Buradasınız
İşte UİD-DER, İşte 1 Mayıs!
Avcılar’dan bir işçi
Amerikalı sınıf kardeşlerimiz “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” şiarıyla büyük mücadele vererek ve bedeller ödeyerek 8 saatlik işgününü işçi sınıfına armağan ettiler. 1 Mayıs bunun sembolüdür. Amerikan işçi sınıfının 1 Mayıs 1886’da açlığa, yoksulluğa, kapitalist sömürüye karşı başlattığı mücadele bütün dünya işçi sınıfının kalbinin birlikte attığı bir güne dönüştü. O gün bugündür 1 Mayıs, dünya işçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı verdiği uluslararası mücadelenin simgesi oldu.
Biz UİD-DER’li işçiler olarak sınıf kardeşlerimizin bize bıraktığı mirası, bize bıraktığı o kızıl bayrağı yere düşürmeden sürekli yükselterek mücadelemize devam ettik ve ediyoruz. Yıllardır 1 Mayıs’lara katılan bir işçi olarak bir kez daha UİD-DER’in o kızıl kortejiyle duygulandım ve gururlandım. Çünkü o kortejde 1 Mayıs’la, mücadeleyle tanışan yüzlerce genç işçi vardı. Çünkü o kızıl kortej, her sene mücadele saflarına yeni insanların katılmasıyla, coşku ve disipliniyle büyümeye devam ediyor. Dostlar, o kızıl kortej öyle kolay oluşmuyor. UİD-DER’li işçiler olarak işçi sınıfının temel sorunlarıyla ilgilenerek, işçileri mücadele saflarına çekerek, kar, yağmur, çamur demeden durmadan çalıştık, koşturduk. Patronların işçilerin gözünde karaladığı o mücadele gününü işçilere bir kez daha hatırlatıp, 1 Mayıs’ın korku günü değil mücadele günü olduğunu anlattık.
Düzenlediğimiz kampanyalarla fabrikalarda, sokaklarda, mahallelerde, meydanlarda işçileri mücadele azmimizle sardık. “Ücretler yükseltilsin, iş saatleri kısaltılsın, taşerona hayır” dedik. Direniş alanlarında işçileri yalnız bırakmadık, işçilerin sesi olduk. Dostlar, 1 Mayıs deyince sistemin propagandasına maruz kalan işçinin aklına polis copu geliyor. Patronlar milyonlarca işçiye 1 Mayıs’ı korku günü olarak sunuyor. Ama UİD-DER kortejiyle tanışan işçinin aklına polis copu değil, işçi sınıfının coşkusu ve disiplini geliyor. O kızıl kortej öyle kolay oluşmuyor, onun için çalışmak, koşturmak zahmet etmek gerekiyor. Elbet tarih elini taşın altına sokanları, sorumluluk alanları yazacaktır. Çalışmadan, hariçten gazel okuyanlar ise unutulacaktır. UİD-DER kızıl kortejiyle işçi sınıfının kızıl bayrağını yükseltmeye devam ediyor.
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Sosyalizm!
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...