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada şahit olduğumuz...
- Rejimin 19 Mart saldırılarını protesto eylemlerine katılan İzmir Genel-İş 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin ve 3 No’lu Şube Kadın Komisyonu Başkanı Mine Bilir, 17 Haziranda “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklandı. Bu...
- İnsanlık için çıkış yolu, işçi sınıfının uluslararası düzeyde örgütlenmesi, kendisinin sömürülmesi üzerine kurulu bu düzeni yıkması, yeni bir toplumsal düzenin kapılarını açmasıdır. Bilinç ve örgütlülük düzeyinin son derece geri olmasından hareketle...
- Kamuda çalışan 600 bin işçinin 2025–2027 yılları arasındaki ücret zammı ve sosyal haklarının belirleneceği Kamu Çerçeve Protokolü Çerçeve Sözleşmesi için Türk-İş ve Hak-İş Konfederasyonları ilk teklifi 27 Şubatta vermişti. Kamu işverenleri adına...