Buradasınız
Kendimizi Yıpratmak Çözüm Değil
Sancaktepe’den tekstil işçisi bir kadın
Ben hem bir işçi hem de anneyim. Okullar açılalı iki ay oldu ve biz eğitim masrafları altında ezilmeye devam ediyoruz. Eğitimle ilgili yaşadığımız sorunları işyerindeki arkadaşlarla da konuşuyoruz. Çocuğu olan herkes çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. Servis, yemek, kitaplar bu sorunların başında geliyor. Okullarda yemek verilmediği için sandviç gibi şeyler hazırlayarak okula gönderiyoruz çocuklarımızı. Ama henüz gelişme çağında olan çocuklarımız için bunlar besleyici değil. Evet, karınlarını doyuruyorlar ama ihtiyaçları olan vitamin ve mineralleri alamıyorlar. Bir arkadaşımın çocuğunun gittiği okulda yemek veriliyormuş fakat bir öğün için çocuk başına 3200 lira para isteniyormuş. Arkadaşımın iki çocuğu var ve ayda 6400 lira vermesi mümkün değil. Bu nedenle o da bizim gibi sandviç hazırlıyor çocuklarına. Okulun ilk açıldığı haftalarda sandviç hazırlayamadığım bir gün 60 lira harçlık vermiştim oğluma. O gün aç geldi okuldan eve. İki kır pidesi almış, kuru kuru yemiş. Haftanın 6 günü patronumu “doyurmak” için çalışıyorum, yıpranıyorum ama çocuğumun karnını doğru düzgün doyuracak bir harçlık veremiyorum!
Benim de arkadaşlarımın da en çok şikâyet ettiğimiz konulardan biri de MEB’in verdiği kitapların yetersiz olması ve bu nedenle kullanılamaması. Mecburen öğretmenlerin istediği ek kitapları alıyoruz. Yılın sonunda MEB’in kitapları hiç el sürülmemiş olarak kalıyor ve çöpe gidiyor. Biz de her seferinde yeni kitaplar alıp dünyanın parasını veriyoruz. Madem bu kitaplar yetersiz ve bir işe yaramıyor o halde neden bizim ödediğimiz vergilerden dünya kadar para harcanıp bu kitaplar bastırılıyor? Üstelik bu yeni bir sorun değil, yıllardır yaşanıyor. Kesilen ağaçlara, alın terimizle ödediğimiz vergilere yazık değil mi? Ya hiç kitap bastırmayıp vergilerimizi boşa harcamasınlar ya da doğru düzgün kitaplar bastırsınlar.
Bir diğer sorunumuz ise servis ücretleri. Servis ücretleri geçen seneye göre iki üç misli artınca işyerinde bir arkadaşım çocuklarını servise veremedi. Karı koca çalışıyorlar ama yine de ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Çocuklarından biri ilkokul 1. sınıfta diğeri 4. sınıfta okuyor. Servis parası veremedikleri için küçük çocuğu abisi sabah okula götürüyor, ondan sonra kendisi okuluna gidiyormuş. İlkokul 4’e giden bir çocuğa küçük kardeşinin sorumluluğunu yüklemişler başka seçenekleri olmadığı için. Arkadaşımın aklı haliyle hep çocuklarında! Molalarda ilk işi çocuğunu aramak…
İşçi Dayanışması’nın bu ayki sayısında anneliğin nasıl da kursağımızda bırakıldığı anlatılıyor. Gerçekten de olan bu… Bıraktık çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamayı, onları sağlıklı besleyemiyor, okula güvenli bir şekilde gidip gelmelerini sağlayamıyoruz. Bir anne için çok yıpratıcı bir şey bu. Ama bilelim ki bunun sorumlusu biz değil anneliği kursağımızda bırakan bu düzendir. Bize düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini reva gören patronlardır. Ödediğimiz vergileri birilerini daha da zengin etmek için kullanan iktidar sahipleridir. O halde kendi kendimizi yıpratarak, üzülerek sorunlarımızı çözemeyiz. Ücretlerimizi yükseltmek, toplanan vergilerin kamu yararına yani bizim için harcanmasını sağlamak için birlik olup mücadele etmeliyiz.
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Davut Abiyi Misafir Ettik
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...