Buradasınız
KFC ve Pizza Hut İşçileri Haklarını Arıyor

ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda konkordato ilan etti ve 283 KFC ile 254 Pizza Hut restoranını kademeli olarak kapatmaya başladı. Onlarca sektörde bir çok şirketi olan İş Holding’in İş Gıda için konkordato ilan etmesi sonrası 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin İstanbul’daki merkezi ve birçok şehirdeki KFC ve Pizza Hut restoranları önünde eylemler gerçekleştirdi.
Yum Brands, standartları karşılayamadığı gerekçesiyle İş Gıda ile anlaşmasını bitirdiğini duyurmuştu. İş Gıda ise 8 Ocakta yaptığı açıklamada herhangi bir kalite sorunu olmadığını ve faaliyetlerine devam ettiğini duyurduysa da devam eden günlerde 7,7 milyar TL’lik borç gerekçesiyle konkordato talebiyle Ticaret Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, 31 Ocakta İş Gıda’ya 3 aylık geçici mühlet kararı verdi ve şirkete üç konkordato komiseri atandı. Konkordato kararı mali durumu bozulmuş şirketin borçlarını belli bir plana göre ödemesi anlamına geliyor. Fakat burada işçi alacakları, bankalar ve büyük şirketlerden sonra en son sıraya girebiliyor.
KFC ve Pizza Hut çalışanları, yaptıkları açıklamalarda aileleriyle beraber 25 bin kişinin açlığa terk edildiğini belirtiyorlar. Siyasi iktidara ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına seslenen işçiler tepkilerini şu sözlerle dile getiriyorlar: “Uluslararası dev şirketler ve onların buradaki ortakları nasıl oluyor da alicengiz oyunlarıyla biz işçileri bir anda ortalıkta bırakarak kayboluyorlar. Anayasada, İş Kanunu’nda olan haklarımızı, işçi-işveren arası ilişkileri kimler nasıl denetliyor, şaşkınlık içindeyiz. Gözümüzün içine bakarak bizi işsizlik bataklığına ve açlığa sürüklüyorlar.”
İşçiler, İş Gıda patronunun alicengiz oyunlarına dair ise şunları söylüyorlar: “Sayın İlkem Şahin, çocuğunuzun yemeği için savaştığınızı söylüyorsunuz ama konkordato kararından önce İş Gıdadan Krispy Kreme Üretim A.Ş. firması olarak isim değişikliği yaptınız. 23 Ocak tarihinde Krispy Kreme şubelerini Gökçe Elif Şahin adına devrettiğini görmekteyiz. Ve birkaç gün sonra konkordato kararı alındı. Planlı olarak bu işlemler yapıldı. Sizin hiç vicdanınız ve korkunuz yok mu? Bu kadar insanın emekleri ve senelerce ödenmeyen primleriyle 50 milyonluk bir malikâne satın alındı, nasıl rahat oturuyorsunuz?”
Konkordato sürecinde iş çıkışlarının yapılmadığını, maaşlarının garanti fonu tarafından ancak 3 ay sonra ödeneceğini belirten işçiler, bu süreçte başka bir işte de çalışamadıklarını ifade ediyorlar. Şirketle yaptıkları sözleşmede, başka bir firmada çalıştıkları durumda iş akitlerinin tek taraflı feshedileceğinin ve bu durumda hiçbir hak talep edemeyeceklerinin yazılı olduğunu söylüyorlar.
155’ten fazla ülke ve bölgede 61 binin üzerinde restorana sahip Yum Brands’ın 2024 yılı için toplam geliri 7 milyar 549 milyon olarak açıklanmıştı. 1 milyar 486 milyon net kâr elde eden şirket kârına kâr katmış, o sermayeyi emek güçleriyle yaratan işçiler ise açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe, bilinmezliğe itilmiş durumda. Bugün İş Gıda işçilerinin yaşadığı sorun, Türkiye’de işçilerin temel mücadele konularından biridir. Zira şirketler çeşitli nedenlerle iflas kararı aldıklarında tıpkı bu örnekte olduğu gibi patronlar sermayelerini kurtarıp çoğu durumda daha da büyüyerek başka isimler altında yollarına devam ediyorlar. Yıllarca “biz bir aileyiz” denilerek kandırılan ve posası çıkana kadar çalıştırılan işçiler ise ancak sıfırı tüketmiş şekilde kendilerini kapı önünde bulduklarında olan bitenden haberdar olabiliyorlar. Nalıncı keseri gibi hep sermayenin lehine işleyen yasalar değişmediği sürece benzeri hak gaspları yaşanmaya devam edecek. Hak gasplarını ancak örgütlü işçi sınıfı durdurabilir. Bunun için de işçiler, patronların “biz bir aileyiz” yalanlarına kanmamalı, kendi örgütlü güçlerine inanmalı, sendikalarında ve sınıf örgütlerinde bir araya gelerek emeğine ve geleceğine sahip çıkmalıdır.
- Kamu Emekçileri: Ne Hakem Ne Sefalet Zammı!
- Belediye Çalışanlarından İş Bırakma Eylemleri
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Uşak’tan Kayseri’ye Sendika Düşmanlığına, Sefalet Dayatmasına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kamu Emekçileri Sefalet Dayatmasına Karşı İş Bıraktı, Alanlara Çıktı
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- KESK’ten Birlikte Mücadele Etme Çağrısı
- Kuryeler, Depo İşçileri ve Öğretmenler Hakları İçin Eylemde
- KESK İktidarın Sefalet Dayatmasını Protesto Etti
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Tez-Koop-İş Sendikasına Üye Kamu İşçileri ODTÜ’de Greve Çıktı
- Tekstil ve Belediye İşçileri Sendika Düşmanlığına, İşten Atmalara, Düşük Ücretlere Karşı Mücadele Ediyor
- Belediyelerde Ücret Gaspına, İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Tepkisi Büyüyor
- Kayseri ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- KESK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde TİS Eylemi
- Akkuyu İşçilerine Jandarma Saldırısı
- SES: “Grevli Sendika Hakkı, Gerçek Toplu Sözleşme!”
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.