Buradasınız
Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
Gebze’den genç bir işçi-öğrenci

Barınma ihtiyacı, tarih boyunca insanın en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. Tarihin ilk dönemlerinde bizi yırtıcılardan ve olumsuz hava koşullarından koruyan barınma alanlarımız zamanla gelişerek ailemizle paylaştığımız bugünkü evler haline gelmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelişen birçok şey gibi yaptığımız binalar da çok iyi seviyelere gelmiştir. Yaşadığımız bu çağda onlarca katlı binalar yapabiliyor, bu binaları depreme dayanıklı hale getirebiliyoruz. Bu tür binalarda yaşayan insanlar şiddetli depremleri sağ salim atlatıyor, burunları bile kanamıyor. Kısacası geldiğimiz noktada teknoloji ve bilim muhteşem bir düzeye gelmiştir. Fakat öyle bir düzende yaşıyoruz ki bunca gelişmişliğe rağmen en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan yüz milyonlarca insan bulunuyor.
Deprem felaketlerinde on binlerce insan hayatını kaybediyor ve milyarlarca insan barınma problemi çekiyor. Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) verilerine göre dünyada 1,8 milyardan fazla insan barınma problemi yaşıyor. Türkiye’de de ciddi bir barınma sorunu var. Artan enflasyon ve depreme yönelik önlemlerin ihmal edilmesi konut fiyatlarını ve kiralarını absürt bir şekilde arttırmış durumda. İstanbul’un birçok yerinde daire kiraları asgari ücreti geçmiş halde ve kiralar her geçen gün daha da artıyor. Bu fahiş artışın nedenlerinden biri olarak konut yetersizliği gösterilse de bu durum konut yetersizliğiyle alakalı değildir. Açıklanan verilere göre sadece İstanbul’da 450 ilâ 750 bin arasında boş konut bulunmaktadır. Buna rağmen barınma konusunda karşı karşıya kaldığımız problem bize kapitalizmin tam bir israf düzeni olduğunu göstermektedir.
Kiralar bu haldeyken gençler ailelerinden ayrı eve çıkamadıkları gibi bu nedenle sorumluluk bilinçleri de gelişmiyor ve bu durum sosyal hayatlarını da olumsuz etkiliyor. Evde işleri yapan bir yetişkinin olması ve ailelerin çocuklarına evle ilgili sorumluluk vermekten geri durması gençleri olumsuz etkiliyor. Yani gençler birçok alanda kapana kısılmış durumdalar. Bu durumdan kurtulmak için akla ilk gelen fikirlerden biri Türkiye’den kaçıp bir Avrupa ülkesinde yeni bir hayata başlamak oluyor. İşçi sınıfının gençleri birlik olup örgütlerinde ne kadar büyük bir güç olacaklarının farkında olmadıkları için kaçış gençler için daha cazip bir fikir haline geliyor. Avrupa’ya gelirsek ne yazık ki orada onları öyle muhteşem bir hayat beklemiyor. Avrupa’da da milliyetçilik ve göçmen düşmanlığı kışkırtılıyor. Türkiye’den gidenler de bundan nasibini alıyor. Ayrıca bambaşka bir dilin konuşulduğu bambaşka bir kültüre sahip bir ülkede yeniden hayata başlamak da hiç kolay değil. Bunun yanında hayalini kurduğu ülkeye gitmiş olsa da bir gencin hayalini kurduğu ücreti alması çok zor. Hadi gelin bunu somutlaştırmak için Avrupa’nın en zengin ve güçlü ülkelerinden biri olan İngiltere’ye bakalım.
İngiltere denilince akıllarda herkesin mutlu olduğu, refah seviyesi yüksek bir ülke modeli canlanıyor fakat durum göründüğü gibi değil. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre 20-34 yaş aralığındaki 2 milyondan fazla genç ailesiyle birlikte yaşıyor. Bu oran ise genç nüfusun %25’i demek! Bu gençlere “The clipped wings generation” yani “kanatları kırpılmış nesil” diyorlar. Çünkü bu insanların büyük bir kısmı maddi sorunlar çektiği ya da işsiz olduğu için aileleriyle kalmak zorundalar. Gençler, ev sahibi olamamalarının en büyük nedeninin konut fiyatlarındaki artış olduğunu belirtiyorlar. Ve bu durum kapitalizmin büyük bir kriz içinde olmasıyla her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Birçok genç kaçıp kendini kurtarmak hevesiyle sınıfına yabancılaşıyor, bireysel kurtuluş fikriyle yanıp tutuşurken kendi kimliğini unutuyor, ondan utanıyor. Fakat şu var ki işçi kimliğiyle dünyanın neresine gidersen git, nerede bulunursan bulun, hangi pozisyonda çalışırsan çalış örgütsüz biri olduğun sürece sömürülmeye ve zorluklarla karşılaşmaya mahkûmsun. Yegâne çıkış yolu ise ait olduğun sınıfın bilincinde olup sınıfın mücadelesini güçlendirmek için çaba göstermektir. İşçi sınıfının atılımlarının kapitalizmi sarsacağı günlere dek, kalın sağlıcakla.
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...