Buradasınız
İŞKUR İş Görüşmeleri ve Ben
Gebze’den işsiz bir işçi

Bir süredir işsiz olduğum için sürekli iş görüşmelerine gidip geliyorum. İş görüşmelerinden arta kalan zamanımın bir kısmını da İŞKUR’da geçiriyorum. Hani olur ya bir iş denk gelirse diye. O kadar gidip geldim ki, ilk gün sora sora zar zor bulduğum İŞKUR’a şu anda gözü kapalı gidebilirim.
Her gün İŞKUR’a patronların temsilcileri geliyor, toplu görüşme yaparak kendilerine göre işçi bulmaya çalışıyorlar. Düşünün sadece bir işçi alacak bir fabrika için yaklaşık 50-60 kişi sırada beklemektedir. İşsizler olarak, bir umut saatlerce orada bekliyoruz. Patronun temsilcileri çaylarını, kahvelerini içtikten sonra görüşmeye başlıyorlar. Sonra teker teker işçileri çağırıyor ve görüşmeye alıyorlar. Alınacak işçi bir kişi, başvuran işçi onlarca olunca patronun temsilcileri de ince eleyip sık dokuyor ve içinden en iyisini seçmeye çalışıyorlar. “Yok, bu olmaz bu çok zayıf. Yok, şu da olmaz bu da çok konuşuyor. Belki bu olabilir sessiz sakin birine benziyor” gibi sık sık kendi aralarında diyaloglar gerçekleşiyor. Sanki işçi değil de manavdan karpuz beğeniyormuş gibi bir muamele yapıyorlar bize. Utanmasalar karpuza vurur gibi şöyle bir vuracaklar. Bir de İŞKUR’un kendi çalışanlarının muameleleri var. Kime gidersen “biraz bekle” diyerek dakikalarca seni ayakta bekletiyorlar.
Gebze, sanayi bölgelerinin yoğun olduğu bir işçi kenti. İŞKUR’a adım attığın anda iş umudu ile bekleyen yüzlerce kişi görebilirsin. Sabahın erken saatinde daha İŞKUR açılmadan kapıda kuyruk oluşmaya başlar. Tabiri caizse iğne atsan yere düşmez. Sürekli bir sirkülasyon halinde akşama kadar İŞKUR’un kapısı işsiz işçiler ile dolup taşıyor. Bir de “işsizlik yok bizim gençlerimiz iş beğenmiyor” diyorlar. Patronlar üç işçinin yapacağı işi bir işçiye yaptırırken dışarıda yüz binlerce işçi İŞKUR kapılarında bekliyor.
Aslında her şey ortada: Bütün sorunlarımıza olduğu gibi işsizlik sorunumuzu da ancak örgütlenerek aşabiliriz.
“Parasız Eğitim” Hepimizin Hakkı
Amerika’daki Kriz Neyin Krizi?
- Susup Sıranın Bize Gelmesini Beklersek Kazanamayız!
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.