Buradasınız
Kâr Çok, Önlem Yok: İş Cinayetleri Devam Ediyor!
Amasra’da TTK’ya ait maden ocağında meydana gelen patlama ve ardından çıkan yangında 42 işçi yaşamını yitirdi. Amasra madenci katliamı ne ilkti ne de son oldu. 6 ve 8 Kasımda biri Zonguldak’taki bir madende diğeri Hatay’daki bir demir çelik fabrikasında art arda patlamalar yaşandı. Bu patlamalarda şans eseri ölen işçi olmadı ama işyerlerinde iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını, işçilerin her an ölümle burun buruna çalışmaya devam ettiğini gösterdi. İş güvenliği önlemleri alınmadığı için her gün fabrikalardan, inşaatlardan ölüm haberleri gelmeye devam ediyor, çocuklar dahi yaşamdan koparılıyor. 9 Kasım akşamı saat 22.00’da Hatay’da bir narenciye fabrikasında 14 yaşında bir kız çocuğu kıyafetinin meyve paketleme makinesine sıkışması sonucu hayatını kaybetti. 14 yaşında okulda olması gereken bir çocuğu akşamın o saatinde çalışmak zorunda bırakan yoksulluğun sebebi nedir? İşçilerin kullandığı makinelerde neden gerekli koruyucu önlemler yok? Gerekli önlemler alınmadığı için bu kez bir iş cinayeti haberi Diyarbakır’dan geldi. 12 Kasımda Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde bir fabrikada meydana gelen patlamada 1 işçi hayatını kaybetti, 3 işçi de yaralandı.
İçimizi yakan bu iş cinayetlerinin sorumlusu, suçlusu kimdir? Erdoğan’ın “kader planı” olarak açıkladığı iş cinayetlerinin asıl nedeni nedir?
Hiç kuşkusuz iş cinayetlerinin en temel nedeni patronların kâr hırsı ve siyasi iktidarın umursamazlığıdır. Çalışma Bakan Yardımcısının Amasra’daki madenci katliamına ilişkin şu sözleri çok şey anlatıyor: “Hepimizin üzerinde durduğu havalandırmayla alakalı eksikliğin, tali havalandırma ünitelerinden birisinin bağlantısının olmadığı ve yetersiz olduğuyla alakalı bir tespit var. Bu tespit, Çalışma Bakanlığımızın tespiti olarak bizde de var. Kazadan üç gün önce bitirdiğimiz denetimimizde bu eksiklik tespit edilmiş ancak bunun üretimi durdurmayı gerektirecek düzeyde olmadığına ilişkin de bir öngörümüz var.”
Düşünebiliyor musunuz, işyerlerindeki iş güvenliği önlemlerini denetlemekle yükümlü olan bakanlık bile madendeki sorunların “üretimi durdurmayı gerektirecek düzeyde olmadığını” söylüyor! Oysa madenin gaz ölçüm merkezinde Bartın emniyetinin yaptığı inceleme sonrası hazırlanan tutanağa göre;patlama günü metan gazı seviyesi 85 kez yüzde 1’in üzerine çıkmış ve ikaz seviyesine gelmiş. Elektriklerin de kesildiği yüzde 1,5 seviyesine ise 5 kez çıkmış. Karbonmonoksit gazı da patlama günü ikaz seviyesi olan 25 ppm seviyesini 47 kez, alarm seviyesi olan 50 ppm seviyesini de 13 kez geçmiş. 13 Ekim saat 23.43 ile patlamanın olduğu 14 Ekim saat 18.49 arasında havalandırma vantilatörü değeri 53 kez ikaz değerini ve 355 kez de alarm değerini göstermiş. Bütün bunlar katliamın göz göre göre geldiğini, işçinin canına değil üretime odaklanıldığını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde göstermiyor mu?
Siyasi iktidar 2013 yılında 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasını çıkardı. İş kazalarını önlemekte yetersiz olan bu yasa bile gerçek anlamda hayata geçirilmedi. Yasanın zorunlu tuttuğu iş güvenliği önlemleri, eğitimler vs. kâğıt üzerinde yapılmış gösteriliyor, gerekli denetimler yapılmıyor. Yapılsa bile Amasra örneğinde gördüğümüz gibi zaten bakanlığın kendisi dahi eksikliklerin hayati olmadığına kanaat getiriyor! 2008’de İstanbul Davutpaşa’daki bir maytap atölyesinde yaşanan patlamada 21 işçi ölmüş, atölyenin kaçak olduğu ve daha önce dört kez mühürlendiği, işçilerin sigortasız çalıştırıldığı ortaya çıkmıştı. Dönemin Belediye Başkanı Kadir Topbaş kaçak bir işyerine müsaade eden belediyenin sorumluluğunu üzerinden atmak için şöyle demişti: “Vatandaş ihbar etmezse nereden bilelim.” En tepeden en aşağıya yetkili merciler sorumluluk almıyor, sorunları görmezden geliyor, onların bu tutumu patronları daha da cesaretlendiriyor.
Taşeron ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması da iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Sendikasızlaştırma ise en önemli faktörlerden biri. Zira iş cinayetleri çok büyük oranda sendikasız işyerlerinde gerçekleşiyor. Düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları nedeniyle Türkiye’de pandemiden bu yana sendikalaşmak isteyen işçilerin sayısında artış var. Ancak sendikalaşan işçiler işten atılırken patronlara hiçbir yaptırım uygulanmaması, sendikal davaların uzun sürmesi nedeniyle pek çok sendikalaşma girişimi başarıya ulaşamıyor. Diğer yandan hakkını arayan işçiler polis saldırısına uğruyor, gözaltına alınıyor, hatta “terörist” ilan ediliyor. Bütün bunlar işçilerin sendikalaşmasını ve asgari düzeyde de olsa iş güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlamasını engelliyor.
Sendikasızlaşma ve örgütsüzlükle, büyüyen yoksulluk ve artan hayat pahalılığı birleştiğinde milyonlarca işçinin kötü çalışma koşullarına çaresizce boyun eğdiği gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Aldığı ücretle ay sonunu getiremeyen, kredi kartlarına borçlanan işçiler, işsiz kalma korkusuyla riskli olduğunu bile bile çalışmaya devam ediyorlar. Amasra katliamında hayatını kaybeden bir işçinin faciadan birkaç gün önce “gitme oğlum bir şey olur” diyen annesine “sen bana para verecek misin?” demesi gibi… 14 yaşındaki Dicle Nur’un ailesine katkı sağlamak için narenciye fabrikasında çalışmak zorunda kalması gibi…
Her gün onlarca işyerinden, işçi evlerinden arşa yükselen feryatların, çekilen acının son bulmasının bir yolu var. İşçiler olarak “ateş sadece düştüğü yeri yakmaz” diyerek birbirimize sahip çıkmak. İşçi sınıfı olarak sendikal ve siyasal örgütlülüğümüzü, emeğin örgütlü cephesini, demokrasi ve sınıf mücadelesini büyütmek.
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...