Buradasınız
Japon Sendikalarından Nükleer Santrallere ve İşsizliğe Karşı Uluslararası İşçi Dayanışması Mitingine Çağrı!

Doro-Çiba Sendikası öncülüğünde, tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılması, işsizliğin önlenmesi ve kapitalist neo-liberal saldırıların geri çekilmesi amacıyla başlatılan kampanya sürüyor. Bu kapsamda Japonya’da mitingler örgütleniyor. 10 Ekimde, ayrıca 5 ve 6 Kasımlarda mitingler yapılacak. Japon sınıf kardeşlerimiz, Türkiye’de ve dünyadaki işçileri enternasyonalizmin sesini yükseltmeye çağırıyorlar. Doro-Çiba Uluslararası İşçi Dayanışması Komitesi adına gönderilen mektupta, derneğimiz UİD-DER’in nükleer santrallerin kapatılması amacıyla Türkiye’de yürütmüş olduğu imza kampanyası selamlanıyor. Yürütülen kampanyanın ilk evresinde 12 bin imza toplandığını sınıf kardeşlerimize iletmiştik. Gelen cevapta şöyle diyorlar:
“Sevgili UİD-DER’li arkadaşlar, topladığınız imzaların sayısının 12.000’e ulaştığını duymak gerçekten sevindirici bir haber. Fukuşima’da, 10 Ekim tarihinde, bütün nükleer santrallerin derhal kapatılması talebiyle büyük bir miting düzenleyeceğiz. Bu miting öncesinde sizlerin göndereceği 12.000 imza elimize geçerse, eminiz Fukuşima’da işçiler ve halk uluslararası dayanışmanın gerçek gücüyle cesaretlenecektir. Gönderdiğimiz ekteki Uluslararası Çağrı’da açıklandığı üzere 5 Kasımda “Uluslararası İşçi Dayanışması Mitingi” ve 6 Kasımda “Tüm Japonya’da İşçiler Sokağa Mitingi” düzenleyeceğiz. UİD-DER’i temsilen bir temsilci grubu gönderebilirseniz, bu uluslararası dayanışmamızı daha da güçlendirecektir. Mücadele ve dayanışmayla, Doro-Çiba Uluslararası İşçi Dayanışması Komitesi”
Japon sınıf kardeşlerimizden gelen çağrıyı aşağıda olduğu gibi yayınlıyoruz.
6 Kasım Tüm Japonya’da İşçiler Sokağa Mitingine
Destek ve Katılım Çağrısı
-5 Kasım Uluslararası İşçi Dayanışması Mitingine Birlikte Katılalım!-
Tüm dünyada mücadele eden dostlarımız, işçiler ve insanlar! Bizler neoliberal saldırıya karşı militan işçi sendikalarını ve diğer örgütleri, bütün ezilen halklarla güçlü bir dayanışma içinde mücadeleye çağırıyoruz.
Doro-Çiba, Kan-Nama ve Minato-Godo sendikaları olarak bizler, Ulusal Demiryolu Mücadele Hareketiyle birlikte, ortak gündemimiz olan nükleer silahlara, nükler santrallere ve işsizliğe karşı mücadele için 6 Kasımda Uluslararası Birleşik Eylem çağrısında bulunuyoruz. Bu eylem gününde içtenlikle sizleri de aramızda görmeyi istiyoruz.
Bizler Japonya’da sermayeye ve hükümete karşı mücadeleyi başlatmak için militan bir işçi hareketini yeniden canlandırma çabası vermekteyiz. Sermayenin ve hükümetin son yıllardaki temel politikası, işçileri açgözlüce sömürmek ve muhtaç bırakmak için onların onurlarını ayakları altına alarak, özelleştirme, taşeronlaştırma ve geçici çalışmayı hayata geçirmektir.
Bu sınıf karşıtlaşmasının ortasında Doğu Japonya Depremi, Tsunami ve ardından da 11 Martta insanlık tarihinin en ağır nükleer felaketi meydana geldi. Korkunç bir felaket üzerimize çöktü ve bu görülmemiş felaket karşısında bizler neredeyse sesimizi kaybettik, donakaldık.
20,000’e yakın insan öldü ve yerel topluluklar tamamen yok oldu. İşçiler işyerlerini, çiftçiler topraklarını, balıkçılar balık sahalarını ve çocuklar geleceklerini kaybettiler. Enkaz halindeki nükleer reaktörler hâlâ yüksek seviyeli radyasyon yayıyor ve milyonlarca işçi ve insanı kontaminasyona maruz bırakıyor. Bu insanlar ölüm tehlikesi altındalar.
Elektrik üretim şirketleri ve hükümet, felaketin geniş kapsamlı sonuçları ve ciddiyeti nedeniyle şoke olmuş durumdalar ve yönetme güçlerini neredeyse yitirdiler. Bu zorlukla baş edebilmek için kendi yaşamlarını savunan işçilerin ve insanların bağımsız eylemleri ve artan öfkeleri karşısında toplumsal düzeni sağlama adına “güvenlik önlemleri” alıyorlar. Onların asıl kaygıları sermayenin yaşaması ve nükleer güç politikalarının devamıdır. Tokyo Elektrik Üretim Şirketi (TEPCO) ve Japon yönetimi, emperyalist nükleer politikaların aslında aktif teşvikçisi olan IAEA ve ICRP gibi uluslararası örgütlerin yardımıyla gerçek durumun ve bilgilerin saklanması ve hatta çarpıtılması için her türlü çabayı gösteriyorlar.
Felaketten etkilenmiş bölgede yaşayan işçiler ve insanlar hayatta kalma mücadelesi vermek üzere, bu sıradışı ve yıkıcı durum içinde çaresizce ayağa kalkıp Japonya’nın diğer bölgelerinde yaşayan insanlardan kendilerine acilen yardım etmelerini istediler. Onların acil haykırışlarına işçi sendikaları olarak bizler nasıl bir cevap vereceğimiz sorunu ile karşı karşıya kaldık ve onlarla birlikte mücadeleye başlamaya ve bütün gücümüzle onlara yardım etmeye karar verdik.
“Felaket uğramış bölgelerin ihtiyaçları için işçi yardımı”, “Bütün nükleer santraller kapatılsın”, “Doğu Japonya Depremi bahanesiyle işten çıkartmalara hayır”, “Yaşamak için mücadele edelim”: Bu sloganlar çarçabuk bütün Japonya’daki insanların kalbini fethetti ve bize “ulusun sıkıntılarıyla baş etmek için genel seferberlik” ve “siyasal ateşkes”i dayatan hükümetin ve sermayenin gerici saldırılarını püskürtmede onların ortak gündemi oldu.
Giderek yükselen mücadelenin bayraklarında yazan ana talepler şunlardır: “Topraklarımızı, işlerimizi, gökyüzünü ve denizi bize geri verin!”, “Felaketten önceki haliyle Fukushima’yı bize geri verin!”, “Geleceğimizi bize geri verin!”. Fukushima’daki analar 300.000 çocuğu radyoaktif kirlenmeden korumak için zorlu bir mücadele başlatıyorlar.
11 Mart afetinin ve bugüne kadarki feci gelişmelerin yol açtığı şeyler, yönetimin ve sermayenin onyıllardır zorla yürüttüğü neoliberal saldırıların kriminal karakterini ve gerçek sonuçlarını tüm topluma teşhir etmiştir.
Ancak, kapitalist sınıfın ve Japon hükümetinin neoliberal programı daha da ağır biçimde uygulamak dışında bir seçenekleri yoktur: devlet tahvillerinin toplamı 900 trilyon Yen’i (12 trilyon dolar) geçmiş haldeyken, bütçe açığını kapatmak için “yeniden inşa tahvili” adı altında muazzam miktarda devlet tahvili çıkarma kararı aldılar; tüketim vergilerini artırmayı planlıyorlar; felaketten etkilenen bölgelerde, iş kanununun önemli bir bölümünün uygulanmayacağı ve özelleştirmenin, taşeronlaştırmanın ve geçici çalışmanın en uç biçimde uygulanacağı (nükleer santral çalışanları bu saldırılarla doğrudan hedef alınmaktadır) “Özel Yeniden İnşa Bölgeleri” devreye sokacaklar. Japon işçiler haklarından mahrum bırakılacak ve köle fabrikalarına çalışmaya sürüleceklerdir.
Ölüm döşeğindeki kapitalizmin zalim saldırısı karşısında işçilerin yaşam mücadelesi işyerlerinden başlayarak afet topraklarındaki halkın kızgın isyanıyla birleşerek bütün Japonya’yı sarmaktadır. Militan işçi hareketini yeniden canlandırmak için büyük bir fırsat yakalanmıştır.
Japonya’daki sınıf mücadelesinde merkezi konumu 1987’den beri Ulusal Demiryollarının Bölünmesi ve Özelleştirmesine karşı kavga veren, haksız yere işten atılmış 1047 demiryolu işçisinin 34 yıllık mücadelesi işgal etmiştir. Bu mücadele şimdi birçok engelin ve zorluğun üstesinden gelerek Doro-Çiba Ulusal Demiryolu Mücadelesi Hareketi tarafından yürütülmektedir.
Küresel Ekonomik Kriz şimdi baş aşağı “çift dipli resesyona” doğru ilerlemektedir. Kapitalist egemenlikle işçilerin yaşamlarının uzlaşmazlığı halkın gözünde gün be gün daha açık hale geliyor.
ABD emperyalizmin devasa miktarda mali harcamaları asla sanayi yatırımlarına gitmiyor, aksine şiddetli bir çöküşle yüz yüze olan doların krizini sadece şiddetlendiriyor. Böylece enflasyon alevlenmekte ve BRICS ülkelerindeki şişirme ekonomi sona yaklaşmakta, diğer yanda ise Avrupa’daki mali kriz ülkeden ülkeye sıçramaktadır. Bu küresel krize ilaveten Deprem Krizi Japon kapitalizmini vurdu.
“Nükleer Santrallere Hayır” ve “İşsizliğe Hayır” sloganları dünyanın tamamında işçi sınıfının ortak gündemi olmuştur. Dünyanın her yerinde işçiler ayağa kalkıyor – Mısır, Türkiye, Yunanistan, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Filipinler, Kore ve Çin’de ve diğer birçok ülkede. Özelleştirme, taşeonlaştırma ve geçiçi çalışma aracılığıyla yapılan kapitalist saldırılara karşı duracak ve bunları yenilgiye uğratacak militan işçi hareketinin canlandırılması yolunda taze bir mücadele başlamıştır.
Nükleer santrallere ve işsizliğe karşı mücadele etmek üzere 6 Kasımda bir uluslararası birleşik eylem için dünyadaki bütün işçilere ve insanlara ayağa kalkma çağrısında bulunuyoruz.
Planımıza destek vermenizi ve 6 Kasımda Tokyo’daki Tüm İşçiler Sokağa Mitingine katılmanızı rica ediyoruz.
Büyük İşçi Mitingi’nin arifesi olan 5 Kasımda işçi sınıfı enternasyonalizmi bayrağı altında tüm dünyadan neoliberal saldırılara karşı öfkeli sesleri bir araya getirecek Nükleer Santrallere ve İşsizliğe Karşı Uluslararası İşçi Dayanışması Mitingini örgütlemeyi planlıyoruz. Bütün içtenliğimizle sizlere bu uluslararası mitingde bize katılmanız çağrısında bulunuyoruz.
Japonya’da kalacak yeri vs. karşılamak konusunda yardımcı olmaya hazırız.
Bizleri desteklemenizi ve 5 ve 6 Kasım Mitinglerinin ikisine de katılmanızı sizlerden bütün kalbimizle rica ediyoruz.
Sizlerin olumlu cevabınızı bekliyoruz.
Ağustos 2011
Doro-Çiba
Başkan TANAKA Yasuhiro
Doro-Çiba Uluslararası İşçi Dayanışması Komitesi
Genel Mali İşler Sorumlusu, YAMAMOTO Hiroyuki
Kız Çocuğu
Son Eklenenler
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...
- Depremin üzerinden haftalar geçti ama ihmaller, keyfi tutumlar, umursamazlık, akıl almaz söylemler depremin sonuçlarını felakete çevirdi. Erdoğan depremin üçüncü gününde deprem bölgesine korumalarının da içinde bulunduğu upuzun bir konvoyla gitti. O...
- Belediye-İş üyesi Avcılar Belediye işçileri İstanbul Avcılar Havuz meydanında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eyleme Belediye-İş Sendikasından şube yöneticileri ve temsilciler, demokratik kitle örgütleri, emekten yana partiler ve UİD-DER katıldı.
- Fransa’da Macron hükümetinin emeklilik hakkına yönelik saldırısı işçi sınıfını bir kez daha ayağa kaldırdı. Hükümet emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istedi ancak işçi sınıfı bu saldırıya grevlerle, milyonları bulan protesto gösterileriyle...
- Emek ve Özgürlük İttifakı, Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla 14 Mayısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kararını açıkladı. “Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa,...
- Türkiye, tarihinin en büyük depremini yaşadı ve iktidar yine sınıfta kaldı. Yıkılan 11 şehre ve enkaz altında kalan insanlara günlerce yardım elini uzatmadı devlet. Ama sürekli televizyonlarda “müdahale ettik, herkese ulaştık” diye reklam yaptılar....
- Yer bilimciler 6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli deprem öncesinde açıklamalar yapıyor, uyarıyor ve gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunuyorlardı. Bu çağrılara kulak tıkayan ve tek bir önlem almayan iktidar, depremin sonuçlarının felakete...
- 15 Martta İngiltere’de 700 bine yakın işçi greve çıktı. İngiltere bir kez daha işçi sınıfının gücüne tanıklık etti. Hükümetin “Bahar Dönemi” bütçesini açıkladığı güne denk getirilen grev, işçi sınıfının sermaye sınıfına ve hükümete karşı kararlı...
- Marmara fayı yakınındaki bölgelerde riskli evlerde milyonlarca insan oturuyor. Bu insanların çok büyük bir kısmının güvenilir bölgelere taşınacak ne paraları ne de imkânları var. Milyonlarca emekçinin hayatı risk altında... Bu insanlar kendi...
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...